Mehmet : vay kardeşim hayırlı olsun
Ali : Sağol abi
Ali kalkıp ceketini giymişti
Mehmet : nereye
Ali : Eylül ile buluşacam
Mehmet : vay...yengeye selam söyle
Ali : tamam (gülerek)
Kızlar Songülün evinden gitmişti Songülde elini karnına koyup dizi izlemeye başlamıştı kapı sesi duyunca Songül ayaklanmıştı Güney içeriye girmişti
Songül : sevgili...Eee doktor ne dedi...Nasıl çıktı sonuçlar
Güney : iyi
Songül : ne oldu oğlum ağlamışsın
Güney : Evet ağladım
Songül : bir şey mi oldu Güney
Güney : oldu...Çok kötü bir şey oldu...Sevdiğim kadının karnındaki bebek benim değil...sence nasıl olayım
Songül donup kalmıştı
Songül : N-ne
Güney : öğrenemeyeceğimi mi sandın başkasından olan çocuğu bana yuturacaktın dimi
Songül : ne diyorsun lan açık açık konuş
Güney : şunu diyorum Songül...karnındaki çocuk kimden?
Songül Güney'den böyle bir cevap beklemiyordu
Ali parkta Eylülü bekliyordu birden gözleri kapınınca irkildi
Ali : ne oluyor ya
Eylül : bil bakalım ben kimim
Ali : Buse
Eylül : Buse mi?...Hayır
Ali : hah tamam anladım kim olduğunu
Eylül gülümsedi
Ali : Sevtap sensin
Eylülün gülümseyişi sönmüştü
Eylül : Hayır!
Ali : Ceyda
Eylül Alinin gözlerini açınca kaşlarını çatmıştı Ali ise sırıtıyordu
Ali : aa Eylülmüş
Eylül : ne oldu beğenemedin mi?
Ali : ya gayet beğendim...gel buraya sarılayım
Eylül : yok...sen git saydıklarının isimlerinin yanına git sarıl
Ali : ya Eylül sende inandın şaka yapmıştım
Eylül : bana şaka yapma