En Uzun Hafta

91 8 0
                                    

Yafes çadırında zırhını giyiyordu. Zincir zırhın üstüne sancağının işlendiği bir parça giymiş ve kemeriyle sıkıştırmıştı. Kenerinin ucunu düğüm yapıp serbest bırakırken üçgen göğüs plağını takmış ve boynunun kenarındaki kordonu sıkıştırarak sağlamlaştırmıştı. Aslan kafalı 3 parça omuz zırhlarını takmış dirseklik ve dizliklerini de takmıştı. Yardımcıları kolçaklarını sıkıştırırken metal botlarını giymişti. Her şey bittiğinde pelerinini giymiş, aslan kafalı hançerini kınına takmıştı. Kılıcını eline alarak iyice süzmüştü. Soğuk Reyvadin çeliği ve  bozkırın esnek çeliği ile beraber dövülen kılıcının topuzunda ve kenarlarında birer hilalin çevrelediği küreler vardı. Kabzası gayet sadeydi. Ancak kını ince işçilikle süslenmişti. Altında ve üstünde aslan ağzını simgeleyen ikişer uzun beşer kısa dişlerden oluşan bir süsleme ve birbirine ters üç tane aslan pençesi işlenmişti. Kılıcının ucunu koluna koyarak son kez incelemiş ve kınına koymuştu. Altı sivri uçlu miğferini takmış, burun siperini tam yerine oturtmuştu. Çadırının girişindeki kumaş aralandığında büyük bir kalabalık onu karşılamıştı. Takribi 70.000 civarında kılıçlı, miğferli askerin önünde biraz yürümüş ve atına binmişti. Kalkanını koluna sabitlediğinde ise karşı tepelerdeki rengarenk sancakların süslediği orduya bakmıştı. Casusları 100.000'i geçkin olduğunu söylemişti. Bir yanda Zendar harabeleri bir yanda o dev orduya bakmış ve kılıcını çekerek "Kalradya İçin" diye haykırmıştı...

1 Hafta Önce...

Tulga şehrinde gergin bir hava hakimdi. Diyardaki dedikodular hat safhaya ulaşmış ve savaş söylemleri giderek artmıştı. Tüm diyarın krallığa savaş açacağı konuşulur olmuştu. Sarayda ise daha kasvetli bir hava hakimdi. Sarayda çıkan göstermelik yangın ve çalınan gizli belgeler güvenliği arttırırken güveni azaltmış, hizmetçiler tek tek sorgulanmıştı. Üstü açık salonda oturan Yafes ve Safiya oğulları ile ilgileniyordu. Regina da merakla kardeşini görmeye hatta kucağına almaya çalışıyordu. Yafes gülümsemeye çalışıyordu ancak aklındaki onlarca fikir ve düşünce ağlayan bebeğe olan odağını dağıtıyordu. Ağlayan bebeği duymadan öylece masaya bakan kocasını gören kraliçe :
-Majesteleri. Yine uzaklara daldınız. Baksanıza prensiniz ağlamaya başladı yine." demişti. Yafes kendine geldiğinde ise bebeği kendisine gülümseyen eşinin kucağına bırakıp:
-Demek majesteleri ha. Kraliçem sizi odanıza alalım isterseniz. Birazdan divan başlayacak zira." diyerek kahkaha atmıştı. Gülümseyen kraliçe kucağına aldığı oğlu ve hizmetçisinin elinden tuttuğu kızıyla odadan çıkmıştı. Kraliçenin odadan çıkması ile Praes'in girmesi bir olmuştu. Hala nefes alırken zorlandığı belliydi.  Rolf Zendar'daki işlerle uğraşmaya gittiğinden beri onun görevi de Praes'in olmuştu. Praes salona girdiğinde selam vermiş ve:
-Efendim. Mareşal Alayen de sonunda geldi. Tüm divan üyeleri içeri girmeyi bekliyor." demiş ve Yafes'in el işareti ile içeri almıştı üyeleri.

Lonca Başkanı Gildor, Kütüphaneci Libran, Komiser Miles, Muhasebeci Audrey ve Vekil Baheshtur içeri girmiş, peşinden de kılıcını teslim eden Alayen girmişti içeri. Hepsi selam vererek teker teker sandalyelerine oturmuşlardı. Praes de Rolf gibi kralın sağına geçerek dikilmişti. Alayen:
-Majesteleri. Reyvadin'den buraya kadar yüzlerce kafadan tek bir dedikodu duydum. 5 krallığın bize savaş açacağı, taş üstünde taş omuz üstünde baş koymayacağı konuşulur. Ayrıca..." derken Yafes sözünü kesmiş ve:
-Ayrıca kehanetten konuşuyorlar. Biliyorum. Size anlatmak istediklerim var. Öncelikle kehanet gerçek. En azından gerçek bir kaynaktan alıntı." demiş ve şaşkın üyelere bakarak masanın üstündeki kağıdı eline almış, hepsine okumuştu:

İki kral geldiğinde diyara,
Hükmedecek barışla tüm halka.

İlki anlaşacak büyücüyle,
Oturacak tahta gücüyle.

Mount & Blade : WARBAND (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin