Johnathan

2.6K 95 0
                                    

CHLOE'DEN

Günlerdir ufacık bir kutuda aynı pozisyonda uyuyormusum gibi sırtım ağrıyordu. Yattığım yer fazla rahatsızdı. Nerdeyim ben!? Gözlerimi etrafta gezdirdim. Neden bu kadar karanlık?

Daha iyi görebilmek için kolumu kaldırıp gözlerimi kaşıdım. Aslında kaşıyamadım çünkü koluma bağlanmış bir şey kolumu tekrar yatağa çekti. Yatakta doğrulup o şeyin ne olduğuna baktım. Koluma girmiş bir iğne, iğneden çıkan ince ve uzun bir boru, borunun içinde bir sıvı ve sıvının geldiği yer deee...bir serum. Serum mu?

Doğru ya! Yine bayılmıştım. Hem annemde hem de babamda anemi taşıyıcılığı olunca bende de çıkması çok normal. Sadece taşıyıcılık olduğu için şanslıyım. Sabah bir şeyler atıştırmayınca ve bunun üzerine bir de koşunca bayılmıştım. Buraya kadar normal. İlginç olan, neden bu saate kadar hastanede tutulmuştum? Genelde bu bayılmalarım en fazla yarım saat sürerdi.

Düşüncelerimi bozan horlama sesiyle sağıma döndüm. Çok karanlık olduğu için kim olduğunu ayırt edemesem de bu horlama, beni uyutmayan horlamaydı. Yani Luke olmalıydı. Ama Luke neden burdaydı ki?

Farklı bir horlama sesiyle bu kez soluma döndüm. Bu kesinlikle mouse'a aitti. Defalarca birbirimizin evlerinde kalmıştık ve onun horlamasını herkesten ayırt edebilirim. Luke kadar sert horlamasa da onun da insanı uyutmayacak bir horlaması var.

Serumun bittiğini haber veren bip sesi geldiğinde yanımdaki hemşire çağırma düğmesine bastım. Bayılmalarım yarım saat bile sürse annem ve babam beni hep hastaneye götürür ve hiçbir işe yaramasa da çoğunlukla serum takarlar. Gözlerimi birçok kez hastanede açtığım için neyin nerde olduğunu iyi bilirim. Hastalar şaşırmasın diye nerdeyse bütün hastanelerde aynı malzemeler birbirlerine yakın yerlere konur.

Kapı açıldı ve içeriye şirin bir hemşire girdi. Tepemdeki ışıklardan sadece birini açtı.

Demek uyandın küçük hanım! Sabahtan beri uyanmanı bekliyoruz. Bunu her ne kadar şirince söylese de küçük hanım demesi sinirimi bozmuştu. Benden en fazla 5 yaş büyük olabilirdi, küçük hanım da neyin nesi!? Cevap vermeyip yanıma gelmesini izledim. Mouse'a yakın olan kilitli dolaptan yeni bir serum poşeti alıp dolabın üstüne bıraktı. Dikkatlice eskisini çıkarıp yenisini takarken Luke çok gürültülü bir şekilde horladı.

Her şey bir anda oldu. Hemşire korkudan sıçrayıp çığlık attı ve serum poşetini yere fırlattı. Serum poşeti yere sertçe düştüğü için patladı ve her yere döküldü. Hemşirenin çığlığına uyanan Luke ve Mouse şaşkınca bakınırken hemşire yere dökülen serum poşetine basıp kaydı. Tam yere düşecekken yerinden fırlayan Luke onu yakaladı ve kendine çekti. Kaç saniye sürmüştü? 5? 6? En fazla 7 olabilir.

Mouse bana şaşkınca bakarken hemşire de Luke'a aynı şekilde bakıyordu. Bir süre sonra odaya dolan 5 hemşire de Luke'un kucağındaki hemşireye aynı bakışı attı. Elinde birkaç aletle odaya koşarak giren bir doktor önce bana sonra da benim dışımda herkesin baktığı yöne, Luke ve hemşireye baktı. Birkaç saniye ne olduğunu anlamaya çalışır gibi odayı inceledi.

Şaşkınlığı ve endişesi giden doktor kaşlarını çatıp gür sesiyle

Ne oluyor burada!? Refakatçiler dışında herkes derhal dışarı!

diye bağırdı.

Apar topar Luke'un kucağından kalkan hemşire üstünü silkeleyip kafasını eğerek dışarı çıktı. Diğer hemşireler de onun arkasından -tahminimce Luke hakkında- konuşarak çıktı.

Pantolonu ve tişörtünün alt tarafı ıslanmış olan Luke da yerden kalkıp tekrar koltuğuna geçti.

Doktor çatık kaşlarını tekrar eski haline getirip gülümseyerek bana yaklaştı. Yaşlı, kel veya göbekli değildi tersine genç, hatta doktor olmak için biraz fazla genç, uzun boyluydu. Yüzündeki belirgin hatlar onu yakışıklı gösteriyordu. Günaydın Chloe. Ben, buraya geldiğinden beri seninle ilgilenen doktorun, Johnathan. Seni biraz araştırdım. Birçok hastanede kaydın var ve bunların çoğu kansızlığın yüzünden bayıldığın için. Eminim ki senin de bu hastalığından haberin vardır Chloe, neden kendine dikkat etmiyorsun?

Ufaklık ve PlayboyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin