Çünkü Seni Seviyorum

9.1K 183 31
                                    

Yeniden selam :) Birkaç arkadaşımın isteği üzerine hikayeyi final bölümü hariç yeniden Wattpad'e yüklüyorum. Her ne kadar istemesem de yapıyorum bunu :D Hikayenin orjinaline ve açıklama kısımlarına bile
karışmadım, olduğu gibi bölümleri yayınlıyorum... İyi okumalar :)

Arkadaşlar bu benim ilk hikayem :) Eğer bana destek olursanız sevinirim. Şimdilik kısa bir bölüm yazıyorum, hikayenin okunma sayısına göre daha da uzun bölümler yazacağım :) Karakterlerin resimlerini eklemeyeceğim, bence siz kendi kafanızda karakterler oluşturursanız daha iyi olacaktır. ;)

Ben kim miyim?

Adım Çağla.

17 yaşına yeni girmiş, iki yıl önce lanet olasıca bir kanserden ötürü annesini kaybetmiş, annesi öldükten beri babasıyla birlikte koca Ankara'nın küçücük bir evinde yaşayan, okulunda 'kanka' diyebileceği sadece bir kişisi olan, hayatı boyunca bir kez bile çıkma teklifi alamamış ve etrafındakilerle ciddi anlamda iletişim problemi yaşayan o kız.

Dışarıdan güçlü bir kız gibi görünse de, aslında içten içe çok duygusal olan, sinirli olduğu anda herhangi bir arkadaşını tersleyen ve o gece başını yastığa koyduğunda adeta küçük bir çocuk gibi ağlayan, ama bazı durumlarda da bir o kadar umursamaz olabilen ironi bir kişilik.

Ve şu anda da ciddi anlamda canım sıkılıyor. Neden mi?

Babam beni karşısına oturtmuş, boş boş gözlerimin içine bakıyordu. Kim bilir ne anlatacaktı yine? Bazen böyle tuhaf konuşmalarımız oluyor da. Genellikle notlarımla, gidişatımla ilgili falan.

''Baba hadi söyle artık.'' Hadi be adam ne saçmalayacaksan saçmala da artık gideyim ya.

''Tamam kızım lütfen biraz izin ver bana.'' Gözlerimi devirdim. Yoksa tarih dersinden ilk defa 40 aldığımı mı öğrenmişti? Okullar tatil olalı iki buçuk ay oldu be baba, az kaldı okul açılacak sen hâlâ kim bilir hangi dersimden bahsedeceksin.

''10 saniyen var.'' Hafifçe güldüm. Yavaşça başını kaldırıp gözlerime baktı, biraz durdu ve nihayetinde konuştu.

''Bak kızım, biliyorsun annen iki sene önce vefat etti ve ben artık buna dayanamıyorum.''

Hiçbir şey düşünmeden ona anlamazcasına gözlerine baktım. Ben not diyorum bu adam ne diyor. Noluyo lan?!

''Annenden sonra ilk defa bir kadını sevebildim ve ben onunla evlenmek istiyorum. Benimle birlikte yaşayacak, yalnızlığımı hissettirmeyecek birini istiyorum. Senin de artık üniversite yaşın geliyor, yakında evlenip gideceksin. Ben yalnız yaşayamam Çağla.''

Şey, bizim halının desenleri de bayağı bi değişikmiş ya, yeni farkettim.

Evimizin güzel (!) halısını seyrederken kafamı eğdiğimden dolayı babam da hafiften eğilip yüzüme baktı.

''Kızım? Bir şey söylemeyecek misin?''

Birden kafamı kaldırıp ona baktım. Beyin ölümüm gerçekleşiyordu galiba. Tarihten 40 aldığımı bile bilmene razıydım baba ama üvey anne ne demek yaa! Aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

''Ya ben? Üvey bir anneyi kabul edeceğimi mi düşünüyorsun?''

Babam hemen cevap verdi.

''Kabul edebileceğini umuyorum, kızım. Hem bu bir tek benim için değil senin için de iyi olacak. Eminim onunla çok iyi anlaşacaksınız. Tıpkı öz anne - kız gibi hissedeceksiniz. Onu çok seveceğine eminim.'' Ne saçmalıyorsun baba?

''O benim annem olamaz! O benim öz annem gibi olamaz!!!'' Sesimi yükseltmiştim.

''Çağla! Kızım lütfen sakin ol. Onu tanımıyorsun bile. Ona bir şans tanı. Ve lütfen bu kadar ön yargılı olma.''

Gözlerimi kapattım ve kapatmamla beraber bu iğrenç dünyamı görmemi engelleyen yaşlar süzüldü gözlerimden. Oturduğum kanepenin hafifçe çöktüğünü hissettim, sonra da babamın kolunu. Beni kollarının arasına aldı ve sıkıca sarıldı. Saçlarımı yüzümden çekti, eğilerek kulağıma fısıldadı.

''Babana güven. Her şey çok güzel olacak.'' Saçımı okşamaya başladı.

Bir süre sonra hafifçe geri çekildi. Ağlamaktan kızarmış gözlerimle ona baktım.

''Yarın bize gelecek. Seni onunla tanıştırmak istiyorum. O da seni çok merak ediyor. Yıllarca kızı olsun istemiş ama olmamış. Kız evlat hasreti çekiyor. Seni öz kızıymış gibi sevecek, bundan emin ol.'' Kaşlarını hafif havaya kaldırarak daha da çok gülümsedi. Bildiğimiz sırıttı yani. Ama bir dakika ya evlat hasreti mi çekmiş!?

''Evlat hasreti mi? Baba? O kadın daha önce evlenmiş mi?'' Ağlamam biraz olsun dinmişti, meraklanmıştım.

''Evet kızım daha önce evlenmiş ama kocasıyla boşanmışlar. Aylin'in daha önce iki tane bebeği düşmüş ve ikisi de kızmış. O da hep kız çocuğu olsun istermiş o yüzden kız evlat hasreti çekiyor.''

Adı Aylin demek. Babam bunları bildiğine göre epey süredir benden gizi buluşmuş olmalılar. Değil mi?

''Hımm, anladım. O zaman hiç çocuğu yok bu kadının?''

''Hayır, bir tane oğlu var. Ama dediğim gibi o hep kız olsun istemiş.''

İçten içe sevindim aslında. Ben de tek çocuğum ve hep bir kardeş istemişimdir. Gelirse oynarım işte o ufaklıkla.

''Tamam, anladım.''

Eliyle yüzümde kalan son gözyaşlarını da sildi. Gözlerimin içine bakmaya başladı, sanki bana 'gülümse artık' dermiş gibi. Babamı üzmek istemiyordum. Haklıydı çünkü. Ben gittikten sonra yalnız yaşayamazdı. Sadece onun hatırı için üvey anneye katlanabilirdim değil mi? Hem belki de tıpkı babamın dediği gibi çok iyi anlaşırdık onunla? Bir de küçük kardeş. Oh tamam işte.

Düşüncelerimin bana verdiği rahatlıkla olabildiğince içten bir şekilde gülümsedim. Gülümsemeye çalıştım yani. Ne kadar olduysa artık.

Çünkü Seni SeviyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin