Geçmişin Tozları | 11 |

728 40 56
                                    

Yağız ve Hazan birbirinden ayrıldıklarında asansörün kapısı açılır ve iki adam vardır, ikisi de şok olsa da hemen arkalarını dönerler, Yağız Hazan'ın elinden tutar ve inerler, o uzun karanlık koridordan Hazan'ı geçirir ve adamlarının yanına ulaşınca herkes eğilip selam verir. Hazan onları süzerken herkeste Hazan'ı süzüyor-dur.

Yağız : Yanımda gördüğünüz bu güzel kadın, benim canım, ömrüm. Şimdi yüzünü iyi yerleştiriniz o marul kafalarınıza çünkü bu kadına bir zarar gelmeyecek.. Anladınız mı?

Adamlar : Anladık Yüce Yağız Egemen!

Hazan Yağız'ın kulağına yaklaşıp bir  şeyler fısıldar.

Hazan : Neden Yüce Yağız Egemen deniliyor?

Yağız : Uzun bir hikayesi var, sonra anlatırım.

Yağız Hazan'ın saçlarını okşarken yanlarına Erdal gelir. Önemli bir konudan bahsedeceği aşikardır. Yağız Hazana beklemesini söyler ve Erdal ile bir köşeye geçerler.

Erdal : Bölmek istemezdim ama önemliydi.

Yağız : Anladım onu, tipinden belliydi, hadi çıkar ağzında ki baklayı.

Erdal : Hazım bey.. Sizinle bir buluşma gerçekleştirmek istiyormuş, yalnız!

Yağız güler ve elini saçlarına daldırır.

Yağız : Yalnız gidersem tabii beni avlar. Ama sözüm söz olsun yalnız gideceğim, ver haber akşama ayarlasın.

Erdal : Yağız bey çok tehlikeli. Yapmayın, gitmeyin.

Yağız kaşlarını çatar.

Yağız : Sen benim ne zaman kaçıp korkup saklandığımı gördün? Erdal hadi git hazırla şu buluşmayı da gidip bir merhaba diyelim.

Erdal : Emredersiniz!

Yağız Hazan'ın yanına geri döner, hiç beklenmedik bir anda sarılır, Hazan pek bir şey diyemez ve sarılmaya daha sıkı karşılık verir.

Yağız : Seni eve bırakayım, benim önemli bir işim çıktı.

Hazan : Gitmese Yağız bak içimde kötü bir his var.

Sarılmayı kesip birbirlerine bakarlar.

Yağız : Gitmem gerekiyor, Hazan.

Hazan : Dikkat et o zaman kendine, ben senin için dua edeceğim.

Yağız  Hazan'ı evine bırakır ve hızla buluşma yerine gider. Hava kararmıştır, yani zaman gelmiştir. Hazım bey Yağız'ın yanına girer adamları ile.

Yağız : Biliyordum.. Yine korkaklık yapacağını , sözünü tutmayacağını!

Hazım : Sana güvenemez idim.

Yağız : Baba, nasıl söz tuttuğumu iyi bilirsin, ben sözümün eriyim.

Hazım : Ama sende şunu iyi biliyorsun ben değilim, Yağız.

Yağız ellerini ensesine yerleştirir ve güler.

Yağız : O zaman işkence başlasın mı? Özledim eski günleri..

Hazım : Nasıl da biliyorsun başına gelecekleri...

Yağız : Ya sanırım senin şu sevgiline birkaç bir şey yaptığım için.

Hazım : Yağız keşke böyle olmasaydı oğlum.

Yağız artık bu konuşmaya katlanamaz ve orada duran sandalyeye oturur. Adamlar onu bağlar ve üstünü soyar. Yağız gözlerini yumar ve Hazan'ı düşünür, onun bu bağından güç almaya çalışır.

Geçmişin Tozları | YağHazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin