Sonunda evimizdeyiz.Balayımız bitti, yemekler yendi, tatil eşyaları yıkandı, yerine yerleşti. Yeni hayatımıza adım attık sonunda.
Pazartesi sabahı erkenden kalktım. Çayı demledim, kahvaltı hazırladım.Eşimin işe giderken giyeceği takım elbisesini ve gömleğini çıkardım dolaptan, kravatını seçtim, takması için hazırladım. Takım elbisesine uygun ayakkabılarını kapının önüne bıraktım. Her şey hazır...Allah'ım bir anda şaşırılası bir ev hanımı oldum çıktım.
Tüm neşemle eşimi uyandırmak için yatak odasına gittim ama alarm çalmış uyanmış çoktan benimki. Uyanmasına uyanmış da uyandığından da pek memnun değilmiş gibi bir ifade var adamın yüzünde. Canım kocam, o uzun tatilden sonra ilk iş günü, tabi çok normal yüzünün asılması, akşam en sevdiği yemeklerden birini yapayım, ilk günlerde biraz şımartayım ben canım kocamı diye düşünüyorum içimden. Ama adam dikmiş gözlerini bana, garip bir ifadeyle, açıyor o mübarek ağzını;"Tangur tungur ne çok ses yaptın sabah sabah yaa, ne işin vardı bu saatte erkenden uyandırıyorsun beni de. Bilmiyor musun bu hafta izin dönüşüm, iş yerinde yoğun olacağım. Yarım saat daha uyusam ne olurdu sanki gözüne mi battı" demesin mi???
Şimdi...içimden düşünürken söylediğim canım kocamın başındaki "canım"kısmı vardı ya işte o kısmı geri alıyorum, onun yerine "camış" ya da "öküz" koyuyorum.Haketti çünkü. Lan bana bak.. Sabahları kahvaltı hazır olmadan uyanmayan ben, senden önce kalktım sana kıyafetlerinle kahvaltını hazırladım. Sen ne yaptın?? Yüzüme çemkirdin resmen!! Sen böyle hizmeti ananın evinde hiç gördün mü de sabah sabah bana atar gider yapıyorsun öküz öküzzz... Demedim tabi ki.. Tam tersi " aaaa olur mu aşkım o nasıl söz, ben sana kahvaltı hazırladım, kıyafetlerinde hazır, seni uyandırmaya geliyordum"dedim en neşeli sesimle ve tüm şirinliğimle. Bu sefer de "ben sabahları kahvaltı yapmam ki" diye böğürmez mi?? Lan.. Tatilde her sabah saatlerce omlet sırası bekleyip altı tabağı da ağzına kadar doldurmadan masaya oturmayan adam sen değil miydin? Ne ara bu kadar nazlı bir adam oldun, hayırdır?? Demedim tabi.. "İşe giderken kahvaltı yapmadığını bilmiyordum hayatım , akşam söyleseydin keşke" dedim. "Sormadın ki " dedi. Lan sormam mı lazım söylesen olmazmı? Ağzına kira mı istiyorsun? Demedim tabi... "Bir daha hazırlamam hayatım" dedim. Arkama bile bakmadan çıktım odadan.
Geçtim mutfağa, yaptım kahvemi, yaktım sigara mı,bir yandan sakinleşmeye çalışıyorum, bir yandan aklımdan geçenleri adamın yüzüne söylesem ne olurdu diye düşünüyorum, bir yandan da hızımı alamadım, hala içimden adama saydırıyorum.Lan daha yeni evliyiz camış, ilk sabah kahvaltı hazırlamışım, yesen de öyle gitsen işine, ölür müsün yani diye..
Benimki giyinmiş "ben çıkıyorum" deyince kalktım gittim tabi yanına..Sarıldım, öptüm , "hayırlı işler kocacım" dedim. "Akşam yemekte ne istersin" diye sordum." Yap ne istersen, biliyorsun ne yediğimi"dedi. "Tamam canım" dedim. Arkasını döndü asansöre bindi, gitti...
Sabah sabah yaşadığım duruma bak. Adam tüm enerjimi aldı götürdü. Daha ilk günden böyle yapılır mı ama yaa.. Sinirden dört dönüyorum evin içinde. Neyse dedim kendi kendime, bari akşam sevdiği şeyleri yapayım da sabah yaşadığımız tatsızlığı unutalım. Daha ilk günler onun içinde bu yeni düzene alışmak vakit alacak gibi.
Markete gittim, alacaklarımı aldım. Gelir gelmez girdim mutfağa, taktım totoma motoru , akşam için deli gibi hazırlık yapıyorum. Zeytinyağlı ıspanak, zeytinyağlı taze fasülye, ( Zeytinyağlı niye iki tane demeyin.Ispanağı yemezse fasülye garanti. Çünkü taze fasülyeyi çok sevdiğini biliyorum.)kıymalı tarhana çorbası, biber dolması, çoban salata ve çikolatalı sufle hazırladım. Sofrayı kurdum, her şey hazır, sufle en son pişirilecek, yemekler ısıtılacak o kadar. Baktım üstüm başım aşçı Nurettin abi gibi yemek kokuyor. Hemen duşa girdim.Güzelce giyindim, makyajımı yaptım. Ben de artık hazırım. Evimizde ilk akşam yemeğimizi yemek için canım kocamı bekliyorum.