5. Bölüm: Sonsuz Teşekkür

2.8K 103 12
                                    

Bu bölümü, çok büyük bir heyecanla bekleyen ve karakterlerimizden biriyle adaş olan Çağla'ma veriyorum. :) Bu arada yazarken John Newman - Love Me Again dinliyordum. Ruh halim ne kadar normaldi bilemiyorum. :D

Son duyduğum kelime doğru muydu? Küçüğüm... Bunu Kerem mi söylüyordu? Damarlarımdaki bütün kan çekiliyordu sanki, Kerem'in ellerini koyduğu yerler yanıyordu... Kalbim artık hızlı atmaktan durma derecesine gelmişti, kalp atışlarımı boğazımda hissediyordum. İçim tamamiyle bir harabe olmuştu. Gözlerim beni dinlemiyordu, onun gözlerinden başka bir şey göremiyordum.

''Çağla?'' Zor da olsa gözlerimi onun yemyeşil gözlerinden ayırdım ve belimi kavrayan ellerinin arasından çıkıp ona döndüm. Sersemlemiştim. Saçlarımı karıştırarak ve gözlerine bakmadan konuştum.

''Evet?'' Sesim titrek çıkmıştı, kahretsin! Boğazımı temizledim.

''Daldın sanki, bir şey mi oldu?'' Sanki bana bu şekilde yaklaşması çok normalmiş gibi sakindi ve gülüyordu! Alaycı bir şekilde cevap verdim.

''Yoo bir şey olmadı sadece bir an kardeşim olduğunu unuttuğunu sandım.'' Kerem'den piçimsi bir gülümseme daha.

''Ne yani bir abi kardeşinin omzuna başını koyamaz mı?'' Evet doğru söylüyorsun, belini de tutar, bunlar normal şeyler. Neşeden uzak bir şekilde güldüm. Gözlerine bakamıyordum. Cevap vermedim.

''Hadi ama Çağla bu kadar utangaç mısın? Yanlış anlamadın değil mi? Sen benim kardeşimsin, bunu biliyorsun.'' Yavaşça başımı kaldırıp gözlerine baktım. Samimi bir şekilde gülümsüyordu. Haklıydı da aslında. Onun yanında rahat olmalıyım ve o da benim yanımda rahat olmalı değil mi? Evet ilk günden ona güveniyorum. Çünkü o benim kardeşim. Ben de ona gülümsedim. Birden duraksadı.

''Ama yine de eğer hoşuna gitmiyorsa bir daha yapmam, sonuçta bu benimle ilk günün.''

''Sanki senin değil. Sen beni ilk günden böyle kendine yakın hissedebiliyorsan ben de hissedebilirim diye düşünüyorum.'' Önümde hafifçe eğildi ve konuştu.

''Her zaman.'' Gülüyordu. Öldürün beni. Tekrar doğruldu.

''Eee ne diyorsun küçüğüm? Ben bu elbisenin sana daha çok yakıştığını düşünüyorum. Ten renginle çok uyumlu.''

''Ben senin nereden küçüğün oluyorum?'' Gülmeye başladım.

''Benden bir yaş küçüksün de ondan küçüğüm.'' Göz kırptı. Oha. Düşünmeden aklıma gelen ilk şeyi söyledim. Daha doğrusu ağzımdan kaçtı desek daha doğru olur.

''Gözlerin çok güzel.'' Ne dedim benn !!?? Söylediğim şeyi farkettiğim an gözlerim faltaşı gibi açıldı. Sırıttı.

''Teşekkür ederim.'' Hay mk. Gözlerine bakmadan cevap verdim ve konuyu değiştirdim. Aynaya dönüp kendime baktım.

''Rica ederim, şey, evet yaaa bence de krem rengi daha güzel oldu değil mi?'' Dudakları yukarı kıvrıldı.

''Hadi üstünü giy, krem rengini alalım.'' Geriye çekilip kabinin kapısını kapattı.

Kerem kabini kapatınca kafamı duvara sürttüm. Tam bir aptalım!

Giyinip kabinin kapısını açtığımda Kerem başka bir aynanın önünde saçlarıyla oynuyordu. Beni farkedince hemen ellerini saçlarından çekti ve krem elbiseyi elimden kapıp kasaya doğru gitti. Arkasından onu takip ettim. Kerem elbiseyi kasiyere uzattı ve konuştu.

''Biz bunu alalım.'' Kasiyer elbisenin barkodunu okuttu.

''599 lira 99 kuruş.''

''Oha.'' Abov fış aneyy !! Ben o paraya 6 tane elbise alırım lan, kasiyer teyze ne yaptın sen?! Kerem güldü. Evet bunu da ağzımdan kaçırdım. Kasiyer tuhaf tuhaf bana bakınca gülümsedim. Acaba Kerem'e seçtiğim smokin kaç liraydı? Benim kıyafetim değil diye dikkat etmemiştim. Yavaşça Kerem'in kulağına fısıldadım.

Çünkü Seni SeviyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin