12

4K 42 4
                                    


Beni evimin önüne kadar getirdiğinde şöförüne onu 5 dakika beklemesini söyledi, adam başıyla onaylayıp tur atmak için ilerledi. Etrafa bakındım. Yıllardır yaşadığım yeri incelerken sanki ilk kez burdaymışım gibi hissettim. Jamie'nin ellerini tutup onlara küçük öpücükler bırakmak istiyordum. Sonra onu sarıp sarmalamak ve gözlerinden öpmek istiyordum. Hava 3 derece olmasına rağmen saatlerce onunla karşılıklı bu bol aydınlatmalı sokakta ayakta durabilirdim. Şikayet bile etmezdim. Yemin ederim.

Beni tepeden tırnağa aşikar bir şekilde süzüyordu. Davetkar bir şekilde dudağının bir tarafı havaya kalktığında dayanamayıp onun elini tuttum. Parmaklarını incelemeye başladım ve onları saran yüzüklere ne kadar uzun bakılabiliyorsa baktım. Baş parmağımla parmaklarını okşamaya başladığımda tuttuğu nefesini verdi. 

J: "Utanmasam tanıştığımızdan beri parmaklarımı incelediğini söyleyeceğim."

S: " Ah, şey bu doğru. Güzel elleri olan erkeklere asla karşı koyamam."

J: " Scarlett!" derken sesi aşağılamadan çok uzakta; histerik bir kahkahayla birleşmişti bile.

J: " Sen kötü bir kızsın!"

S: " Tanrım evet. Yani hayır! Sadece güzel şeyleri takdir etmek lazım bu hayatta."

Bana kaşlarını çatarak ve gülmeye hazır ağzıyla baktığında kendimi açıklamanın çok uzağında olduğumu farkedip konuşmaya devam ettim.

S: " Sana sapıkça gelmesin nolur sadece güzeller işte!"

J: " Seni kıvranırken görmek beni neden mutlu ediyor bilmiyorum ama daha fazla kıyamayacağım. Ne demek istediğini anladım. Teşekkür ederim, güzel ellerim olduğunu düşündüğün için." derken yaramaz bir şekilde sırıtıyordu.

Elini sinirle bırakınca dengem bastığım buz parçası yüzünden bozuldu ve tam düşecekken beni yakaladı. Eminim sadece 5 saniye sürmüştür ama bana kalırsa saatlerce o şekilde gözlerimin içine baktı. Baktı ve baktı.

S: " Tanrı aşkına Jamie, lütfen öp beni."

J: " Memnuniyetle, Nisan."

Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında ne kalp atışlarımın ne de bacaklarımın kontrolü bende değildi. Şükürler olsun ki beni tutuyordu, yoksa çoktan yere yığılmıştım. Beni sakince ama büyük bir istekle öptüğü her halinden belliydi. Sağ elimi onun yanağına koyduğumda o da tek elini belime yerleştirdi ve diğer eliyle çenemi tuttu. Bu öpücüğümüzü derinleştirirken ondan garip bir iniltinin çıkmasına neden oldu. Ben... Böyle öpüşmeyi nerden öğrenmişti! Daha çok Britanyalı erkeklerle çıkmalıydım. Bu salak düşünceyi kafamdan atmam bir buçuk saniye sürdüğünde biz annesi babası evde olmayan iki 16 yaşındaki ergen çocuk gibi birbirimizi yemeye başlamıştık bile diyebilirim. Azgınca diyemezdim, sanırım doğru kelime tutkulu olurdu. Ben, Scarlett Nisan Jones kendi sokağımda herifin tekiyle yiyişiyordum.  Ne klişe ama. Bu seferki farklıydı. Bundan emindim. Öyle ki dudaklarını benden çektiğinde yaşam ünitesinden kopmuş bir hasta gibi hissettim. Az önce söylediğim her şeyi geri alıyorum. İsterse 16 yaşında iki ergen olabiliriz. Yeter ki benden uzakta olmasın. 

Nefeslerimizi düzene sokarken bir süre bakıştık. Bu havada yanaklarıma ve ellerime basan sıcaklık da neydi böyle. Hava 3 dereceydi amına koyayım! Yanaklarım kızarsa kızarsa soğuktan kızarmalıydı. 

J: "Bu tahmin ettiğimden bile güzeldi."

Ben ona boş boş bakıp söyleyecek mantıklı sözler ararken şöförü köşeden dönüp gelmişti bile.

Bana doğru bir adım attı ve dudaklarıma bir öpücük bıraktı.

J:" Görüşürüz Nisan, iyi geceler."

Beni o sokakta bırakıp arabasına bindi. Araba uzaklaşırken onu izledim. Bu da ne demekti şimdi? Ne? Görüşürüz mü? Ben yukarı çıkana kadar beni bekleme zahmetinde bile bulunmadı. Bu adam bir centilmen değil miydi? Sanırım çocuklar gibi sokakta yiyiştikten sonra tüm beyefendiliği ve kibarlığı da haysiyetiyle beraber şu karlar gibi erimişti. Konuşması çok saçmaydı. Önce benimle arkadaş gibi bir şey olmak istediğini söylüyordu sonra konuşurken 90 derece döndü ve numaramı istedi, beni bulduğuna sevindiğini söyledi, beni evime getirdi, beni öptü ve çekti gitti.

Siktiğimin Jamie'si bir bipolar değil umarım.

ScarlettHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin