-Jimin-
Ahh! Cidden.. Bu arkamdaki acı bütün gece beni uyandırıp durmuştu. Hâlâ kendimi çok yorgun hissediyordum fakat acı dinlenmeme izin vermiyordu. Yatakta dönmeye çalışsamda hem arkamdaki sızı hem de vücuduma dolanmış kollar hareket etmemi engelliyordu. Gözlerimi kapatarak tekrar uykuya dalacağım sırada çalan telefonuma lanet ettim. Israrla çalmasına göz devirerek telefonu elime aldım.
Yoongi'nin aradığını görmemle açma konusunda tereddütte kalsamda, açmaya karar verdim. Telefonu açtığım da telaşlı sesini duyurdu.
"Ah Tanrı aşkına Jimin 2 gündür neredesin sen? Neden aramalarımı ve mesajlarımı görüp cevap vermedin ?"
Ne mesajından bahsettiğini anlamamıştım."Sabah sabah ne istiyorsun Yoongi?"
"Sana bir dolu mesaj attım Jimin ve sen görüp cevaplamadın. Seni merak ettim. Neredesin ? Yanına gelmek istiyorum."
Ben mesaj falan görmemiştim. Telefonumu kulağımdan çekerek mesaj kutuma girdim. Gerçekten de bir sürü mesaj atmış ve görülmüştü. 2 gündür telefonu elime almadığım aklıma geldiğinde yanımda mışıl mışıl uyuyan Jungkook'a baktım. Mesajlarımı merak edip okumuş olmalıydı.
"Jimin orada mısın?"
"Bak Yoongi bana mesaj atmanı veya aramanı istemiyorum. Sana cevap verme zorunluluğum yok. Beni merak etmeye de hakkın yok. Kapatıyorum."
"B-biz biraz konuşabilir miyiz? Sana anlatacaklarım var. "
"İstemiyorum."
Kesin bir dille söylediğimde, titrek nefesini duyurdu.
"Jimin, lütfen.. Son kez beni dinle. İstemezsen bir daha karşına çıkmayacağım. Son bir şans..."
Kabul etmediğim sürece beni rahat bırakmayacağını biliyordum.
"Pekala, saat 3'te okulun karşısındaki kafede ol."
Ardından telefonu kapatıp yavaşça arkamı döndüm. Çoktan uyanmış beni dinliyordu. Soran gözlerle baktığında kafamı sallayarak daha çok yaklaşıp boynuna sokuldum. Bu onu susturmacaktı, eminim.
"Kimdi arayan?" Boynuna bir öpücük kondurarak konuyu dağıtmaya çalıştım.
"Önemsiz biri." Nefesini sinirle dışarı vererek başımı boynundan kaldırarak yüz yüze gelmemizi sağladı.
"Yoongi değil mi? Ne istiyor yine? Neden hâlâ konuşuyorsun onunla Jimin ?"
"Sakin ol Jungkook. Onu bir kere dinlersem bir daha karşıma çıkmayacağını söyledi. E bu da benim işime geliyor. Ayrıca benden gizli mesajlarımı okuduğunu biliyorum."
Kollarını bedenimden çekip, sırt üstü dönerek tavanı izlemeye başladı. Şimdiden üşümüştüm.
"Özür dilerim. Bakmamalıydım ama dayanamadım işte. Hâlâ o herifin senin etrafında dolanıyor olmasına katlanamıyorum. Sanki... her an seni elimden alacakmış gibi hissediyorum. Sensizlikten korkuyorum."
Gözlerini kapatarak söylediğinde beni kaybetmekten bu kadar çok korktuğunu bilmiyordum. Yatakta süzülerek üzerine çıktım. Ellerimi başının iki yanında sabitleyerek kapalı gözlerine birer öpücük kondurdum. Sonra dudaklarını uzun sayılabilecek şekilde öperek göğsüne uzandım.
"Sorun değil, kızmadım. Ve hayır beni senin elinden alamaz. Seni bu kadar çok severken ona gitmemi düşünme bile. Bende tek bir kırıntısı dahi kalmadı Jungkook, inan. Sen tüm kalbimi , bedenimi ele geçirdin. Sadece söyleyeceklerini dinleyecek ve tekrar kollarına geleceğim söz."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE REVENGE | Jikook
FanfictionSenden tek bir gece istiyorum. Dokun bana Ya sana aşık olursam? Ya bana aşık olursan?. Sen bana aşık olma , beni de kendine aşık etme. (TAMAMLANDI)