Galata'nın Kızkulesi| Tamamlandı

Ep:"Iyi partner"

📍Bu haftadan itibaren hikayelerin bölümleri belirli günlerde yayınlanacaktır📍

✔Pazartesi ve Cumartesi~818.

✔Salı ve Pazar~Kaçak Prenses.

✔Pazartesi ve Cuma~Galata'nın Kızkulesi.

blackyavbah ithafen🌙

-1-

Aybüke gözlerini silip kiraladıkları evin bahçesine çıktı.Bahçedeki çokta büyük olmayan erik ağacının altındaki koyu mavi,eski olduğundan dolayı bir kaç kısmının boyası akıp giden banka doğru ilerledi.Bir yandan hafif rüzgar,diğer yandan ise Aybüke'nin canını yakan gerçekler,zehir gibi işliyordu vücuduna..

Tolga:"Aybüke?"

Tolga'nın ani bir şekilde onu çağırması ile kız arkasını dönmeden hızla yanaklarını silmeye koyuldu.Kimsenin ona acımasını istemiyordu.O,aciz değildi.Tüm bunların olacağını en başından beri biliyordu ama onu üzen şey de,o aptal yorumlar değildi.Onu üzen tek şey,insanların daha onu tanımadan yargılaması ve hor görmesi idi.Saygı duymaması idi..

Tolga'ya cevap vermeden sadece düşüncelerinde boğulurken,adamın onun yanına kurulduğundan bile bihaberdi.Ta ki Tolga'nın elini omzunda hissedene kadar.

Tolga:"Iki üç kendini bilmez işte.Bunun için ağlanılır mı?"

Aybüke Tolga'nın üzgün ses tonu ve onu kırmamak adına özenle seçtiği cümleler arasında gözlerini kapattı.Bir kaç damla yenide yanağına süzüldüğünde,hıçkırmamak için alt dudağını ısırıp,bir kaç saniye tuttukta sonra serbest bıraktı.

Aybüke:"Sorun..bu değil"

Sonunda dayanamayarak elleri ile yüzünü tutup ağladığında,Tolga içine oturan büyük pişmanlıkla yutkundu.Belki de partneri başka biri olsaydı,her şey onun için güzel ilerlerdi.Belki Tolga olmasa idi,böyle kırıcı mesajlar almazdı.

Ellerini saçlarından geçirip,Aybüke'ni incelemeye koyuldu.Kız omuzlarını hafif kaldırmış,minicik elleri ile yüzünü kapatmış doyasıya hıçkırıyordu.Tabi bu hıçkırıklar,adamı bin bir parçaya ayırıyordu.Onun da canı yanıyordu.Anlamadığı bir şekilde,bu kızın ağlamasına dayanamıyordu.Hatta öyle ki, o mesajı yazanlara iki üç hokkalı cevap vermek istiyordu..

Sustu ve dudaklarını yaladı.Yapamayacağını biliyordu.Bunu yapan insanların ne kadar önemsiz olduğunu biliyordu.Idölünün partnerine bile saygı duymayan iki üç kişinin onun için bu dünyada zerre değeri yoktu.Olamazdı da.

Tolga:"Tamam,gel buraya"

Uzun bir bekleyişin ardından sonunda kıza doğru yaklaşıp,yavaşca kollarını ona doladı.Bir yandan saçlarını okşarken,diğer yandan belini tutup,iyice göğsüne bastırdı.

Tolga:"Anlat bana.Neler oluyor?Neden üzgünsün?Iki üç değersiz insanın söyledikleri için mi?"

Aybüke adamın kokusunu içine çekip,azacıkta olsa rahatladı.Tolga ona fazlası ile iyi geliyordu.Hem de fazlası ile.