Kapıdaki kişi yıllardır peşimi bırakmaktan bir türlü vazgeçmeyen Kerim'di. Buraya taşındığımızdan beri bana olan aşkı hiç eksilmemiş, her gün iki katına çıkmıştı ama ben onu her zaman arkadaş gözü ile görmüş hiçbir zaman aşık olmamıştım çok iyi bir insandı ne zaman başıma kötü bir şey gelse Su'dan sonra yardıma koşan tek insandı.
Kapıyı açtığımda ,
"Efendim Kerim" dedim ama o yine her zamanki samimiyet ile
"Nasılsın Okyanus" dedi
"İyiyim Allah'a şükür sen nasılsın?" dedim soran gözlerle,
"Ben de iyiyim"
"Eeeee?"
"Hııı unuttum ben onu"
"?"
"Bu sana" dedi elindeki zarfı bana uzatarak,
"Bu nedir?"
"Ben gidince bak istersen"
"Tamam"
"Görüşmek üzere"
"Bay bay" dedim kapıyı kapatırken gözlerim boş boş elimdeki zarfa bakıyordu ne olduğuna hala anlam veremiyordum, odama geçtiğimde
"Ohaaa aşk mektubu mu yazmış" dedi Su ve elimdeki zarfı bi anda çekti ve okumaya başladı
Okyanus'uma
Yaşama sebebim, aldığım nefesim içtiğim suyum Okyanus'um ilk görüşte aşkım. Seni gördüğüm anda kalbimin nasıl attığını bir ben bilirim, ben nefes alamıyorum hele yanımda geçerken o mis kokun yok mu işte o koku burnumun direğini sızlatıyor. Biliyorum sen beni sevmiyorsun beni arkadaşın gibi görüyorsun ama olsun be Okyanus'um ben alışkınım sana her baktığımda gözlerinde boğulmaya sana her baktığımda ölüp ölüp dirilmeye ben alışkınım seni çok sevmeye ben alışkınım sana...
İnsan uzaktan da sever demişler ya ben sana uzaktan yanıyorum ne yaptın da kendini bana bu kadar bağladın inan ben de bilmiyorum arada aklıma geliyor beni sevmediğin olsun diyorum benim sevgim ikimize de yeter. İçimdeki sevgi ne Zaman bitecek diye de düşünüyorum ama diyorum ki sonradan Okyanus'un ucu bucağı yoktur ki bi kere kaybolduysan geri dönüşün olmaz ki...
Kerim•
Su okuduktan sonra
"Vay anasını sayın seyirciler bu nasıl bir çarpılmadır arkadaş mübarek mahallenin elektrik direğine tutulsa bu kadar olmazdı ya" Su'ya ters ters bakarak ,
"Meğer ne kadar da çok seviyormuş" dedim çok şaşırmış bir şekilde bu kadarını beklemiyordum çünkü,
"Şöyle sevenimiz olmadı be"
"Ben seviyorum ya daha ne istiyorsun it"
"İlerde de seninle evlenirim zaten, salak ya"
"Olur" dedim kıkırdayarak
"Hııı olmadı gerdeğe de birlikte gireriz tövbe tövbeee" dedi sinirli sinirli,
"Salak ya" dedim kahkaha atarak,
"Her neyse konumuz bu değil konumuz Kerim!"
"Aynen kanka"
"Eee sen ne diyeceksin bu çocuğa"
"Tabiki de hayır"
"Oğlum çocuk kendini asar ya"
"Ama kanka bundan önce de biliyodu zaten sevmediğimi zaten mektup da yazmış biliyor çocuk yani"
"O da doğru"
"Yani?" dedim soran gözlerle
"Yanisi falan yok sen Tolgay'a aşıksın başkası olmasına izin vermem veremem"
"S.." diyecekkek lafı ağzıma tıktı
"Hı hı sen kesin sevmiyosundur"
"Evet, Su!"
"Ya bak çocuk taşı gibi hem sana da yazıyor daha ne istiyorsun Allah'tan belanı mı? Beni deli etme bak Okyanus yeminle seni boğarım"
"Yalnız sen bende boğulabilirsin beni boğamazsın yani" dedim dalga geçerek,
"Ben diyorum tokat sen diyorsun kıçım sakat ya" "Aman be sen de hiç şakaya gelmiyorsun" dedim sitem ederek.Su ile aramıza yarım saate yakın bi sessizlik girdi, sonra beynim iyice allak bullak olmuştu,bu aşk denilen şey benim kimyamı yarım saat içerisinde bu hale getirdiyse ilerki zamanlarda bana nefes aldırmazdı.
"Öfff be yemin ederim yüzyılın aşkını tek başıma sırtımda taşıyorum bu ne ya" "Kanka sana bi şey soracağım ama alınmak yok" "Ben ne zaman sana alındım söyle" "Kanka mal mısın?" "Gene ne yaptım salak" "Ya işte gerizekalı deyince kızıyorsun. Kızım niye bu kadar kafana taktıntı ki boşver sen o man kafanın sesini değil kalbinin sesini dinle hem seni en doğru yola iletecek şeyler hissettiklerindir ne hissediyorsun doğrusu odur zaten" "İyi de kanka benim kalbim 'güm güm' sesinden başka ses çıkarmıyo ki""Al işte kalpsiz ya bir kez daha tekrar ediyorum her zaman da tekrar edeceğim tam bir 'GERİZEKALISIN!' salak ya hissiz" dedi ve kafama yastık fırlattı.
Su haklıydı kalpsizdim şimdiye kadar kaç defa kalbimin sesini dinlemiştim ki bundan sonra da dinleyecektim. Ben hayatımda tek olmaktan çok mutluydum sonuçta 'sap olmak bir ayrıcalıktı' Hem zaten neden ayrılacağımı bile bile sevgili yapıp kendimi üzecektim ki...
🎈
Su ile lafladıktan sonra ders çalışması gerektiğini söylemişti ve gitmişti, ben de biraz kitap okuduktan sonra yatağıma uzanmış tavanla aşk yaşamaya başlamıştım. Adeta deli gibi tavana soru soruyordum. "Sence de yarın ders merkezine gitmemeliyim değil mi? hızlıca yatağımda doğrulup 'offfff sen de hiçbir soruya cevap vermiyorsun ki?'dedim sonra 'herhalde cevap vermeyecek Okyanus saçma salak sorular sorma' kafam iyice bunalmıştı kafamı yastığıma gömdükten sona 'Ya Allah'ım sen kimsenin aklını başından alma resmen akli dengem yerle bir oldu bu ne yaağ' diyerek bütün gece adeta kendimle savaş vermiştim gözüme bir gram uyku girmemişti.
Sabah telefona baktığımda saat 8'e geliyordu 8.30'da dersim vardı hazırlanmam için yarım saatim vardı ve benim yarım saate hazırlanmamın imkanı yoktu o yüzden derse gecikeceğimi bildiğim için bilerek ağır ağır hazırlandım ve yola çıktım ders merkezine vardığımda saat 9.30'du sınıfa girdiğimde Matematik öğretmeni ile karşılaştı "Hiç gelmeseydin Okyanus" "Hocam uyuya kalmışım -küllien yalan- geç kaldığım için özür dilerim" "Gözünün altındaki torbalar da öyle diyor zaten neyse geç" dedi hocanın ne dediğini umursamadan sınıfa geçtim ve yine bana özenle ayrılmış olan Tolga'nın ön sırası boştu ve sıkıntı çıkarmadan oturdum ders boyunca ağzımı bile açmadım çünkü gece boyu gözüme bir gram uyku girmediği için şimdi gözümden uyku akıyordu. Zil çalmıştı ve ben hiçbir yere gitmeden kafamı sıraya gömdüm ve uyumaya çalıştım ama ne mümkün Tolga yanıma oturmuştu "Tolga bak lütfen rica ediyorum defolup gider misin çok uykum var hadi "İyi." dedi ve benim bütün uykum uçup gitmişti Tolga 'iyi'mi demişti gerçekten vay canına adam oluyordu gerçekten sıradan tam kalkacaktı ki "Neyin var?" "Hiçbir şey asıl senin neyin var dünkü bana sataşan gıcık kızdan eser kalmamış" "Bütün gece gözüme gram uyku girmedi ve bu halimle kimseye sataşamam başka bir zamana kısmetse" "Niye uyuyamadın ki?" "Niye sordun ki?" dedim ve onu sanki bozmuştum. "İşte tam bir gıcık profili" dedikten sonra burnumu sıkıp hızla yanımdan ayrılmıştı. 'BURNUMU SIKIP' bi anda dünya durmuştu sanki yüzüm kıpkırmızı olmuştu derim terlemeye başlamıştı oturduğum yerden kalori yakmaya başlamıştım sanki, kanım donmuştu. Bende ne uyku kalmıştı ne de stres. Ben bunları düşünürken ders zili çalmıştı ve içeri giren ilk kişi Tolga olmuştu ben ona bakarken o saçları ile uğraşıyor kafasını yerden hiç kaldırmıyordu ve sınıfa öğretmenimiz girmişti. "Jocuklar bu dersimiste siza testi dagıtacağim yapamadiğiniz sorulari en sona birakin birlıkte çözalim zamam mi?" hocamız almanca öğretmeniydi ve çok komik konuşuyordu hoca konuşmaya başladığında bütün sınıfı gülme krizi tutuyordu ve arkadan Tolga 'Zamam hocim' dedi herkes tekrardan gülmeye başladı 'İlahi Tolgi' dedi hoca,ve ben bi anda gülmeye başladım ama kendimi durduramıyordum 'TOLGİ' neydi ya tövbe tövbe hoca bana dönerek 'Okyanuş lütfan ama' dedi bu seferde Tolga gülmeye başlamıştı, hoca ikimizi de susturunca testleri dağıtmaya başlamıştı sorular çok basitti ben çözmeye başlamıştım ama sırtıma bi anda sert bir şey battı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKAR
ChickLitAsla,asla deme 🍂 Aşka inanmayan bir genç kız hikayesi, sakarlığı ile her zaman etrafını kırıp dökecek ama aşka olmayan inancını ve inadını bir türlü kıramayacak ve asla aşık olduğunun farkına varamayacak.., Bir okyanusa düşüp bir kaşık suda boğula...