Kahvesinden ilk yudumunu alana kadar hiçbir şey konuşmamıştık. Sürekli bana bakıyordu ve bu biraz da olsa beni korkutuyordu sanırım. Ben daha önce hiçkimseden korkmamıştım ve bu duyguya alışamamıştım. Ondan sanırım hoşlanıyordum ve korkuyordum. Onu elde edemediğim için de böyle hissediyor olabilirdim. Bu ne tür bir korkuydu, kafamda tartamıyordum. Ancak beni bulmuştu; teknik olarak bu egomu tatmin etmeliydi ve yeterli olmalıydı da.. Olmamıştı. Sanırım hayatımı sikeceğini düşünüyordum ki bu üzücü olurdu. Bu zamana kadar hiç aşık olmamıştım. Birilerini sevmiştim elbette ama annemin bana 6 yaşındayken aldığı peluş oyuncakları da sevmiştim. Aşka inanmıyordum desem yalan olurdu ancak başıma gelmediği için nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum. Jamie'ye aşık olduğumu düşünmüyordum da; bir insan -özellikle 25 yaşındaysa- hiç tanımadığı birine aşık olamazdı sanırım?
J: "Bak. Biraz konuşmak istiyorum. Sonra da sen ne söylemek istersen söyleyebilirsin."
Kafamı sallayarak onu onayladım. Düşüncelerimi böldüğü için teşekkür edecek kadar olmuştum gerçi.
J: "Ben bir adamım Scarlett. Sen de bir kadınsın. Senden etkilenmediğimi söylesem, bu büyük bir yalan olurdu. Benim barda birine yaklaşıp sonra o kadını eve getirdiğim görülmüştür. Ama ona sarılıp hiç uyumadım. Yalan söylemiyorum, kafamı karıştırdın. Ben, ben... Senin gittiğini farkettiğimde içimde bir ağırlık oldu. Beni bırakıp gitmiştin ve bana sikik bir not bırakmıştın. Telefon numaran yoktu bile. Bulmak belki zor olmazdı ama ne bileyim işte. Sanırım buna alışkın olmadığım için gururum incindi bile denilebilir."
dedikten sonra kahvesinden küçük bir yudum aldı ve devam etti
J: "Ben, belki sen ve ben sevişseydik eminim şu an burda oturuyor olmazdık. Ne ben ne de sen şu an hissettiğimiz şeyleri hissetmezdik. Ama ben sevişmek istemiyorum. Benim sevişecek birilerine değil sırtımı yaslayacak birilerine ihtiyacım var."
dediğinde ise kalbim göğsümden çıkacak sandım.
J: "Saçmalıyorum. 600 kişiyi yönetiyorum ama sen bana böyle bakarken içimden ve aynada yüzlerce kez tekrar ettiğim şeyleri söyleyemiyorum bile. Arkadaşlığı ve siktiğimin sırt dayamasını siktir et. Bana siktiğimin telefon numaranı verir misin?
Sanki dilsizdim. Ağzımı bile açamıyordum.
J: "Çok mu edepsiz oldu, seni sinirlendirdiysem üzgünüm. Ben, emin ol seni bir kez daha sinirlendirmek istemem çünkü o çatalın tekrar masaya saplanmayacağından eminim."
Küçük kahkahamı içimde tutamadım. Beni güldürmüştü. Yine. O ise güldüğüm için görünür şekilde rahatlamıştı.
Telefonunu bana vermesini söylediğimde uzattı ve ben numaramı yazıp kaydettim.
Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım.
S: " En az senin kadar kafam karışık ve ben de ne diyeceğimi bilmiyorum. İnan neden gittiğimi de bilmiyorum. Gitmemin seni kaybetmek olduğunu anladığımda her şey için çok geçti. Ama aynı zamanda seni hiç tanımıyorum itiraf etmekten utansam da ben biraz korktum ve beni neyin beklediğini bilmediğim şeyleri yaparken hep gerilirim Jamie-"
J: " Adımı senin dudaklarından duymak.. Sen adımı söyleyene kadar bundan şüpheliydim ancak; Tanrım. İyi ki seni bulmuşum."
Ona samimi bir gülümseme yolladım. Bana karşılık verdi. Yine içimi ısıtırken ona cevap verdim
S: "İyi ki beni buldun."