0. 1

1K 63 6
                                    

Selamün aleyküm,

Desteklerinizi bekliyorum.

Sadece ilk bölümünü paylaşacağım. İnşaAllah yaşarsak ikinci bölüm yaza doğru.

 İnşaAllah yaşarsak ikinci bölüm yaza doğru

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1.BÖLÜM - ELMA

.

Öğlen güneşi camdan zemine doğru yansıyor ve soğuk zemini ısıtıyordu. Elimdeki kitabı yatağa ters çevirerek bırakıyorum, ayağa kalkarak bitmiş çay bardağıma tekrar çay doldurmak için mutfak bölümüne doğru geçiyorum.

Hayatınızda garip durumların içerisinde kaldınız mı, bilmiyorum ama ben kaldım. Şu an dört duvar içinde hapis durumda kalmamım da sebebi bu.

"Zeliş, çay bitmek üzere. Hadi bardağını doldur da birde sen çay demle."diyor Afet abla, başımı sallıyorum. Buraya çok çabuk alışmamın sebebi buradaki insanlardı. Birini elbet bir gün dışarıda görürseniz, asla hapisten çıkmış bir insana benzetemezsiniz.

Çay bardağıma çayı doldurdum, demliğin içindeki suyu bitmiş çayı boşaltarak içini iyice yıkadım ve sıcak su koydum içine, üstüne de çay koydum. Altındaki çaydınlığa tekrar su koyarak tüpün üzerine koydum.

Afet ablaya sesleneceğim sıra demir kapı gürültü ile açıldı, başımı o tarafa çevirdim. Salih Bey'i gördüm.

Beyaz lastikten yaptığımız toka ile başımı bağlamıştım, ilk başta saçlarımı sıktığı için ağrı yapmasa da vakit geçtikçe başımın ağrımasına sebep olmuştu. Saçlarımı kaşıdım ve ağrısı azaltmaya çalıştım.

"Zeliha Pul, savcı geldi."diyor Salih Bey. Aslında bizim demir kapıya her zaman Selma abla gelirdi, "Salih Bey, Selma abla nerede?"diye soruyorum, Salih Bey'e yaklaşırken. Kelepçeleri kemerinin kenarından çıkarıyor, bileklerimi uzattığım sıra hızla bileklerime takarak kolumdan tuttu, "Hastalanmış ama birkaç güne iyileşirmiş."diyor, üzülüyorum doğrusu. Selma ablayı çok severim, buraya ilk geldiğimde beni çok korumuştu.

Zamanla buraya alışmış ve sevmiştim, aslında soğuk duvarı ve zemini olsa da içi oldukça sıcak geliyor bana, hem dışarıya çıksam da o demir kapının ardında beni bekleyen kimsecikler yok, dışarı çıkıpta ne yapacağım ki?

Beyaz kapının önüne geldiğimizde bileklerimdeki kelepçeyi çıkardı, "İçeride savcı."diyor, başımı sallıyorum. Kapıyı açıyorum ve siyah takım elbisesi ve siyah çantası ile beni bekleyen oldukça sert ifadesi olan bir adam ile karşı karşıya geliyorum, demek savcı bu.

"Savcı Bey, çok ısrar ettiniz geldim."diyorum, buraya girdiğiniz bir süre sonra eğer dışarıda bir yakınınız, sizi bekleyen yoksa buraya bağlanıyorsunuz ve ayrılmak istemiyorsunuz. Bu Savcı ile böyle üslupsuz konuşmam da bundan, çıkmak istemediğim için kendimi germeme de gerek yok, zaten de çıkamayacağımın bilincindeyim.

"Hoş geldin, Zeliş."diyor ayağa kalkarken, kaşlarımı çatıyorum. Elini uzatıyor, ters ters eline bakarken, "Zeliş değil Savcı, Zeliha."diyorum. Elini sıkma gereksimi duymarak onun karşısındaki boş siyah deri sandalyeye oturuyorum. O ise hava da kalmış elini indiriyor, karşımdaki sandalyeye tekrar oturuyor, "Peki o halde. Zeliha, bana anlatmak gerekenler olduğunu düşünüyorum."diyor, gözlerimi deviriyorum.

"Ne gibi Savcı?"diye soruyorum, o da siyah deri çantasının içinden kırmızı bir elma uzatıyor bana, "Tatlı elma, güzeldir. Bizim bahçeden, yiyebilirsin."diyor ve önüme bırakıyor kırmızı elmayı.

"Kırmızı elma sevmem, Savcı."diyorum ama duvarı demişim gibi, önümden almıyor elmayı. Umursamıyorum, "Savcı değil, Akif ."diyor, omuz silkiyorum.

"Savcı değil misin?"diye soruyorum, başını sallıyor. "O zaman Savcı demem de bir sakınca olmamalı,"diyorum ve konuşacağı sıra dudakları arasından bir kelime çıkmadan konuşmasını kesiyorum, "Bunu konuşmak için çağırdığını düşünmüyorum, artık sorularını sor ve git."diyorum.

Çantasından çıkardığı mavi dosyaları önüne koyuyor, "Öncelikle amcandan ya da o geceden bana bahsedebilir misin?"diye soru soruyor ve içime bir öküz oturuyor sanki, canımı alıyormuşcasına.

Gözlerimi etrafta gezdiyorum, Savcı'nın gözlerine bakamıyorum. İçime yersiz bir utanç yer ediniyor, ne yapacağımı bilmeksizin, önümdeki kırmızı elmayı ellerimin arasına alıyorum ve eteğime sürtüyorum, "Önce amcamdan bahsetmek istiyorum."diyorum, başını sallıyor.

"diyorum, başını sallıyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

03

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

03.02.2021

Nasılsınız?

Bu kurgum oldukça hoşunuza gideceğine eminim ama bir müddet beklemeniz lazım, sonra görüşürük.

Selam ve dua ile :)

ZELİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin