19. Bölüm

2.5K 168 9
                                    

Lütfen OYLAYİN VE YORUM BİRAKİN. sizi seviyorum, keyifli okumalar:)

Gözlerine baktıkça içim tarifsiz hislerle dolup taşıyordu.

Tanrım! Neydi bu böyle?

Resmen ona karşı zafım vardı. Sürekli aklımdaydı, her gözümü kapattığımda oradaydı.

Ancak bunu kimseye söyleyemezdim. Bu yasaktı, olmamalıydı. O bir safkandı. Bende ne olduğu belirsiz, yarı Apollyon ve melezdim. Ama lanet olsun ki olmuştu. Onu geri dönülemez biçimde seviyordum ve geri dönemeyecek kadar çok yol almıştım.

Yatağımın yan tarafındaki lambaya uzandım ve kapattım. Uyumaya çalışacaktım ama umarım rüyalarım da düşüncelerim gibi Carter tarafından sabote edilmezdi.

**********

Sabah yüzüme bir kova su yiyerek uyandım ve tabi bir de o sinir bozucu kahkaha sesi ile.

"Lanet olsun, Wren!"

Karşımda gülmekten yerlere yatan Wren'e ıslak yastıklardan birini hışımla fırlattım.

"Aman tanrım! Yüzünün halini görmeliydin! Islanınca tıpkı bir fareye benziyorsun!"

"Sana fareyi göstereceğim!"

Ayağa kalktı ve suratını garip şekillere sokarak bağırdı.

"Çok korktum, ıslak fare!"

Ah, bu çocuk hiç uslanmayacaktı herhalde.

Bir anda şimşek gibi yataktan fırladığım gibi üzerine atladım ve birlikte yere devrildik. Bir süre yerde debelenip birbirimizi kilit pozisyonlarına almak için çabaladık ve tabi ki her zaman ki gibi yenen ben oldum. Sağ kolumla başını sol kolumla kollarını ve bacaklarımla da bacaklarını kilit altına almıştım.

"Şimdi fare kim, söyle bakalım?"

Onu serbest bırakırken kıkırdıyordum.
O ise ayağa kalkarken homurdandı.

"Bir daha ki sefer sana tolerans göstermeyeceğim."

Güldüm.

"Bu tolerans gösterdiğin halinse diğerini görmek istemezdim."

"Bir gün seni yıkacağım ve o zaman..."

"Hadi saçmalamayı kes ve hazırlanmama yardım et, yine geç kaldım."

Dolabımdan bir tayt eşofman birde askılı bluz olmak üzere antrenman kıyafetlerimi çıkardım ve tuvalette çabucak giyinip çıktım. Spor ayakkabılarımı giyip saçlarımı da yukarıdan bir at kuyruğu yaptıktan sonra odadan çıktık.

Kafeteryaya giderken karnımın gürültüsü üzerine Wren'in yaptığı aptal espirileri takmamaya çalışmıştım.

Kafeterya yine tıklım tıklım doluydu. Gözlerim ben daha engelleyemeden safkan topluluklarını aramaya başlmaştı bile. O mavi gözleri arıyordum ve bulamayınca derin bir hayal kırıklığı bedenime dalga dalga yayılmaya başladı. Tabii ki onunla herkesin içinde oturup baş başa romantik bir kahvaltı yapmayı beklemiyordum ama yine de o mavi gözlerinin içine tekrar bakmak istiyordum. Hele de dün geceden sonra ona olan arzum çok daha artmıştı.

Wren'le herzaman ki kalabalığı yararak masamıza oturduk. Grup çoktan toplanmıştı bile.  Daha masaya oturmadan kahkahalara boğulmuştuk.
Masaya oturup kahvaltı yapmaktan daha çok gülmekle geçiyordu vaktimiz.

Ağzım pastırma doluyken Easter'ın bir safkan kıza asılmasıyla hepsini boğazıma kaçırmam bir oldu. Neyse ki pastırma yumuşaktı ve yutmam kolay oldu ama hemen ardından bütün masayla birlikte gülmekten yerlere yatmıştım.

Melezin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin