Bad Girl and Bad Boy Love (fanfiction)

18. Bölüm | To be paranoid

BÖLÜM GEÇ GELDİĞİ İÇİN ÇOK ÜZGÜNÜM. TATİLDEYDİM VE İNTERNETİM BİTTİ. SİZİ ÇOK SEVİYORUM. :D :D NEYSE İYİ OKUMALAR. <3

BU ARADA YORUMA YAZIN DA ARKADAŞ OLALIM YA. İNSAN YEMİYORUM BEN. SADECE KONUŞMAK İÇİN YANİ. :D:D

''Biz kalkalım.'' dedi babam. Annem de onu onayladı. Bende onlarla birlikte kalktım. ''Sen de mi gidiyorsun?'' ''Evet Justin. Yarın Elena ile gideceğim ve yorgunum.'' ''Peki. Yarın ararım.'' dedi. Pattie kapıya kadar eşlik etti. Sonra bizde eve gittik.

Eve girdiğimizde hemen odama çıktım. Zaten Justinlerde zaman çabuk geçmişti. Saat 21.30 du. Annemler Justinlere geldikten sonra bayağı oturmuştuk. Odamdaki televizyonu açtım ve yatağıma uzandım. Justin'in odasına baktım. Ordaydı. Onu izlemekten film izleyemiyordum. Hadi ama kim sevgilisi dururken film izler ki? Tabii ki kimse.

Dayanamayıp Justin'e mesaj attım.

KİME: BAY AŞK

JUSTİN BİZE GELSENE. BENİM ODAMDAKİ TERASTA OTURURUZ.

Diye mesaj gönderdim. Bir kaç saniye sonra mesaj geldi.

KİMDEN: BAY AŞK

İKİ DAKİKAYA ORDAYIM.

Diye o mesaj attı.

Camdan ona bakıyordum. Üstüne hırkasını aldı ve odasından çıktı. Bir kaç dakika sonra benim odamın kapısı açıldı.

''Bakıyorum da birileri beni çok özlemiş.'' dedi. ''Evet. Seni çok özledim.'' Ona sarıldım. ''Gelsene balkona çıkalım.'' ''Tamam.'' dedi. ''Bir dakika bekle geleceğim.'' dedim. Kafasını 'tamam' anlamında salladı.

Odamdan çıktım ve mutfağa gittim. Dolaptan iki bardak aldım ve bir şarap şişesi. Bunlarla birlikte tekrar odama çıktım. Odama girdiğimde Justin yoktu. Balkona çıkmıştı. Bende üstüme bir hırka aldım ve balkona çıktım. Balkonumdaki sallanan koltuğa oturmuştu. Bende yanına oturdum. ''Şarap mı getirdin?'' ''Evet. İstemiyor musun?'' dedim. ''Hayır, istiyorum.'' Bir bardağı ona uzattım ve şarabı doldurdum. Bende kendime doldurdum ve içmeye başladım. Ona sarıldım. ''Hep yanımda ol.'' dedim. ''Sen istemesen bile hep yanında olacağım.'' dedi.

''Seni çok seviyorum Drew.'' Ona ikinci ismiyle hitap etmiştim. ''Bende seni bebeğim.'' dedi gülümseyerek. Kolumdaki bilekliğe baktım. İster istemez aklıma bana çıkma teklifi ettiği gün geldi.

Justin'le kumlardan çıktık. İskelenin yanındaki banklara oturduk.

''Ben sandığından bile odunum. Bunu nasıl yaptım bilmiyorum. Beni çok değiştirdin. Bambaşka bir insan oldum. Kalbimi geri getirdin. Seni seviyorum. Benim olur musun?''

demişti. O sırada denize ışık yansıdı. 'Sonsuzum olur musun?' yazıyordu ve havai fişekler patlıyordu. Gözlerim dolmuştu. Justin cebinden bir kolye ve bir bileklik çıkarttı. Kolye sonsuzluk işaretiydi ve bir tarafında Justin diğer tarafında Miley yazıyordu. Kolyeyi takmadan önce dudağına tutkulu bir öpücük bıraktım.

''Bunu 'evet' olarak mı anlamalıyım?''

dedi gülerek. Bende gülerek

''Evet, evet, evet, evet. Her zaman seninim.''

dedim. Deri bilekliklerin birini bana diğerini de kendine taktı.

''Bu kolyeyi çıkartabilirsin ama bu bileklikleri çıkartma. Çünkü ben ölene kadar bunu bileğimde tutacağım.'' dedi.