Bad Girl and Bad Boy Love (fanfiction)

16. Bölüm | Separation

''Bırakın beni.'' diye çığlık attım. ''Sakin ol.'' dedi Harry. ''Bırak beni.'' diye ona bağırdım. Sonunda kollarımı ondan kurtardığımda belimdeki silahı çıkarttım ve Cassandra'ya üç kere ateş ettim. Öldüğünden emin olduktan sonra Justin'e son bir kez baktım. Cassandra'nın cansız bedenini alıp odadan çıktılar. Justin yanımdaydı. ''Çık dışarı.'' ''Beni dinlemeden çıkmıyorum.'' ''Neyini dinleyeceğim? Klasik 'beni zorla öptü' cümlesini mi kuracaksın ama benim gereksizlere vaktim yok. Vaktimi değersiz şeylere harcamıyorum.'' dedim.

 ''Evet. O klasik konuşmayı yapacağım. Çünkü ben onu öpmedim. Senin ayak seslerini duyunca bana 'Sevgiline küçük bir oyun oynayalım' dedi ve beni öptü. Sen girdiğinde de ben onu üstümden itiyordum.'' ''Şu dakikadan sonra umrumda değilsin. Dışarıya çık.'' Bir şey demeden dışarıya çıktı. Sanırım haklı olabilirdi ama öpüşmüşlerdi. Canım çok yanıyordu. Kalbime bir şey saplanıyordu ve boğazımda bir yumruk oturmuştu. Dolaptaki valizi çıkarttım ve eşyalarımı doldurmaya başladım. Ağlarken eşyalarımı dolduruyordum.

JUSTIN'İN AĞZINDAN

Duştan çıkmıştım. Odaya girdiğimde iç çamaşırlarıyla bizim yatağımızda yatan Cassandra vardı. Bu sürtük akıllanmayacaktı. ''Justin lütfen birlikte olalım.'' ''Ne saçmalıyorsun sürtük?'' ''Seni seviyorum.'' ''Ulan geri zekalı, sevgilim var benim. Gömüyor musun?'' Yatakta yatarken boğazını sıktım. Bu sırada merdivenden ayakta sesleri geliyordu. Kapıya döndüğümde beni anlamadığım bir hızda altına aldı ve öptü. Onu ittiğimde karşıya baktım. Miley kısık bir sesle ''J-j-justin.'' demişti. 

İşte böyle olmuştu. Onu aldattığımı sanıyordu ama onu aldatmadım. İnsan hayatını adadığı kişiyi nasıl aldatabilir ki? O benim hayatımın merkezi. Tüm hücrelerimle Miley'i isterken o sürtüğü ne yapayım. En çok canımı yakan şey de Miley'in bana 'senden nefret ediyorum' demesiydi. Tanrım, lütfen bana inansın. 

Bunların hepsini teker teker bizimkilere anlattım. Bana hak vermişlerdi. ''Seni anlıyorum. Çünkü benim başıma da böyle bir olay gelmişti.'' dedi Sam. ''Ben onsuz asla yapamam.'' Bunları söylerken ağlamaya başlamıştım. ''Ağlama Justin. Sana yardımcı olacağız.'' dedi Elena. Bu sırada aşağı şişmiş gözlerle Miley geldi. Ağladığımı görmemesini umarak hemen gözlerimi sildim ama şişmiş ve kızarmış gözlerim beni ele veriyordu. Miley bana bakmadan konuşmaya başladı. ''Abi yarın sabah yola çıksak olur mu? Burada daha fazla gereksiz insanlarla kalmak istemiyorum.'' dedi. Beni umursamaması canımı çok yakıyordu. ''Tamam. Sabah erken kalkın o zaman.'' dedi Sam. ''Bu arada Liam, ben sizinle geleceğim.'' dedi Miley. ''M-miley lütfen...'' dedim ama sözümü kesti. ''Sus.'' diyip tekrar yukarıya çıktı. ''Justin, benim bir fikrim var.'' dedi Elena sırıtarak. Tek kaşımı kaldırıp ona baktım. ''Yoksa düşündüğüm şey mi?'' dedi Liam. ''Elena'da ona bakıp kafasını salladı. Nasıl çift bunlar. Düşüncelerle anlaşıyorlar. Vay be. Planını bana anlattıktan sonra sinsice sırıttım. ''Çok teşekkür ederim Elana.'' ''Rica ederim Justin.'' dedi.

Bu arada planı anlatayım. Miley Liamlarla gidecek ya. İşte onlar dinlenmek için durunca Miley lavaboya falan gidecek. Bizde onlarla birlikte duracağız. Miley lavabodan dönmeden önce bizimkiler gidecek. Bir tek ben orda kalacağım. Miley'de lavabodan döndükten sonra doğal olarak benim arabama binecek. Belki orda konuşuruz. Bilmiyorum.

MILEY'NİN AĞZINDAN

İki valizimi de hazırlamıştım. Saate baktığımda akşama geliyordu. 19.10 du. Aynaya baktığımda iğrenç gözüküyordum. Yolda tecavüze uğramış, ağlamaktan şişmiş gözlü kızlar gibiydim. Halim yoktu. Aşağı indim. Salona baktığımda Justin şişmiş ve kızarmış gözle bana bakmıştı. Ağlamış mıydı o yoksa. Tanrım. Ağlamış. İnanamıyorum. Abime döndüm hemen ve konuşmaya başladım. ''Abi yarın sabah yola çıksak olur mu? Burada daha fazla gereksiz insanlarla kalmak istemiyorum.'' dedim. Justin, onu görmezden geldiğim için bozulmuştu sanırım. ''Tamam. Sabah erken kalkın o zaman.'' dedi abim.  ''Bu arada Liam, ben sizinle geleceğim.'' diye Liamlara döndüm. ''M-miley lütfen...''  Justin konuşurken sözünü kestim. ''Sus.'' deyip tekrar yukarıya çıkmaya başladım. Ona hala deli gibi aşığım ama benim olan dudaklara başkasının dudağının değmesi canımı çok yakıyor.