Kalradya'da Yolculuk Kolay Değildir

430 48 20
                                    

Praven hanında kervanbaşı ile görüşen Yafes güzergâh hakkında bilgi almış ve dinlenmek için han odalarından birine çekilmişti. Sabahın ilk ışıkları ile kervanla yola çıkan Yafes ve ordusu bir günde Ruluns köyü civarına gelmişler ve mola vermişlerdi. Askerlere tedbirli olmalarını söylemiş kendisi de zaten uykusu hafifti. Babasından kalan bir huy sayılırdı. Kılıcına sarılmış bir vaziyette tetikte uyumuştu. Gece yarısına yaklaşılırken Yafes çıtırtılar duymuş ancak duymamış gibi davranıp etrafı süzüyordu. Birden uzaktan bağırış sesleri gelmişti. Aniden ayağa kalkmış ve peşinden askerler de ayağa kalkmıştı. Kervanbaşı endişeli bir ifadeyle Yafes 'e bakarken, o etrafı kolaçan ediyordu. Seslerden anlaşılana göre haydutlar Ruluns köyüne saldırıyordu. Kervanı da tehlikeye atmak istemeyen Kont Yafes yanına 50 kadar asker alarak atlara dahi binmeden hızlıca köye gelmişti. Köyün girişine yaklaştıkça bağrışmalar artmış, acılı sesler kulak tırmalar hale gelmişti. Yanan evler ve ölü bedenler köy meydanını doldururken birkaç cesur adam dışında kimse haydutlara karşı çıkamamış hatta evlerine saklanmışlardı. Yafes ve askerlerini kılıçlarını çekip savaş nağrası atarak köy meydanına koşmaya başlamış bunu gören haydutlar ise hemen yağmayı bırakıp vuruşmaya koşmuştu. Yafes askerlerin bir kısmının etrafa dağılmasını emretmişti. Koşarak gelen Yafes ilk darbe ile göğsünü yardığı bir haydutu öldürmüş ona vurmak isteyen bir diğerinin kolunun altından hamle yaparak sırtına kılıcı saplamıştı. Köy halkı Kont Yafes ve askerlerinin onlar için kahramanca vuruştuğunu görünce galeyana gelip tırpan, sapan, balta, taş ne varsa haydutlara saldırmıştı. Yavaş yavaş toplanan köy halkı adeta meydandaki haydutların etrafını sarmıştı. Birkaç kılıç ve tırpan darbesinden sonra haydutlar kaçamadan yok edilmişti. Köy halkı Yafes 'e elindeki ne var ne yok her şeyi vermek istese de o kabul etmemiş biraz su alıp kervanın yanına dönmüş yola devam etmişlerdi. Ruluns köyünün yaşlısı etrafındakilere bu adamın dirayetli ve cesur biri olduğunu söylemiş ve gençlerden bir kaçını asker olması için Yafes 'in emrine vermeyi nasihat etmişti. Bunun üzerine köyden 12 genç acemi olarak Yafes 'in birliğine katılmıştı.

Kont Yafes ve kervan hiç durmadan ve gün ışığından olabildiğince faydalanarak yola devam ediyordu. Hızlı bir şekilde yol alan Yafes ve adamları Reindi kalesi civarına gelmiş ve kalede konaklamak için içeri girmişlerdi. Kalelerde genelde hep asker olur halk pek bulunmazdı. Çünkü kaleler genelde stratejik yerlerde olur ve fazla geniş olmazdı. Hatta içinde han bile olmadığı için kervanlar dahi gelmezdi. Askerlerini kale garnizonuna veren Yafes Kale komutanının yanına gelmiş ve onunla sohbet etmiş, kervana gece yatmak için bir yer istemiş Kale komutanı ve derebeyi Kont Beranz da da belli bir ücret mukabilinde yer vermiş ve gece orada geçmişti. Askerler ve kervandakiler uyurken Yafes ise Reindi kalesi lordu Kont Beranz ile konuşuyordu. Ondan dinlediği ve Kral Harlaus aleyhinde olan şeyler pek hoşuna gitmese de içinde bir kuşku oluşmuştu. Ya bu adam yanlış adamsa ya Kalradya tahtını hak etmiyorsa diye düşünmüştü. Haklı olma ihtimali vardı. Sonuçta Harlaus' u en fazla 2 aydır tanıyordu. Bu sırada askerlerden biri içeri girmiş ve Kont Beranz 'ın kulağına bir şeyler fısıldamıştı. Kont Beranz, Kont Yafes'e dönüp:

-İşiniz biraz zor gibi Kont Yafes, Kergitler ile Rodoklar arasında savaş başlamış. Unuzdaq Kalesi civarında büyük bir fırtına kopuyor, ancak gece vakti Sarranid diyarına geçebilirsiniz." demişti.

Yafes 'in hoşuna gitmese de şafakla birlikte yola çıkmışlar ve Unuzdaq Kalesine yaklaşmışlardı. Ancak gözcüler bu büyük savaşın arasına girersek sağ çıkılamayacağını belirtmişti. Unuzdaq kalesini kuşatan Rodok hanlığı ile Dhirim baskınının intikamını almaya çalışan Kergitler arasındaki savaş sadece kale etrafında değil tüm bölgede gerçekleşiyordu.

Bunun üzerine yolculuk haritasını eline alan Yafes düşünürken öbür tarafta bilinen Kalradya haritasını incelemiş en doğru yolun aynı zamanda müttefik olunan Rodokların sınırı olduğuna kanaat getirmişti. Almerra kalesinin üstüne yapıldığı dağların eteğinden devam ederek rahatça Weyyah kalesine gelebileceğini düşünmüştü.

Bu fikri mantıklı bulan kervanbaşı ve gözcüler doğruca Almerra kalesinin olduğu dağlara yönelmişti. Dağ sırtından, engebeli ancak düşman yönünden güvenli bu bölgeden geçmiş ve en sonunda Weyyah kalesi önünde, iki dağ arasındaki Wilderness geçidinden yani Sarranid Sultanlığının kapısından girmişlerdi. Kervanların Sarranid Sultanlığına gelip gitmek için kullandığı üç geçitten biri olan bu yol doğruca Weyyah kalesine gidiyordu.

Onları karşılayan ilk insanlar çöl haydutları ve haramilerin olduğu karışık bir çeteydi. Sarranid topraklarına gelen kervanları gözleyen bu çete ağızlarının suyu akarak kervanı gözetliyorlardı. Gözetlendiklerini fark eden Yafes herkese silahlarını eline almalarını söylemişti. Kervandakiler de dahil herkes kılıçlarını kınlarından çıkarmış, süvariler mızraklarını yatay konumdan dikey konuma getirmişlerdi. Derken çölün kızgın kumları arasından 95-100 kadar atlı harami kervana doğru dörtnala yaklaştığı görülmüş ve durma emir verilmişti. Kervan durunca hemen arabalarla bir cephe oluşturulmasını emreden Yafes okçuları öne sürmüş süvarilerle beraberde düşmanın üzerine yürümüş piyadeleri kervanın yanında bırakmıştı. Başlarındaki sarıklar ve üstlerindeki sarı renkteki kaftanlarla kervana koşan haramiler kolay kolay korkmaz, her türlü hedefi paraya çevirebileceklerini sanırlardı. Menzile girince okçular atışlarını yapmış ve tekrar ve tekrar düşmana ok yağdırmışlardı. İyice yaklaşınca Yafes süvarilerle cephenin arkasından çıkmış haramilere saldırmıştı. Çölün kızgın kumları kırmızıya boyanıyorken haramiler beye çarptıklarını anlayamadan Svadya şövalyelerinin ve mızraklarının altında can vermişler, tek tek düşmüşlerdi. Muharebe tam kazanıldı diye sevinecekken kervanın arkasından çöl haydutları pusu kurmuş ancak onlar da hazırlıklı olan piyadelerin kılıç ve mızrakları altında can vermişlerdi. Bir kaç yaralı dışında kayıp vermeyen Yafes kervana birkaç asker vererek Durquba Şehrine uğurlamış kendi de Shariz'in yolunu tutmuştu.

Mount & Blade : WARBAND (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin