9• Bölüm

5.2K 351 293
                                    


                      ...İtiraf...

1 saattir kollarını vücuduma dolamış, başı göğsümde, mışıl mışıl uyuyordu. Annesi için ağlamasından sonra ilaçlarını içirerek yanına uzanmış ve rahatlamasını sağlamaya çalışmıştım. Bir annenin yeri nasıl doldurulurdu ki? Daha doğrusu doldurulabilir miydi ki?
Anne sevgisini, şefkatini, anne sıcaklığını alamayan bir çocuk yatıyordu göğsümde. Çoktan uykuya dalmıştı ama ben hiç durmadan saçlarını okşuyordum. Ellerimi çekersem uyanır, sevgimi hissedemez diye.. Olur da onu bırakıp gittiğimi sanar üzülür diye, saçlarını usul usul okşamaya devam ediyordum. Bir daha ağlamasına dayanamazdım. Anne sevgisi görmeyen bir çocuk nasıl bu kadar sevgi dolu olabilirdi? Anne sıcaklığını hiç tatmayan bu çocuk nasıl bu kadar sıcak olabilirdi?
Jungkook.. Seni sevmekten alıkoyamıyorum kendimi. Sen çıkmaz bir sokaksın, ve ben o çıkmaza çoktan girdim.

Kıpırdanarak, mırıltılar eşliğinde hareketlendiğinde uyanmaya başladığını anladım. Yumruk yaptığı elini gözlerine götürerek ovaladı. Tam esnediği sırada ağzını kapatmak yerine burnunu kapatıyordu eliyle. Ah Tanrım çok sevimli! Alıp evde beslemelik bir tavşan gibi duruyordu ve ben bu sevimliliğe dayanamıyordum.

"Günaydın bebeğim." Tamamen kendine geldiğinde kafasını kaldırarak yanağıma bir buse kondurdu.

Öpücüğüne mi şaşırayım yoksa 'bebeğim' demesine mi bilmiyorum. Ben bu kelimeyi bir yerde daha duymuştum ama...

"Günaydın. Nasıl hissediyorsun kendini?" Göğsüme daha çok sokularak kollarını sıkılaştırdı.

"Huzurlu.." Gülümsedim.

"Peki ağrın var mı, bir yerin ağrıyor mu?"

"Hiç olmadığım kadar mutluyum."

"Ateşini ölçmeliyim." Göğsüme bir öpücük kondurarak; 

" Sana yanıyorum. Hâlâ ölçmek istiyor musun?" Yüzüme bakmadığı için şükrediyordum.

"Jungkook nefes alamıyorum, biraz uzaklaşsan mı acaba yanında yattığıma pişman olmak üzereyim."

Sıkıntıyla nefes vererek yatakta istemediğim kadar uzağa gitti. Onu bu mesafeden bile özlüyor olmam normal miydi?

"Çok sıkıyorum seni haklısın. Benim yüzümden de buralara kadar gelerek zahmet ettin. İş çıkardım başına Özür dilerim . Daha iyiyim, Jimin gidebilirsin artık."

Gözlerini kaçırarak arasını dönüp yatmaya başladı. Bu kadar alınıp, kırılacağını tahmin edememiştim. İçimde oluşan kötü histen nefret ettim. Onu saçma sapan gerçek bile olmayan bir cümle ile kırdığım için nefret ettim. Onu üzmüş olma ihtimali bile kanımı donduruyordu. Ne ara bu kadar tutuldum sana? Ne ara bu kadar sevdim seni?

Derin bir nefes alarak ona doğru yaklaştım. Kollarımı beline sararak onu kendime çekip sırtını göğsüme yasladım. Karşılık vermiyordu fakat ona yaklaşmamı da engellemiyordu. Ensesine kelebek öpücük bırakarak burnumu erkeksi kokusuyla donanmış boynuna sürttüm. Öpücüklerim boynunu bulduğunda dilimi işin içine sokarak sesli bir şekilde emdim. Anında boynunun kızardığını görünce gülümsedim. Benden iz taşıması, bana ait olma düşüncesi beni heyecanlandırıyordu.

"J-jimin yapma."
Zorla söylediği her halinden belli oluyordu. Fakat daha fazla ileri gidersem iyi şeylerin olmayacağını ikimizde biliyorduk. Son olarak kulağının arkasını öperek fısıldadım.

"Özür dilerim. Öyle demek istememiştim. Buraya geldiğim için, sana sarıldığım, seni öptüğüm için, kokunla mest olduğum için pişman değilim Jungkook. Hiç olmadım."

LOVE REVENGE | JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin