Kurtarıcının Gelişi

757 70 53
                                    

Anlattığımız bu ortamda yaşayan halk ise sürekli eziliyordu. Vergiler artıyor ordu için sürekli adam toplamaya geliyorlardı. Kısaca filler tepişirken olan çimlere oluyordu. Derken kimsenin tahmin etmediği bir yerden çare geliyordu. Çünkü her firavun Musa'sı ile beraber gelirdi.

O gün Praven Şehri limanına bir genç gelmişti. Orta boylu, kirli sakallı, kahverengi olan saçı hafif uzun, klasik köylü giyiminden biraz farklı, daha soylu gibi görünen biriydi. Belinde atadan kalma belli olan kılıcı, kemerindeki kısa hançer ile dövüşmeyi bilen birine benziyordu. Ancak kendisi de bilmiyordu ki Kalradyanın geleceği onda yatıyordu. İsmi ise Yafes idi. Avrupada bir şövalyenin oğlu olan Yafes, ailesini haçlı seferlerinde kaybetmiş ve uzaklaşmak istemişti. Uzun bir yolculuktan sonra Praven limanına ayak basmıştı. Avrupa'daki kaos ortamı hala devam ederken tüm insanlar gibi o da evini terk etmiş ve yol onu buraya getirmişti.

Yafes, şehre girince ilk iş olarak kalacak bir yer ayarlamaya çalışmak için şehirde gezinirken bir genç ona çarpmış ve elindeki kutuyu yere düşürmüştü. Kutuyu yerden almak için eğilince bir külhanbeyi ona takılmış ve yere düşmüştü. Küfürler ederek yerden kalkan külhanbeyi kılıç çekmişti. Yafes ise kılıcından önce eli hançerine gitmiş ancak şehrin girişindeki askerler parlak kırmızı zırhları ile yaklaştıklarını görünce külhanbeyi arkasına bakarak gitmişti. Derken şehrin hanına gelmiş ve orda bir şeyler yerken yanına zengin görünüşlü bir adam gelmişti. Bu kişi Praven Tüccarı diye anılan ama ismini kimsenin bilmediği biriydi. Yafes'e;
- Duydum ki kalacak bir yer ararmışsın gel benim evimde misafir odasına kal" demişti. Yafes başını yemekten kaldırıp Tüccarın yüzüne bakmıştı .O buna anlam verememişken yanlarındaki masa da dedikodu yapan kişilere kulak misafiri olmuştu.
- Bugün şehrin girişinde yeni gelen bir genç külhanbeyini yere yuvarlamış o da çıt çıkaramamış "diye konuşuyorlardı
O buna şaşırsa da şehrin ünlü kabadayılarından birini yere düşürmesi gerçeği halkın dilindeydi. Tüccarın teklifini şüpheci bir şekilde kabul etmiş gece tüccarın evinde kalmıştı.
Sabah olmuş daha güneş yeni doğarken dışardan bir kılıç bileme sesi gelmişti. Bu külhanbeyinden başkası değildi. Evin önünde bağırıyor;
-O piç kurusu buraya gelsin yoksa ben girerim "diyordu. Bir yerden yeni gencin tüccarın evinde kaldığını öğrenmişti anlaşılan. Tüccar ise telaşlanmış ve Yafes 'in eline bir kalkan bir de arbalet tutuşturmuş ve onu dışarıya salmıştı. Daha yeni tanıştığı bir genç için ne ölmeye ne de onu ölüme teslim etmeye niyeti olmadığı belliydi. Yafes kılıç kullanmayı biliyordu ancak yine de korkuyordu çünkü adam hem kalıplı hem de uzundu. Derken sokağa çıkmış adamı görmüştü.

Herkes camlara, damlara çıkmış onları seyrediyordu. Derken külhanbeyi koşmaya başlayınca Yafes arbaleti kabadayıya çevirip bir ok atmıştı. Ok atmada pek iyi olmadığını fark eden Yafes arbaleti yere atmış ve kalkanını sol eline almıştı. Külhanbeyi durmadan kılıcını kalkana indiriyor, Yafes'in hamle yapmasına fırsat vermiyordu. En sonunda parçalanınca ise kılıca kılıç müthiş bir düello başlamıştı. Kılıçların vuruşma sesleri sokağı inletirken zaman akmış külhanbeyi yorulmuştu. Ancak Yafes'de yorulmanın emaresi bile yoktu. Yafes, kabadayının son kılıç darbesinden hızlıca çekilmiş, yorulan adamın arkasına geçmiş dizinin arkasına bir tekme atıp diz üstüne çökünce kılıcı bırakıp hançerini çekerek adamın gırtlağına dayamıştı. Herkes heyecanla ne yapacağını beklerken Yafes kılıcını adama geri vermiş var git yoluna demişti. Yafes'in dövüşmesinden etkilenen tüccar yanına gelmiş ve evine doğru buyur etmişti. Eve gelince masaya oturmuşlar ve tüccar Yafes'e bir teklifte bulunmuştu.
- Bu civar hep böyle tehlikelerle doludur. Bunların beteri olan çapulculardan bir grup benim kardeşimi kaçırdı bana yardım edip ve kardeşimi çapulculardan kurtarırsan sana hem iş imkânı hem de iyi bir para veririm" demişti.

Yafes tekliften en başta etkilenmemiş gibi görünse de ilk defa geldiği bu topraklarda hem iş sahibi olabilir ve artı olarak verdiği parayla da başını sokacak bir ev bulabilirdi. Öte yandan zaten bu savaş, dövüş işlerinden kaçmak için geldiği bu yerde de rahat yok diye içinden kendi kendine söylenmişti. Ancak sonunda fikir Yafes 'in aklına yatmış ve kabul etmişti. Tüccarın verdiği göreve göre ilk iş olarak bir kaç adam bulmalıydı. Praven Şehri'nin hemen yanındaki Azgad köyüne gitmişti. Köye girerek dolaştığı esnada bir köylüye Köy Yaşlısının yerini sormuş, köylü de ilerideki taştan yapılma bir evi işaret etmişti. Gösterilen eve giden Yafes eski bir sandalyede oturan yaşlı adamı görmüş ve selam vermişti. Yaşlı adam Yafes'e uzun uzadıya bakmış ve ne istediğini sormuştu. Yafes adama:
-Bu köyde şansını savaş alanında denemek isteyen var mıdır efendi? "diye sormuştu. Köy yaşlısı ise ileride ağacın dibinde oturan 6 genci işaret etmiş ve aradıklarının onlar olduğunu söylemişti. Neredeyse kendi yaşıtı olan gençlerle konuşan Yafes belli bir ücret mukabilinde adamları olarak tutmuş ve çapulcuların peşine düşmüştü. Birkaç saatlik devriyeden sonra bir grup çapulcuyu ormanın içinde gören Yafes adamları ile karşılarına dikilmişti. Çapulcunun biri öne çıkmış karşısındaki 7 adama bakmıştı. Ortadaki iyi giyimli olana bakarak: -Hayırdır .Benim için gümüş mü getirdin?" diye küstahça bir gülümseme ile sormuş Yafes ise cevaben:
-Hayır ama senin için çelik getirdim ." diyerek kılıcını çekmiş adamları da hançerlerini çekerek liderlerine eşlik etmişti. Pek uzun sürmeyen vuruşmadan sonra çapulcular ona teslim olmuşlar ve sığınaklarını göstermişti. Tüccarın kardeşinin burada olduğu bilgisini alan Yafes hemen sığınaklarının oraya gelmiş ve gözetlemeye başlamıştı. Mağara ve kulübe arasında silahları ya körelmiş ya da paslı olan 15 çapulcu vardı. Tüccarın kardeşi kulübede olmalı diye düşünen Yafes adamlarına kulübenin yanına giderek yerden irice taşlar toplayıp çapulculara atmasını emretmişti. yere serilmiş diğerleri ise fazla dövüşemeden ölmüşlerdi. Kanlı biten baskının sonunda tüccarın kardeşi kurtarılmış hızlıca Praven 'e gelmişti. Praven Tüccarı bundan memnun kalmış ve söz verdiği gibi hatırı sayılır miktarda para vermişti.140 dinarı alan Yafes ise yaralı adamını tedavi ettirmiş ve adamlarının hepsine birer küçük pala ve hasarlı 2.el kalkan almıştı.

Mount & Blade : WARBAND (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin