Cassandra Justin'e yiyecek gibi bakıyordu. ''Justin bu iki hafta boyunca yanımdan ayrılırsan seni öldürürüm.'' Anlamamış gibi bana bakıyordu. ''Cassandra'nın sana olan bakışlarını görmedin mi?'' ''Bu kadar kıskanma. Sen varken gözüm başkasını görmez.'' dedi. ''Benim olan her şeyi kıskanırım.'' dedim. ''Demek öyle.'' dedi. ''Aynen öyle.'' Güldü ve dudaklarıma yapıştı. ''İşlerinizi odanızda halledin.'' diye söylendi Harry. ''Bir kerede karışmayın ya of.'' diye ciyakladım. Bu dediğime hepsi gülmüştü.
Cassandra ve Kristen yemek yapmak için mutfağa gittiler. Biz de salonda oturuyorduk. Chazler aşağı indi. ''Bugün son gecemiz diyorum ki bara mı gitsek?'' dedi Ryan. Bence iyi bir fikirdi. Herkes onayladı. ''Efendim yemekler hazır.'' dedi Kristen. ''Tamam geliyoruz.'' dedim. Hepimiz yemeklerimizi yedik.
Yukarıya üstümüzü değiştirmek için çıktık. Justin dolaptan siyah dar pantolon, siyah gömlek ve siyah deri ceket çıkarttı. Sonra da üstüne giydi. Ben de dolabın karşısına geçtim. Siyah uzun bir etek, göbeğimin birazını açık bırakacak beyaz delikli bir kazak aldım. Onları üstüme geçirdim ve siyah topuklu botlarımı giydim. Sonra da deri ceketimi. (Multimedya da var) Siyah eyeliner çektim. Eyeliner dışında hiçbir şey sürmedim. Justin'in yanıma geldi ve belimden tuttu. ''Imm bu Dior dimi?'' dedim. Parfümünü söylemiştim. En sevdiğim kokuydu. ''Evet. Nereden biliyorsun?'' ''Abim kullanıyordu.'' dedim.
Birlikte aşağı indik. Kristen ve Cassandra dışında kimse yoktu. ''Diğerleri nerde?'' dedim Kristen'a. Cassandra Justin'e bakmakla meşguldü. Justin ise bu durumdan sıkılmış gibi bir hali vardı. ''Efendim diğerleri arabalarına bindiler.'' ''Cassandra sevgilime bakmaktan vazgeçmezsen şimdi dışarıya atarım seni.'' Cassandra hiçbir şey demedi ve odasına gitmek için aşağı indi.
Biz de dışarı çıktık. ''İyi ki de şu kızı uyardın. Rahatsız oluyorum.'' dedi Justin. ''Emin ol bende senin kadar rahatsız oluyorum.'' dedim. ''Neden mutluyken bir engel çıkıyor. Anlamıyorum.'' diye ekledim. ''Merak etme bebeğim. Kimse mutluluğumuzu kaçıramaz.'' dedi ve dudağımdan öptü. Bende gülümsedim. Sonra arabaya bindik.
Barın önünde durduk. Arabadan indim ve Justin'de arabadan inip yanıma geldi. Elimi tuttu ve hepimiz içeriye girdik. Klasik bardı işte. Size şimdi onları anlatmayacağım. Bir masaya geçtik. İçki söyledik. Artık içki içebiliyorum ama sınırlı. İçkilerimiz geldi ve içmeye başladık.
İçkimi yudumluyordum ki bir ses geldi. ''Elena ve Miley sizi burada görmek ne güzel.'' dedi bir erkek sesi. Kafamı çevirdiğimde bunun Dean olduğunu gördüm. Yanında da küçüklük aşkı Anna duruyordu. Onları çok özlemiştim. ''Dean ve Anna.'' diye Elena'yla ikimiz cırladık. Hemen kalkıp ikisine birden sarıldık. ''Tanrım sizi çok özledim.'' ''Bende seni çok özledim Miley.'' dedi Anna. Justin'e baktığımda anlamamış bir şekilde bize bakıyordu. Onlardan ayrıldığımda Justin'e anlattım. ''Justin ben Kanada'dan Los Angeles'a geldiğimde ilk arkadaşlarımdılar. Elena, Dean, Anna. Bizim şimdiki grupla daha sonra tanışmıştık. Dört yıl önce Anna ve Dean New York'a gittiler. Aileleri oraya taşındı. Bu arada Anne ve Dean birlikteler.'' dedim. Justin onlara bakıp tanıştı.
İçlerimizden Liam bir tek biliyordu Dean ve Anna'yı. Aslında diğerleri de tanıyordu ama bir kere görmüşlerdi. Zaten Annalar gittiken beş altı ay sonra bizim grubu oluşturduk. ''Liam sen biliyorsun zaten Anna ve Dean'ı. Siz de bir kere görmüştünüz. Belki hatırlarsınız.'' Son cümlemi bizim gruba bakarak söylemiştim. Daha sonra Anne ve Dean Chazlerle tanıştı.
''Ee siz neden burdasınız?'' diye Anna sordu. ''Okullar yarıyıl tatiline girdiği için biz de tatil yapmak istedik. Peki siz neden buradasınız?'' ''Biz de tatil için geldik.'' ''Yani burada karşılaşmasak hiç görüşemeyeceğiz.'' dedi Elena. ''Hiç vaktimiz olmuyor ama bundan sonra daha sık görüşelim.'' dedi Dean. ''Olur bence.'' dedim. Elena'da bana katıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bad Girl and Bad Boy Love (fanfiction)
FanfictionMiley ve Justin. Bunlar sıradan kötü kız kötü çocuk değiller. Hem aşklarını hemde kendilerine verilen görevleri yerine getirebilecekler mi? Sevdiklerinden çok düşmanları var yanlarında. Kimse onları rahat bırakmıyor. Her seferinde ölümün eşiğinden a...