J-Jimin?

17 3 3
                                    

Bugün konserimiz vardı. Bildiğimiz konser. Her konserde bu kadar heyecanlanmamız cidden normaldi değil mi? Yoksa acilen bir doktora görünmemiz gerekebilirdi. MV miz birincilik ödülü kazanmıştı. Bu çok gurur vericiydi. Neden olmasındı zaten? Bir zamanlar hayaldi bizim için şimdiye kadar... Sahneye çıktığımızda ne kadar büyüdüğümüzü gördüm. İlk konserden oldukça fazla Black-H vardı..ellerinde bomblarla.. Onları görmek içimi rahatlatmıştı. Bize eşlik etmeleri, alkışlar,bağırışlar.. eğlenmelerini görmek bile huzur vericiydi. Düşündümde iyki pes etmeden devam etmişiz, tüm zorluklara rağmen! Mi Rae'nin diyet yüzünden bayılmaları, Haneul'un pratikten yara almış ayakları, Chae Ri'nin sürekli nefret mesajları alması, Mi Cha'nın sasaenglerin saçmalığı sayesinde çıkmış hiç olmamış haberleri, benimkiler belli.. Çok iyi devam eden konser? Devam edemiyordu.. Min Jee! Bir takıntılı fan tarafından sıkıştırılmıştı ve baskı yüzünden sahnede bayılmıştı. Çığlıklar eşliğinde ambulans geldi. Alıp götürdü bizim Min Jee'mizi hastaneye. Bizde Bangtan'ı beklemeye başladık. Sahnedeki şaşkın ve ağlak yüzleri meraklandırmamalıydık daha fazla.
NamKyu- Millet! Üzgünüz. Bunu telafi edeceğiz merak etmeyin. Bizde beklemiyorduk. Ve şuan çok kötü durumdayız. Sizden tek beklentimiz dua etmeniz! Destek vermeniz! Sizi seviyoruz. Min Jee iyileşecek ve o zaman daha güzel bir konser vereceğiz. Görüşürüz!!!
Bangtan ve gelen arabayı görünce bindik. Kendimi ait olduğum kollara, omuza bıraktım ve ağlamaya devam ettim. Bana huzur veren kokusu varken endişelenmem biraz zordu. Beni alt üst ediyordu.
V- Şşt. Tamam. Geçti. İyi olacak o..

Hastaneye geldiğimizde kamera doluydu her yer! Onları kovan PD ye her şeyimizi borçlu olduğumuz gerçeği vardı bir de.. Odayı bulup kapısında beklemeye başladık. Ve şuan fark ettiğim şey? Jimin neredeydi?
-Jimin nerede?
V- Bilmiyorum Soo. Hiçbir şeyi bilmiyorum. Haberi alır almaz gitti.
-Gelir değil mi? Gelmeli! Gelmek zorunda! Kaçmayacak değil mi?
V- İstese de kaçamaz Soo'm. Gelecektir. Gelecek. Ben biliyorum onu gelir o.
Sessizce 'İnşallah' dediğini duymuştum ama cevap vermedim. Odadan çıkan doktorlarla beraber başka bir odaya alınan MinJee...
Açıklama yapmaları gerekiyordu! Öyle de oldu!
Doktor- Çok büyük bir şey yok. Sırtında olduğu için görünmeyen bir yırtık. Kapattık. Ama tekrar patlak verdi. İyi olacaktır.
Anlamıyorum. Nasıl söylemezdi? Sırtındaki yırtığı yok sayıp nasıl sahneye çıkardı! Bize söylemesi gerekirdi.! Allah aşkına Jimin neredeydi! Neye üzüleceğimizi şaşırmış durumdaydık. Buraya gelip iyi olduğunu öğrenmesi gerekiyordu. Jimin!!!

Jimin'den
Aldığım haberle ayaklarımın götürdüğü yere koşmaya başladım. Nereye gittiğimi bilmeden,kimse umrumda olmadan koştum. Ormanlığa gelmiştim. Nedenini bilmiyordum ama gelmiştim işte. Gözlerim yaşlı yorgunluktan çökmüştüm bir ağacın önüne.. çalan telefonumu aldırmadan duruyordum. Yapanı bulmam gerekirdi. Değil mi? Sonra Sevdiğim'e yaptığını ona yapmam gerekirdi. Gerçi daha ne yaptığını bile bilmiyordum ya ne hoş değil mi? Israrla çalan telefonumu aldım. Soo-Yun arıyordu. Defalarca. Açma gereği hissederek açtım.
Soo- Neredesin sen ya! Kaç zilyon kere aradım haberin var mı senin! Neredesin! Böyle bir durumda nereye gidebilirsin! Hemen buraya geliyorsunuz Jimin Bey! Ay..
Telefonu V almıştı. Cidden ne yaşıyordu bu ikisi?
V- Soo. Sana haberi vermeni söylemiştim ağzına sıçmanı değil. Jimin! Kardeşim! İyileşti! O iyi Jimin! Buraya gelmelisin! Buraya gel Jimin. Sana ihtiyacı var.
JM- Benimde ona ihtiyacım var V. Sandığından daha çok.
V-Biliyorum. O yüzden gelmelisin.
JM- Geliyorum.
Gidiyordum gitmesine ama? Neresiydi burası? Nasıl çıkacaktım? Birini görmüştüm beni çekerken! Yanılma ihtimalim yoktu. Olamazdı. Olduysa da yapacak bir şeyim yoktu. Peşinden koştum. Belki çıkış yolum oydu? Koştum. Tekrar tekrar sadece koştum. Durmadan.. saatlerce.. ve evet. Şuan dışardaydım. Kızı kaybetmiş olmam umrumda değildi. Bir taksiye atlayıp hastaneye gittim. İnsanlar çıldırmıştı. Virüs gibi yayılıyorlardı. Ve bu sinir bozucuydu!

Hastaneye geldiğimde koşarak onu buldum. Yine koşuyordum. İstemeden aklıma Run şarkımız gelmişti. Cidden komikti. Kafayı yiyen bir adet Jimin ne yapardı acaba? Onu test ediyordum sanırım. Bulduğumda Soo-Yun karşımda dikilmiş sinirle bana bakıyordu. Elini kaldırıp tekrar indirğinde
-İçerde seni bekliyor!
Cidden bu kadar kızmışmıydı. Gerçi haklıydı da. O tokatı atsaydı belki aklım yerine gelirdi. İçerden çıkan Nam Kyu'nun ardından içeri girdim. Orda yatıyordu.. beyaz olan cildi daha ne kadar solabilirse olmuştu işte... soğuktu. Yanına gittim ve elini tuttum. Allah Aşkına neden ağlıyorsun Jimin? iyi işte karşında güzel sözler söyleyip,öpüp, çıkman gerekmiyor muydu? Neden ağlıyordun?
MinJee- Sanırım sevgilim kafayı yemiş durumda.
JM- Sevgilin hasta olmuş durumda Jee. Ah cidden neden söylemedin? Neden sakladın?
MinJee- Çünkü beni tehdit etti Jimin. İnandım işte. Kandım yine. Söyleyemedim. Napabilirdim? Sana size bir şey olsaydı hem de benim yüzümden?
JM- Tamam bunu konuşmayalım. O adamı bulup cezasını vereceğim. Ve sen! Sen Min Jee! Beni bırakmadığın için teşekkür ederim. Benimle kaldığın için teşekkür ederim. Beni sevdiğini için teşekkür ederim. Min Jee! Daha fazla sana zarar gelmesine katlanamayacağım, sensizliğe... Benimle? Evlen benimle Min Jee. Evlensek ya ha?
MinJee- J..Jimin?
JM- Ciddiyim. Benim olur musun?
MinJee- Evlenelim Jimin. Kabul EDİYORUM.

Black QueensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin