"Sevgilim şu orta boylu olan çam ağacından alalım. Çok hoş görünüyor salonumuza tam uyar."
Hoseok'un gözleri parlayarak bakıp söylediği bu sözlerle gülümsedim ve sardığım belindeki kolumu sıklaştırdım. "Alalım bebeğim. Onu bir güzel süsleriz." Saçlarını öptüğümde o ellerini çırpıp bana döndü ve kollarını boynuma sardı.
"Seni seviyorum." Kıkırdayarak dudaklarımı öptüğünde dudağımı ısırıp onu kendime biraz daha çektim. "Eve gidince arsızlaşsan mı Hoseok, hm? O halini çok merak ediyorum."
Sırıtarak söylediğim sözlerle göz devirip omzuma vurmuş ve benden ayrılmıştı. Bense gülerek arkasından gitmiştim. Yılbaşı gecesi için evimizi süslemek adına sabah evden çıkar çıkmaz avm'ye gelmiştik.
Hoseok alışveriş arabasını ittirerek reyonlardaki süslemelerden birer ikişer arabaya atmaya başlamıştı. İkimiz dün eve gittiğimizde Jin ve diğerlerinin yılbaşında bizimle olmasını kararlaştırmış ve onları arayarak bize davet etmiştik. Onlar da seve seve kabul etmişti.
O gecenin güzel ve bir o kadar özel olmasını istiyorduk. Hoseok bu konuda çok heyecanlıydı. Bu onunla ilk noel gecemiz olacaktı ve bunun için çok mutluydum.
Hoseok kendini kaptırmış devam ederken arkasından ona sarılarak penguen yürüyüşü yapmaya başladım. "Şu büyük şeker kamışından alalım. Hediye kutularını da unutma sevgilim."
Hoseok kıkırdayarak alışveriş arabasındaki kutuları gösterdi. "Çoktan aldım bile. Şu kurabiye adamı bulmaya çalışıyorum. Şeker kamışıyla beraber büyük olanından. Görevliye sorsana Yoongi"
Omzuna başımı yaslamış onu seyrederken büzülen dudakları beni eritmişti. Lafını ikiletmeden ondan ayrılıp mağaza görevlisine maketleri sordum. Öğrendiğimde ise Hoseok'un yanına gelip önüne geçtim ve alışveriş arabasının önünden tutarak geri geri ilerlemeye başladım.
"Takip et beni koca bebeğim."
-
Beraber alışverişimizi bitirip pastaneden yılbaşına özel pasta ve kurabiyelerden yapmasını isteyip eve geçmiştik. Junmyeon Hoca'dan öğleye kadar izin almak istemiştik ancak o bize tüm gün izin vermişti. Bunu fırsat bilerek bugün Hoseok ile güzel bir gün geçirmeliydim.
Çam ağacını salonun baş köşesine diken Hoseok ona hayran hayran bakarken sinsice arkasından yaklaştım ve belini sıkıca sarıp boynundan öptüm. O huylanarak kendini kasarken gülmüş ve biraz sonra bana dönmüştü.
"Bebeğim bugün ne yapmak istersin?"
Hoseok hm'layıp gözlerini kıstı ve kollarını boynuma doladı. "Bilmem ki. Oyun mu oynasak?"
Söylediği şey aklıma yatarken düşünür gibi yapıp onu yanıtladım. "Aslında dışarı çıkıp gezmek iyi olabilirdi ancak üşütüp hastalanmanı istemiyorum. Havalar çok soğudu sana dikkat etmeliyim."
O saç tutamlarımla oynamaya başlarken ben onun güzel yüzünü inceliyordum. "Oyun oynama fikri gayet güzel. Seni her oyunda yeneceğime eminim." Onu kızdırmak için söylediğim bu sözlerden sonra gülerek dudaklarını öpmüş ve onu kendimle beraber yürüterek bacaklarının koltuğun kenarına çarpmasına ve onunla beraber kendimin de koltuğa düşmesine sebebiyet vermiştim.
Hoseok şaşırarak ne olduğunu idrak etmeye çalışırken dudaklarına yapıştım ve onu öpmeye başladım. O ilk önce karşılık vermese de sonradan boynumdaki kollarını sıklaştırmış ve öpüşüme karşılık vermişti.
Bacaklarımı onun üstünden çekip iki yanına dizlerimi dayayarak verdim ve dudaklarını sömürmeye iki dakika boyunca devam ettim.
Ondan ayrıldığımda yüzü fena halde kızarmış dudakları şişmiş bir Hoseok görmeyi beklemiyordum. Ne kadar şirin bir tablo gibi görünse de beni tahrik etmeye yetmiş ve artmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doctors | Sope
FanfictionBeyin cerrahı Min Yoongi, kalp cerrahı Jung Hoseok'un kalbine beyninden vurulmuşçasına aşık olur. @btsfan01suga'ya ithafen ♥