Ufaklık ve Playboy

Bay Horultu

Geç yazan yazarlara çok fazla kızardım ve şu an kendimden nefret ediyorum. Aslında yazacaklarım belli ama bir türlü cümlelere dökemedim. Hep uzun olsun diye beklettim ama olmadı. Sizi daha fazla bekletmemek için yayınladım.

LUKE'DAN

Alışveriş merkezinin önündeki açık otoparka arabayı parkettim. Yaklaşık beş dakikada gelmiştik. Shane de yakın bir yere parkedip Megan'la yanımıza geldiler. Shane Megan'a yaklaşmak için her türlü yolu deniyordu. Bense Chloe'den olabildiğince uzak durmaya çalışıyordum. Dün yaptığım yanlıştı ve bencilceydi bunu ben de biliyordum ama gerçekten rahat bir uykuya ihtiyacım vardı ve yanımda birinin nefes alıp vermesi bana yetiyordu.

Balonlarla süslenmiş büyük kapıdan içeri girdik. İçerisi fazla kalabalık değildi. Chloe ve Megan kıyafet mağazalarına yönelirken biz de aşağı kattaki süpermarkete indik. Shane'le takılmayı seviyordum. O benim en yakın arkadaşımd..hayır tek yakın arkadaşımdı. Hastaneye gittiğim günün dönüşü bana bir şeyler anlatması gerektiğini söylemişti.

Anlattığı şey üzerine ondan defalarca özür dilemiştim. Çünkü aslında Shane ve Claire yatmamıştı. Claire başka biriyle yatmıştı ve resme daha dikkatli bakınca bunun James olduğunu görmüştüm. Shane o gece sadece evde oturup televizyon izlemiş.

"Luke, sence Megan benden hoşlanabilir mi?"

Gözlerimi ona çevirip yüzünü incelediğimde bu soruyu ciddi olarak sorduğunu farkettim.

"Chloe'nin benden hoşlanma ihtimali ne kadarsa seninki de o kadar."

"Hadi ama! Benimki çok daha fazla olmalı. En azından ben her gün Megan'ı ağlatmıyorum."

Söylediği şeyde haklıydı. Geldiğimiz günden beri Megan'a yaklaşmaya çalışıyordu. Bense zaten benden nefret eden bir kızı daha da nefret ettiriyordum.

"Evet kesinlikle seninki daha fazla. Hatta bence bugün onu öp karşılık verirse de yatağa at ve becer."

Gözlerini büyüyüp "Ciddi misin?" diye sordu. Pekala o tek dostum olabilirdi ama fazla salaktı.

"Shane, eğer böyle bir şey yaparsan o kız seni öldürür. O yüzden henüz sadece konuş."

Hayal kırıklığına uğramış bakışlarını yere çevirip arkamdan yürümeye devam etti.

Süpermarkete girip birer alışveriş arabası aldık. Babamla kalırken de alışverişi ben yapardım ama her zaman elimde bir liste olurdu. Şimdi ise kendim seçmek zorundaydım. İlk reyona girip ihtiyacımız olabilecek her şeyi arabaya doldurmaya başladım.

***

"Luke, Tanrı aşkına o kadar şeyi ne yapacaksın?"

Bir saatin sonunda hemen hemen her şeyden almıştım ve arabada küçük bir tepe oluşmuştu. Shane'in aldıkları ise benimkilerin yarısı kadardı.

"Biraz fazla mı olmuş?"

"Biraz mı? O aldıkların bir ayının üç yıllık ihtiyacını karşılar."

Salak olabilirdi ama doğru söylüyordu. Abartmıştım. Gereksiz olduğunu düşündüğüm şeyleri bırakıp kasada sıraya girdim. Shane çoktan kendininkileri ödemiş, beni bekliyordu. Sıra bana geldiğinde ben de aldıklarımı ödedim.

Chloe ve Megan'ın işinin henüz bitmemiş olduğunu bildiğimden elimdekileri arabaya götürdüm. Luisa bile on yaşındayken en az beş saat oyalanırdı alışveriş merkezlerinde.