Ep:"818"

3.9K 239 304
                                    

Herkese merhaba!

Öncelikle, mesajlarınızı birbir aldım. Hepsine cevap veremedim ama vermeye çalışacağım. Lütfen kusuruma bakmayın.💙

Geçmiş olsun diyen, demeyen herkese minnettarım! İyi ki varsınız!💙💙💙

Çok konuşmak istemiyorum. Tatlı bir bölüm oldu bana göre. Zaten acı yüzünden pek detaya giremedim. Bölüm sonu merak edenler için başıma ne geldiğini yazdım.😖

Şimdiden herkese teşekkür ederim!

🔺Küçük bir not: AyTol için halvet isteyenler var, biliyorum ama bir şeye değinmek istiyorum. Benim kitaplarımı okuyan kişilerin çoğu 18 yaş altı kitlesi. Yani kitaplarımda onlara örnek olmaya çalışıyorum. O yüzden farkettiyseniz, evlenmeden YavBah'a bile halvet yazmıyorum. Çünkü bu kötü bir şey ve diğer adı ile diyecek olursak, ZİNA!😶

Kötü örnek olmamak adına, havlveti yalnız evlendirdiğim zaman yaza bilirim. Fakat AyTol'a halvet yazmam da, istek. Ben utanıyorum yani yazmaya. Yavuz ve Bahar hadi neyse ama, bunlar farklı işte. Anlayacağınız AyTol'a halvet yalnız bu ikisini  evlendirdiğimde yazacağım🔺

-1-

Sabahın 9:00'da güneş zayıf ışıkları iki sevgilinin odasına arsızca süzülürken, kuşlar pencerenin önüne konmuş, Tolga ve Aybüke için ninni söylüyordu.
       
        Biraz sonra pencereye yakın, yatağın sol kenarında uyuyan Tolga, göz kapaklarını yavaşca araladı. Uykunun ve Aybüke'nin kendine has kokusunun verdiği sarhoşlukla mırıldanıp, gözlerini ovdu. Küçük bir çocuk gibi gözlerini kırpıştırdığında, karşısında Aybüke'nin mışıl mışıl uyuduğunu görerek tebessüm etti. Bununla birlikte, bir an tüm yorgunluğu ve uykusu uçup gitti ve bir kedi misali yanağını yastığa iyice gömen Aybüke'nin, yüzünü incelemeye koyuldu.

          Küçük, çekik gözleri ve siyah kipriklerinden başladı önce. Baş parmağını hafifce kapalı göz kapaklarına bastırıp, biraz okşadı. Sonra oradan kaşlarına doğru kaydı baş parmağı. Kalın, ipeksi kaşlarını okşadı. Sağ kaşının üzerindeki yarığı pür dikkat inceleyip, oradan kalemle çizilmiş kadar muazzam olan dudaklarına geçti. Bu kadın bir ay parçasıydı. Gülüşü, gözleri, burnu, kiprikleri, saçları ve saire, her şeyi muhteşemdi bu kadının. Gerçek bir Fi altın oran örenği, gerçek bir tabloydu. Fakat Tolga'nın tablosuydu Aybüke. Başka kimsenin görmesini istemediği, herkesten sakındığı bir şaheser, bir doğa harikasıydı.

        Yutkundu. Olduğu yerden hafifce doğrulup, kızın alnına bir öpücük kondurdu ve geri çekildi. Onun bu haraketi ile Aybüke mırıldandığında, gülerek hemen yerine geçti ve gözlerini kapatarak uyuyormuş gibi rol yapmaya başladı. Genç kadın gözlerini aralayıp , Tolga'nın uyuduğunu gördüğünde, hafif doğruldu ve ters ters adama bakmaya başladı.

 Genç kadın gözlerini aralayıp , Tolga'nın uyuduğunu gördüğünde, hafif doğruldu ve ters ters adama bakmaya başladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Galata'nın Kızkulesi| TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin