Bölüm Şarkıları;
Imagine Dragons - Demons
Ed Sheeran - I See Fire
---------------------------------------------
Sabah kapıma iri yumrukların indirilmesiyle uyandım. Kapıdaki her kimse beni uykumdan uyandıracak iyi bir bahanesi olmalıydı. Gözümü ovalayarak kapıya doğru ilerledim. Esnerken son bir yumruk daha duydum. Kapıyı açtığımda gözlerim iri yarı adamlara kaydı. "Sakin olun, beyler."
"Zena sen misin?"
"Evet?" Kaşlarımı çattım.
İçlerinden bir tanesi kolumu sıkarak beni yakınına çekti. "Hazırlan gidiyoruz."
"Ne demek gidiyoruz?" Kolumu çekmeye çalışırken bunun ne kadar olağan olabileceğini düşündüm. Yani gerçekten 0 beden olmasam bile, şu önümdeki adamlarla kıyaslandığımda yavru bir kediye dönmüştüm.
"Süpriz olmalı bence. Ha ne dersiniz beyler?" Önümdeki iri adamların arkasından çıkan adam diğerlerine dönerek kahkaha attı. "Zena, sevgilisini kendi gözleriyle görmeli."
Gözlerimi kısarak ona baktım. "Kimsin sen?" Ela gözleri, siyah kısa saçları ve hafif kirli sakalı vardı. Üzerinde siyah bir deri ceket ve v yaka beyaz bir tişörtü vardı. Sahiden, söylemek gerekirse çekiciydi. Pekala, Travis kadar olmasada çekiciydi. "Ben Calvin." Elini öne doğru uzattığında eline baktım. Karşılık vermediğimi anladığında "Pekala." Dedi. Ellerini pantolonunun içine sokarak omuz silkti."Travis'in eski bir arkadaşıyım ama şuan aramızın pek iyi olduğunu söyleyemem."
"Benden ne istiyorsun öyleyse?" Kollarımı kalçama dayadım. "Bekle."
Kafamdan aşağıya kaynar sular döküldüğünü hissettim. Ardından kalbim sıkıştı. Travis'in başına birşey gelmiş olma ihtimalı beni benden almıştı. "Ona ne yaptınız?" Hızla atılarak Calvin'in göğsüne yumruklarımı indirdim. Bunun canını acıtmayacağını bildiğim halde devam ettim. "Söylesene, ona ne yaptınız?"
Büyük ellerini omzuma yasladığında "Gidip üstünü giyin, Zena." dedi. "Merak etme ona birşey yapmadık. Yani henüz. Şimdi hızlı davran ve bir an önce gidelim. Görmeni istediğim bir şeyler var."
*******
Yaklaşık yarım saat sonra eski bir depoya gelmiştik. Calvin, yerini iki iri yarı adama bırakarak yanımızdan ayrılmıştı. Geçen her dakikada korkum artarken bir an önce Travis'i görmek istiyordum.
Bir odaya girdiğimizde etrafa göz gezdirdim. Küçük ama ferah bir odadaydık. Duvarlarda beyaz bir boya vardı. Fazlasıyla sade ve şık düzenlenmişti oda. beyaz koltuklar, siyah tablolar ve mini barlar vardı. İşin garip tarafı oda da televizyon yoktu. o kadar incelememe rağmen televizyona benzeyen hiçbirşey yoktu.
Sonrasında birşey farkettim. Odanın sağ tarafında boydan boya bir cam vardı. Camın arkasında ise başka bir oda. Kaşlarım otomatikman çatıldı.
Yanımdaki adamlar beni küçük, tekli bir koltuğa oturttuklarında "Ne yapıyorsunuz?" diye bağırdım.
Adamlar sessiz kalarak iki yanımda dikildiler. Bu kadar sakin olmalarına karşı tedirgin olduğumda kafamı cama doğru çevirdiğimde bir hareketlilik oldu.
İçeriye uzun boylu zayıf bir kız girdi. Neler olduğunu anlamaya çalıştığımda odaya başka biri daha girdi. Kim olduğunu anlamaya çalıştığımda buz kestim. Çocuk ellerini kızın beline sardığında kız kıkırdadı. Tepkisizce onları izlerken yanağımın ıslandığını hissettim. Tüm dünyadan soyutlandığımda kirpiklerimi kırpıştırarak fısıldadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GANGSTER
RomanceKehanetler, Gizemli rüyalar ve kimliksiz cesetler, Tehlikeli anlaşmalar Ve tutkulu aşklar. Zena Hetterson, Uzun bir süredir gördüğü rüyalardan dolayı psikolojik yardım almaya başlamış, gördüklerinin birer kabus olduğundan emin olmuştur. Ancak bir g...