Düşmanı Şaşırt!

183 9 0
                                    

Hava kararmaya başlayınca Yafes çadırına gelmişti. Yanında bulun Mareşal Lakhem'e:
-Toparlanmamaları lazım mareşal. Düşmanı şaşırtmalı ve rahat bırakmamalıyız. Onlara rahat yok" demişti. Lakhem:
-Ne yapacağız efendim. Nasıl şaşırtabiliriz ki düşmanı? "diye sormuştu. Yafes ise kendinden emin bir şekilde:
-Gece saldırısı yapacağız. Sen ben ve lordlar. 200 kadar adam ayarla. En iyilerinden olsun. Gece sokakları temizleyeceğiz. Şafakta da ana kaleye saldırıp bu işi çabucak bitiririz. Zaten dışarda fazla adam kalmamıştır. "diyerek kararını belirtmişti. Lakhem şaşırmış bir şekilde:
-Gece baskını mı? Efendim bu tehlikeli değil mi? Sokakları bizden daha iyi biliyorlar. Eğer pusuya düşersek sonuçları ağır olur" demişti. Lakhem'in endişeli gözlerine bakan Yafes:
-Meraklanmayasın bu işi kolayca halledeceğiz. Gece bizim kalkanımız olacak. Sokaklardan ise korkma, şimdiye çoktan uyuklamaya başlamışlardır. Eğer bu gece sokakları temizlersek yarın ana kaleyi almamız daha kolay olur. Kuşatmayı ikinci gününde bitirebiliriz. Dediğimi derhal yap gece yarısından sonra gizlice harekete geçeceğiz. Lordlara da bildir" demiş, son noktayı koymuştu.

Gece yarısına yaklaşırken 200 piyade tam teşekküllü şekilde hazırlanmış, lordlar zırhlarını giymiş krallarını bekliyordu. Yafes zaten çıkarmadığı zırhının pelerinini çıkartmış belindeki kılıçın yanına bir tane de hançer takmış ve eline sağlam bir kalkan geçirip çadırından çıkmıştı. Ordugah sessizlik içindeydi. Askerlerin yarısı dış kalede konaklamaya gitmişti. Yafes lordların yanına gelmiş ve sessiz bir biçimde ilerlemelerini emretmişti. Kırılan kale kapısından girmiş surları geçmişler ve şehir sokaklarına yaklaşmışlardı. Herkesin sokaklara ayrılması ve karşılaştığı her askeri öldürme emri verilmişti. Yafes ise iç kaleye giden ve kapalı dükkanların önündem geçen yola Alayen'le beraber girmişti. Dükkanlardan birini incelerken yanından bir ok geçmişti. Sonra kılıç sesleri duymuştu. Alayen ise kalkanını kaldırmış ve diğer eliyle iç kale kapısını işaret etmişti. En az 10 tane adam görünüyordu. İkisi yaylarını germiş bekliyor diğerleri ise üstlerine doğru koşuyordu. Alayen ve Yafes kalkanlarını kaldırmıştı. Kergit askerleri gelmiş ve kılıçlarını sertçe kalkanlara indirmişti. Birinin kılıcı kalkana saplanınca Yafes hızlıca kalkanı çekip kılıcıyla hamle yapmış, adam yere yığılmıştı. Sonra Alayen'e saldıran bir askerin arkadan yanaşıp dizine vurmuş, diz çökünce kılıcını boğazına tutup hızlıca çekmişti. Diğer kergit askerleri de yaklaşmaya başlayınca Yafes ve Alayen yeniden vaziyet almıştı. Derken arka sokaktan Lord Tansugei ve beş asker çıkmıştı. Bunun üzerine Yafes ve Alayen üstlerine yürüyüp iki kılıç arasında kalan adamları beraberce halletmişlerdi. Vuruşma sırasında Alayen kolundan yaralanmış ve bir asker ona destek olarak şehirden çıkarmıştı.

Sonra diğer lordlar ve askerler iç kale kapısının önüne gelmişti. Takriben 250-300 Kergit askeri öldürümüştü. Şafakta yapılacak olan saldırıda sokak çatışmaları yerine direk iç kaleye yönelinecekti.

Herkes geri ordugaha dönmüştü. Sokaklara ise 100 kadar adam bırakılmıştı.
Şafakta askerlerinin cesedini gören garnizon kuvvetleri çanları çalmaya başlamıştı. Ancak çalan bu çan onların sonunun habercisiydi. Halk söylendiği gibi sokağa çıkmamıştı. İç kaledeki hareketlilik artmışdı. Son savunmayı yapmak için her şeyi kullanacaklardı.

Şafakla birlikte Yafes de uyanmış hemen zırhını giyip kılıcını kuşanarak çadırından çıkmıştı. Ordu hazır bir şekilde son taarruzu bekliyordu. Yafes emri verir vermez sokaklara dalan askerler hiçbir engelle karşılaşmadan iç kaleye kadar gelmişti. Bir yandan kapı zorlanıyor diğer yandan surlara ve pencerelere merdiven dayamaya çalışılıyordu. Şehrin sokakları dar olduğu için tüm ordu girememişti ancak sokaklar dolmuş, tüm ordu iç kaleyi ittiriyordu. Özellikle kapıya hücum ediliyor ve koçbaşı ile zorlanıyordu. Ancak sağlam olan kapı açılmamakta diretiyordu. İçerdeki askerler korkuyla kapıya yüklenmiş adeta etten duvar oluşturmuşlardı. Koçbaşı geri çekilmiş kapıya katran dökülüp ateşe verilmişti. Daha sonra askerler tüm gücü ile koçbaşını ittirmiş ve sonunda kapı patlamaya benzer bir sesle kırılmıştı. Kapının yanan parçaları içerdeki askerlerin üstüne saçılmıştı. Garnizon kuvvetleri adım adım, asker kaybede kaybede çekiliyordu.
En son lordun salonu da temizlenmişti. Teslim olan askerler zindanlara kadar götürülmüştü. Yafes dışarıdan savaşı izlerken en yüksek kuledeki Kergit bayrağının yere düştüğünü görmüştü. Elinde kılıcıyla kuleye çıkan bir asker belinden bir kumaş çıkarmış, çırparak açmış ve kulenin direğine bayrağı dikmişti. Ichamur Şehri ele fethedilmişti.

Mount & Blade : WARBAND (DÜZENLEMEDE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin