Son cümleyi de okuyup kitabın kapağını kapattığımda Hyuna teyzenin uyukladığını, Jungdae dayının ise önündeki çiçek saksısıyla ilgilendiğini gördüm. Hyuna teyzeyi anlarım ancak Jungdae dayı ya sen, sen neden beni umursamıyordun; çok mu sıkıcıydı okuduğum kitap, sevmemiş miydin?
Kırılmıştım sana Dae dayı.
Pekala, iyice saçmalıyordum. Adamın kulakları bile zor işitiyorudu ben ise gelmiş neler saçmalıyordum. Dae dayı ne kadar çok işitemese de onlarla ilgilenmemi oldukça seviyordu. Şu an bir yaşlılar yurdundaydım. Arada bir buraya uğrar hal hatırlarını sorar, onlarla hoş vakit geçirirdim. Bugün de gelmiş onlara kitap okuyordum.
Ayaklanıp uyuma moduna geçmiş Hyuna teyzenin sandalyesinin kulplarını tuttum ve onu ittirmeye başladım; onu odasına götürmeliydim. "Dae dayı orada durma sen de gel yurdu gezeriz." Kapıya ulaşıp açtım ardımdan Dae dayı geldi. Koridorda ilerlerken, dolaşan yaşlı nineler ve amcalar çok tatlılardı. İnsanlar neden yaşlılarına hürmet etmezlerdi ki? Bu çok saçmaydı. Bizleri büyütüp yetiştiren büyüklerimizdi ancak bizler onların kıymetini bilmiyorduk. Ne kadar acınasıydık.
"Hoseok, evladım!" Dae dayının birden canlanmış şekilde yanımdan geçip gitmesi açık konuşmak gerekirse canımı yakmıştı. Demek benden başkaları da vardı ha?! Öyle olsun Dae dayı, ödeşiriz bir gün.
Ben hala Dae dayının arkasından kırgınlıkla bakarken gördüğüm tanıdık sima ile olduğum yere çivilendim. Sahi, Dae dayı Hoseok demişti değil mi? Ah cidden...
Yutkunarak başımı eğdim, bana doğru geliyorlardı. "Bak Hoseok, bu Yoongi. O da senin gibi bizi ziyarete gelir. Siz çocuklara nasıl teşekkür ederim bilmiyorum." Dae dayı duygusal moduna girmiş konuşurken ben yavaşça başımı kaldırıp beni izlemekte olan Hoseok'a baktım.
Gözlerimiz birleşince gülümsedim onda ise tek mimik oynamıyordu. Acaba geçen olan olaydan sonra bana kızgın mıydı? Yok canım değildi, Hoseok kim kızgın olmak kim? "Dae dayı biz tanışıyoruz. Okuldan arkadaşız Hoseok ile. Ben Hyuna teyzeyi odasına bırakıp geleyim." Başımı saygıyla eğdikten sonra yanlarından hızlı adımlarla uzaklaştım Hyuna teyze ile beraber.
Hoseok kesin bu sefer beni kesecekti. Satırı alacak kurbanlık koyunlar gibi el ve ayaklarımdan asacak ve beni kesecekti.
Abartıyordum ya, Hosek iyi biriydi yapmazdı böyle şeyler. Hem bence hoşuna gitmişti. Hatta utandığını bile hayal edebiliyordum. Her neyse sakinleşmeliydim.
Hyuna teyzeyi odasına bırakıp yatağına yatması için yardımcı olduktan sonra üzerine örtüyü örtüp odasından çıktım. Avuç içlerim terliyordu gerginlikten. Alt tarafı yanağını çok masumane bir şekilde öpmüştüm bana kızgın olamazdı, değil mi?
Korkak adımlarla Dae dayının yanına ulaştığımda etrafa bakındım, Hoseok neredeydi? "Dae dayı Hoseok nerede?" Dae dayı beni duymamış ilgilendiği zambakla konuşuyordu. Sıkıntılı bir nefes verip tekrar bakışlarımı kapıya çevirdim. Gelen Hoseok'u görünce ne kadar korksam da yine gülümsemeden edemedim.
Elinde sulama kabı ile yanımıza ulaştığında kabı Dae dayıya verdi, Dae dayı ise zambağını sulamaya başladı. "Sen de buraya geliyormuşsun, daha önce karşılaşmamış olmamıza şaşırdım doğrusu. Her neyse görüşmeyeli nasılsın Yoongi? En son beni öpüp kaçmıştın, 10 gündür görüşemiyoruz." Yapmacık olduğu çok belli şekilde gülümsüyordu. Pekala, bu yurttan sağ çıkamayacaktım.
"Ah evet evde işlerim vardı, sana veda edip vakit kaybetmeden evime gittim." Yutkunarak saçlarımı karıştırıp gözlerimi kaçırarak Dae dayıya baktım. "Şey, bana kızdın mı ki seni öptüm diye?" Korkakça başımı ona çevirip gözlerine baktım. Birden kahkaha atarak güldü. "Nasıl bu kadar korkak olabilirsin Min Yoongi? Kızmadım merak etme. Arkadaşız sonuçta, arkadaşlar birbirini öpebilir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doctors | Sope
FanfictionBeyin cerrahı Min Yoongi, kalp cerrahı Jung Hoseok'un kalbine beyninden vurulmuşçasına aşık olur. @btsfan01suga'ya ithafen ♥