"Hasta VF'te!"
Ben yanımdaki hastanın son kontrollerini yazarken yanımdaki hastayla ilgilenen hemşir birden bağırarak söylediğinde ellerimdeki dosya ve kalemi hastamın ayak ucunda bulunan masaya bıraktım. Seri adımlarla şoka giren hastanın yanına gittim ve nabzını kontrol ettim.
Hasta sedyesine dizlerim üzerine oturup hızla kalp masajını yapmaya başladım ve o sırada seslendim. "Hastayı hibrid odaya taşıyın ve defibrilatorü getirin."
Hemşirler benle beraber hasta sedyesini ittirerek acil muayenehanesinden çıkarıp daha teşkilatlı ve güvenli olan odaya taşıdı. "Epinefrin verelim." Dediğimle hastanın serumuna iğne aracılığıyla gerekli şeyler nakledildi. Hastanın kalp atışları geri gelmezken 200 joule'e şok vermeleri gerektiğini bağırdım. Ellerimle jellenmiş halde gelen defibrilatör kollarını hastanın yapay damarlardan kurtulan göğsüne dayadım ve "Şok." diyip herkesi uyardıktan sonra geri çektim. Hastadan belirtiler gelmezken "Lanet olası neden yaşam mücadelesi vermiyor?" diye bağırmak istiyordum.
Ben tekrar kalp masajına devam ederken Junmyeon hocanın sesini duymuştum. "Anlatın." dediğinde görevli hemşir hastanın durumunu özet geçmeye başlamıştı. "TK Hastası. Sağ tarafta hemo-pnömotoraksı ve sağ kalça çıkığı var. Hidrate ederken VF'e girdi."
Junmyeon hoca temel yaşam desteğini 3 dakikadır yapıyor olduğum bilgisini de aldığı sırada hemşirin, "Normal ritme döndü." uyarısı üzerine kalp masajını yapmayı bıraktım ve ardından hemşir'e talimat verdim. "EKG'sini alın ve santrak katater için hazırlanın. Transfüzyon için de-"
Sözlerimi canım Junmyeon hocam bölmüştü. "BT sonucu geldi mi?" Hemşir'e sorduğu sorudan sonra hastanın yanına geldi. "Birçok kaburga kırığı ve sağ taraflı hemo-pnömotoraksı var. Tüp taktım ancak fazla kanaması yok. Sağ tarafta kalça çıkığı ve sol humerusta nondeplese fraktür saptandı."
Bay Kim başını salladıktan sonra bana döndü. "Daha önce hiç kalça çıkığı redükte ettin mi?" Eh, ettiğim söylenemezdi.
"Hayır ama nasıl yapıldığını biliyorum, istiyorsanız yapayım." Onaylamayan bakışları gördüğümde geri adım atmak zorunda kalmıştım. Junmyeon hoca görevlilerden çarşaf isterken ne yapacağını merak ediyordum. Bu adam genel cerrah olduğu için ayrı bir hayranlık duyuyordum kendisine. Beceremediği alan yoktu ve birazdan yapacağı şeye bayılacağıma emindim.
Junmyeon hoca gelen çarşafla birlikte çarşafı hasta yatağının iki yanına bağlayıp hastayı sabitledi, ardından adamın tek bacağını oynatıp çıkığı yerine oturttu. Bunu o hazin dolu sesten hemen sonra anlamıştım. Doğru yeri nasıl hemen anlayıp tek hamlede çıkığı yerleştirmişti bilmiyordum fakat bu, onun gibi olmak istememe ve daha da azimle çalışmama sebep oluyordu. "Vitalleri nasıl?"
Junmyeon hoca karşılık olarak "Stabil." cevabını duyduğunda bana bakıp gülümsemişti.
-
2 saattir Hoseok'u hastanenin orasında burasında arıyordum çünkü biz haberimiz olmadan saklambaç oynuyorduk. O bugün ameliyatlara giriyor, öğrenimini bu şekilde iş üstünde sürdürüyor ve ameliyatlar bittikten sonra dikiş işini hallediyordu. Ben ise acil vakalarından dolayı zırt pırt aşağı yukarı yapıyordum.
Öğlenki pirinç keki ziyafetimizden sonra Hoseok ile ayrılmış ve gecenin bu vaktine kadar birbirimizi görmemiştik. Onu çok pis özlemiştim ve 2 saat önce onu aramaya koyulmuştum. Hoseok'un girdiği ameliyatları görevli personelden öğrenip ameliyathanelerin önlerinde beklemiştim ve tam onu yakaladım derken benim acilde işlerim çıkmıştı.
Şimdi ise acildeki mesaimi benden sonraki asistana vermenin rahatlığını yaşıyordum. Yanımda ağlayan ve ağıt yakan bir aile vardı. Bu gibi bir durumda rahat olmazdım ama birazdan sevgilimi göreceğim için başka bir şey umurumda değildi. Kollarımı bağlamış ve ameliyathane kapısının karşısındaki duvara yaslanmış dikiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doctors | Sope
FanfictionBeyin cerrahı Min Yoongi, kalp cerrahı Jung Hoseok'un kalbine beyninden vurulmuşçasına aşık olur. @btsfan01suga'ya ithafen ♥