Horlamaya devam et Luke!

2.8K 113 5
                                    

Kendimi son gücümle yukarı itip zar zor kafamı suyun dışına çıkardım. Yuttuğum suları tükürüp biraz öksürdükten sonra ancak kendime gelebilmiştim. Hangi manyak böyle bir şeyi neden yapmıştı !? Belki de birinin amacı benim suda boğularak ölmemi sağlamaktı. Ama niye !!! Her neyse bazen fazla şüpheci oluyordum. İskeleye tırmanıp etrafıma bakındım. Kimse yoktu. Ne yani mouse beni burada bırakıp gitmiş miydi? Belki de benim ölmemi isteyen oydu ve sonra biriyle plan yapıp ben öldürmeye çalıştılar ben geri çıkınca da kaçtılarrr! AAH lanet olası zihnim benimle oyun oynuyordu. Bunları ben düşünmüyorum ki, o düşünüyordu!

Islanmış ve ağırlaşmış kıyafetlerimle ayağa kalkıp titreyerek evlerin olduğu yere yürümeye başladım. Tam site kapısından içeri girecektim ki adımın seslenildiğini duydum. Ses biraz daha yakınlaştığında bunun okul öğretmenlerinden biri olduğunu anladım. Burdayımmm!! diye sesin geldiği yöne bağırdığımda bir öğretmen bana doğru koşmaya başladı. Arkasından da mouse koşuyordu.

Öğretmen yanıma gelip yüzümü ellerinin arasına aldı ve sanki sağırmışım gibi suratıma İyi misin? Bir şeyin yok değil mi? diye bağırdı. Onun aksine gayet sakin bir şekilde Evet iyiyim bir şeyim yok. diye karşılık verdim. Mouse bayan Valette'i sertçe kenara itip (neyse ki kadın düşmedi) beni kucakladı. Aslında tam olarak kucakladı denilemez. Ben ne kadar zayıf olsam da o benden daha zayıf olduğu için en fazla 1 cm kaldırabildi. 

Tanrıya şükür yaşıyorsun Chloe bir an boğulmuş olduğunu düşündüm. Tam seni bulmak için arkandan atlayacaktım ki Luke gelip nerde olduğunu sordu. Ona durumu anlatınca bir şeyler mırıldanıp bir öğretmen çağırmaya gitti. Biz bayan Valette ile seni ararken o da müdürle aramaya başladı. Onlara da seni bulduğumuzu haber vermeliyiz, hala arıyor olmalılarr!! Pekala mouse genelde yavaş konuşan bir kızdır ve bu kadar şeyi en fazla 15 saniyede söylemesi biraz garip geldi. Söylediklerini tek tek aklımdan geçirirken Luke seni sordu kısmına bir süre takılı kaldım. Luke neden gelip beni sormuştu ki? Bunu daha sonra düşünmek üzere zihnimin bir köşesine attım ve elimden tutup beni çekiştirmekte olan mouse'a eşlik etmeye başladım.

Sitenin arka tarafına dolanıp müdür ve Luke'un nerde olduğunu görmeye çalıştık. Hava artık iyice karardığı için görmeye çalışmaktan vazgeçip bağırmaya başladık. Kısa sürede sesimizi duyan müdür bize doğru koşarken arkadaki Luke umursamazca yürüyordu. Utanmasa kumun üstüne yatıp kendini serçe parmaklarıyla çekecekti. Gerçi o bile daha hızlı olurdu. 

Müdürün arkasına dönüp kızgın bir bakış atmasıyla Luke az da olsa hızlandı. Müdür yanıma gelip her açıdan suratıma bakmaya başlayana dek gayet iyiydim ama bu adamın bakışları beni korkutuyordu. Yüzümde iğrenç bir şey varmış gibi suratını buruşturarak bakıyordu. En sonunda bu garip bakışlardan rahatsız olduğumu belki anlar diye tek kaşımı kaldırıp Bakın ben gerçekten iyiyim. Sadece bir şey oldu ve suya sert bir şekilde düştüm. Hazırlıksız olduğum için su yuttum ve bu da çıkmamı zorlaştırdı. Tek sorun beni birinin ittiğinden eminim ve hava rüzgarlı siz ise yarım saattir beni ıslak halimle sorguluyorsunuz ve ben dondum. dedim.

Bunun üstüne garip bakışlarını suratımdan çekip kafasını salladı. Bu kadar süre içinde ancak yanımıza ulaşabilen Luke kafama bir havlu fırlatıp Bak ufaklık bir daha bu saatlerde ortadan kaybolma çünkü bu saçma tatilin binlerce saçma kuralı var ve bunlardan biri de eşinin nerde olduğundan emin olmadan uyuyamazsın kuralı. Eğer senin yüzünden bir kez daha uykum aksarsa bunun bedelini fena ödersin! diye bağırdı ve gitti. Evet, zihnimin bir köşesine sonra düşünmek için attığım Luke beni neden sordu? kısmını düşünmeme gerek kalmamıştı. Onun uyumasını engellemiştim ve sinirlenmişti.

Müdür ve öğretmene teşekkür edip mouse ile küçük evlerin olduğu yere yürüdük . Onunla da orada ayrılıp evlerimize girdik. Direkt üst kata çıkıp içinde benim yatağım olan odaya girdim. Valizlerimi ve diğer küçük çantalarımı hala yerleştirmemiştim. Valizlerden içinde pijama olanı açıp pijamalarımı aldım.Duş almayı sabaha erteleyip pijamamı üstüme geçirdim. Pekala pijamam pembe olabilirdi ama ne var bunda?! Hem çok rahat hem de güzel yani. 

Saçlarımı da tepeden topuz yapıp yatağa girdim. Telefonumun alarmını sabah 9a kurup yastığımın altına koydum. Uyumak için tek bir şey eksikti. Gözlüğümün başucumda olması gerekiyordu yoksa onu asla bulamazdım. En son mouse beni suya atarken gözümden almıştı ama beni bulduklarında elinde değildi. Belki Luke'a vermiştir diye düşünüp güzelce ısıttığım yatağımdan kalktım ve odadan dışarı çıktım. Aşağıdan televizyon sesleri geliyordu.

Sen gel bana bağır uyuyamadım diye ondan sonra git televizyon izle!! Merdivenlerden aşağı yavaşça inip televizyonun karşısındaki koltukta oturan Luke'a yaklaştım. Sormak için ağzımı açtığım an gök gürültüsü gibi çıkan horlama sesiyle tekrar kapattım. Televizyonun karşısında oturarak uyumuştu. Kafası yana düşmüştü. Kaldırsam mı kaldırmasam mı diye düşünürken 2. bir horlama sesiyle kaldırmamaya karar verdim.Ağzı içine kafamı sokabileceğim kadar açıktı ve yanına yaklaşırsam beni yiyebilirdi. Gözlüğü sorma işini de sabaha erteleyip televizyonu ve ışıkları kapattım. Merdivenlerden tırmanırken 3. horlama sesiyle biraz daha hızlanıp odama girdim ve kapıyı kapattım. Yatağa girip yastıkla kulağımı kapatmama rağmen ses hala fazlasıyla duyuluyordu. Eğer 9 ay boyunca böyle horlamaya devam edecekse müdür eşimi değiştirmek zorunda kalacaktır. Ve bu da ondan ondan kurtulduğum anlamına gelir. 6. yada 7. horlama düşüncelerimi bozarken yastığı biraz daha bastırıp uyumaya zorladım kendimi. Lütfen horlamaya devam et Luke lütfennn!!!

Merhaba hepinize :D 2 gün sonra tatile gidiyorum orada sadece telefondan yazabileceğim o yüzden fazla uzun bölümler gelemeyecek. Ama okulun bitmiş olması güzel asdgfdsasd Neyse hepinize iyi tatiller! Eğer hikayeyi okuyorsanız teşekkür ederim okumuyorsanız da olsun ben kendi kendime eğleniyorum :D:D Multimedia evin mutfak ve salon kısmı.Merdiven solda, mutfaktan biraz daha sonra. :))

Ufaklık ve PlayboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin