*0.5*

2.3K 161 25
                                    


ErisUnal: Hayattan ne kadar bıktığımı anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

ErisUnal: Hayattan ne kadar bıktığımı anlatmaya gerek yok, görüyorsunuz.

8.421 beğeni, 1.532 yorum

-

SarpEgeSimsek: Manolya mı orası?

ErisUnal: Of, illa profilime 'küpekler ve karaktersiz şerefsizler giremez' mi yazmam gerekiyor anlamadım.

ErisUnal: Sana ne neresiyse neresi?

SarpEgeSimsek: Onu ne zaman çekildin?

ErisUnal: Ne yapacaksın ne zaman çekildiğimi beynini sorguladığım?

SarpEgeSimsek: Kardeşimin okul çıkışı Manolya'ya gitme sebebi sen değilsindir umarım?

(Görüldü 16.55)

SarpEgeSimsek: Eris.

SarpEgeSimsek: Cevap versene.

(Görüldü 16.57)

SarpEgeSimsek: Sikeyim yapacağın işi.

SarpEgeSimsek: Cevap ver.

Derin bir nefes alıp hızla verdikten sonra internetimi kapatarak telefonumu masaya fırlattım ve önüme düşen kısa saçlarımı geriye savurdum. "İzmir birazdan gelir. Gideyim mi ben?" İzmir gelene kadar benimle bekleyecek olan Melike'ye baktım. Son hareketlerimden sinirli olduğumu anlamış ve beni yalnız bırakmanın belki de daha doğru olduğunu düşündüğünü biliyordum. "Yok, geldiğinde kalkarsın. Tek başıma oturmak istemiyorum." Melike, kafasını sallayıp tekrar telefonuna dönerken sıkıntılı bir şekilde nefes alıp arkama yaslandım.

Melike benim lise arkadaşımdı. Daha doğrusu, tek lise arkadaşım. Lisede yaşadığım onca şeyi atlatmama yardım etmiş ve sonrasında ayrılmamamız için aynı üniversiteyi kazanmıştık. Melike olmadan, bu günlere tek başıma asla gelemezdim. O, hayatın bana verdiği en büyük hediyelerden bir tanesiydi ve en güzeliydi.

Kafenin penceresinden dışarıyı izlerken, uzun siyah saçlarıyla kafeye doğru gelen İzmir'i gördüm. Tatlı ve sempatik bir kız olması, ona ilk yazdığımda içimi rahatlatmıştı. Üstelik sıkı bir takipçim olduğunu öğrenmem beynime kısa bir süreli şok etkisi yaratmıştı. Abisine benzememesi, belki de bu hayatın ona sunduğu en büyük şanstı. Gerçi, belki de benziyordur. Bunu zamanla öğrenecektim.

Kafeye girip etrafına bakınmaya başladığında, yüzüme ufak bir gülümseme takınıp elimi kaldırdım. Beni gördüğünde kocaman gülümsedi ve yanımıza doğru ilerlemeye başladı. "Selam!" Sevecen sesiyle yüzümdeki gülümseme daha da genişledi ve ayağa kalkarak ona sarıldım. "Merhaba, gel şöyle otur."

"Yok, gel benim yerime otur bende kalkayım." Melike'nin kalkmasıyla, İzmir'in bakışları ona döndü. "Melike ben."

"İzmir."

Remorse.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin