Tolga yine durmamıştı ve kalemini acımasızca omzuma batırıyordu biraz daha devam ederse omzumda çukur oluşacaktı."Yuh Tolga ya omzumu çürüttün ne istiyosun ya""Hocam arkadaş bana bakıyo" "Ay sen çok mu zekisiiin, hocam yalan ya kalemi omzuma omzuma geçirdiği için uyarmak için döndüm ama arkadaş üstün zekasını kullanarak kopya çektiğimi sandı ki zaten kopya çekeceğim en son insan bile değil-salak-"'Jojuklar ne yapiyosunuz!" Tolga dalga geçerek "Salak karı ya" dedi tabiki sesiz bi şekilde "Hojam bende no pırablım tek pırablım Okyanuuuuş" "Şen önune döner mişin Okyanuş lütfen şen de kağıdına bak Tolgi şeş iştemiyorum no pıobleme okay?" "Yes hoca yes ya" dedi Tolga ve testimizi çözmeye başlamıştık "Evat jojuklar bitirdiyseniz baslayalim" hep bir ağızdan "Bitti hocaaam" dedik.-1. sınıf çocuğuyduk adeta-
Testi çözmeyi bitirdikten sonra hoca kaç yanlış yaptığımızı sormuştu benim de 4 yanlışım çıkmıştı ama dalga geçerler diye bir soru silip doğrusunu işaretlemiştim ve 3 yanlış olarak göstermiştim ve tam zamanında zil çalmıştı ama Tolga önümdeki testi bir anda alıp "hocam yalan söylüyo 4 yanlışı çıktı bakın" dedi hoca da bana kınamış bir şekilde baktı ve sınıftan çıktı. Ben çok sinirlenmiştim bu çocuğun benden istediği neydi, her defasında beni rezil etmek hoşuna gidiyordu herhalde. (Ne değişik ni insandı ya..)
Sinirli sinirli Tolga'ya bakarken o kahkaha atıyordu böyle yapmaya devam ederse bir kaşık suda düşünmeden boğardım. "Şşt noldu Allah'ın sakarın nasıl da mors oldun amaaağ" "Bi şey sorucam ama alınma tamam mı?""Sor bakalım gene ne soracaksan""Zekanla ilgili herhangi bir problemin var mı, veya şeyy küçükken kafana darbe falan mı aldın çünkü buradan bakınca problemli bir insan gibisin bence bir an önce kendine çeki düzen versen iyi olacak" dedim kahkaha atarak Tolga baya sinirlenmiş olacak ki"Belli ki sen de çok zekisin sen önce şu sakarlığına çözüm bul beni sonra hallederiz"
Ders zili çalmıştı ve sınıflara öğrenciler girmeye başlamıştı. Tolga'ya sinirli bir şekilde önüme dönmüş etrafı umursamadan hocanın sınıfa girmesini bekliyordum. Çok geçmeden sınıfa rehberlik öğretmenimiz girmişti ve herkes şaşkın bir şekilden hocanın ne diyeceğini merakla bekliyordu, "Çocuklar almaca öğretmeninizin acil bir işi çıkmış hemen gitmesi gerekiyordu, o yüzden sizi de eve göndermek zorundayız sessizce çıkıyorsunuz 'sessize'" dedi ve bütün sınıf çok sevinmiş bir hala büründü ve herkes bağıra bağıra sınıftan çıkmaya başlamıştı hoca iyi ki 'sessizce' demişti demeseydi sınıfın halini merak ediyordum. Herkes sınıftan çıkmıştı, sınıfta bir tek ben kalmıştı o kargaşadan çıkmayı hiç istemeyeceğimden tek çıkmak daha mantıklı gelmişti. Bir,iki dakika sonra ders merkezinden çıkınca karşılaştığım insanla biraz şaşırmıştım. Tolga merdiven basamaklarında sanki birisini bekliyordu, ben hiçbir şey demeden merdivenlerden inerken bir anda takıldığım ayakla merdivenlerden düştüm. Ve tabi ki de Tolga bana çelme takmıştı ayağıma aldığım o sert çelme darbesi ile gözlerimden istemsizce yaşlar akmaya başlamıştı bacağıma bakınca hafif morardığını gördüm kafamı kaldırınca Tolga'nın kahkaha attığını gördüm."Nolduuuuu gözlerin mi dolduuuu" dedi ukalaca. Benim bacağım çok şiddetli bir şekilde ağrıyordu bu haldeyken ona laf atacak durumda değildim ayağa kalkmaya çalışsam da bacağımdaki ağrı buna izin vermiyordu. "Okyanus?" dedi Tolga ona ters ters bakarak "E-efendim" dedim zorlanarak "Aç şu bacağını mübarek sanki kılıç yarası noldu sanki altı üstü bir çelme taktık" hala bu gerizekalılığını nasıl koruyordu hayranlık içerisindeydim. "Tolga ya nolur defol git ya şu anda inan seninle uğraşacak durumda değilim bak söz başka bir zaman ama şimdi değil hadi ya git" diyebildim ama Tolga tabi ki de gitmedi ve oturduğu yerden kalkarak bacağıma bakmak için eğildi "E yuh bunu ben mi yaptım b-ben şaka yapmak istemiştim bu kadar olacağını tahmin etmemiştim öz-" lafını keserek "Önemli değil 'kılıç yarası' sonuçta" dedim kinayeli bir şekilde Tolga gözlerini gözlerime dikerek hafif bir tebessüm etti bir anda gülüşü bana çok güzel gelmişti, ama kendime gelerek başka bir tarafa bakmaya çalıştım "Çok acıyor mu?" dedi "Ne önemi var ki sence demi elinden gelse beni merdivenlerden aşağı yuvarlayacaksın" dedim gözlerimi devirerek "Ne alakası var sadece şaka yapmak istedim bu kadar olacağını ben de tahmin etmemiştim" dedi "İYİ" dedim. Ayağı kalktı ve gidecek sanarken elini uzattı "Tut kaldıracağım" derken ben şok oldum ama belli etmemeye çalışıyordum "Yo-yok gerek yok ben kalkabilirim" derken yerden destek alarak tekrar kalmaya çalışırken bir kez daha düştüm ve "Ahh ayağım" diyebildim "Sana elimi tut dedim neden inat edersin ki" dedi ve kolumu omzuna atarak beni kaldırmaya çalıştı "Tolga!" "SUS" dedi ve hiçbir şey diyemedim. "Gerizekalı falandı ama düşünceliydi de"
Bir elim Tolga'nın omzunda bir elimle de bacağımı ovuştururken şu anki bulunduğumdan durumdan çok kasılmıştım "Şey ya acımıyor artık kendim yürüsem daha iyi olacak sanki sağol yine de" dedim. Utancımdan ateşim 100 dereceye çıkmıştı."Hem inatsın hem sakarsın ne değişiksin Okyanus ya!""Sen de çok ayısın ama ben bunu dile getiriyor muyum?" "Sana iyilik yapanda suç zaten al kendi başının çaresine kendin bak ya" dedi ve kolumu bir anda omzundan attı ve hızlıca önden yürümeye başladı. "Allah'ın hödüğü ya 'iyilik yapmışmış böyle iyilik yapacağına hiç yapmasaydın "GERİZEKALI" diye arkasından bağırdım arkasını döndü ters ters baktı ama hiçbir şey demeden hızlıca yürümeye devam ettikten sonra gözden kayboldu ben de sakat sakat yürümeye devam etmiştim.
Eve geldiğimde annem her zamanki panikliği ile"Okyanus kızım bacağına noldu? Köpekler mi saldırdı, kurtlar mı kaptı hiii yoksaa yoksaaa seni kaçırıp fidye istediler sen de vermeyince bacağını mı kestiler e be kızım arasaydın ya bizi istedikleri neyse fazlasıyla verirdik tüh ya" oflayarak içeri girdim "Anne seni bu sakat ayağımla ayakta alkışlıyorum ya iki dakikada nasıl senaryo yazdın yani bu zekanın kaynağı dedem mi anneannem mi çok merak ediyorum ya filozof gibi kadınsın yani bi şeyin en uç noktasına kadar nasıl düşünebiliyorsun ya hem fidyeciler beni kaçırsa geri nasıl bıraksınl- "Sen de haklısın yavrum seni kaçıran pişman olur geri kapıya kadar bırakır yani senin bu çenenle dua edelim sınır dışı etmememişler" "Acaba kime çektim?" dedim imanı bir şekilde "Okyanuuus geç içeri"
Odama geçmiş, üstüme değiştirmeye çalışıyordum bacağımın ağrısından üstümü bile değiştiremiyordum. Birden içeri annem girdi "Anne böyle olmuyo kapıyı kırsaydın en azından kökten sökerdin kapıyı insan bi kapıyı çalar anne ya?" "Sen onu bunu boşver de bu bacağının hali ne böyle onu söyle" "Ya anne ders merkezinden çıkarken merdivene takıldım yere düştüm önemli değil ya" Annem bilmiş bir şekilde iki elini de havaya kaldırarak "Ey yüce Rabbim Ey mübarek Allah'ım şu kızımın sakarlığına bir çare bul nolur ya Rabbim nolur!" annem sakar deyince aklıma Tolga geldi ve haliyle sinirlerim de kat be kat artmaya başladı "Haa yani merdivenlerden Okyanus yuvarlansın ama yine sakar Okyanus olsun anne, çok kalbimi kırdın sonra konuşalım lütfen" dedim üzülmüş numarası yaparak kapıyı göstererek annem odayı topladıktan sonra yemek yememi söyleyip odadan çıktı.
Üstümü değiştirdikten sonra Su'ya mesaj attım 'Su hemen bize uç' yazdım o da çok geçmeden cevap attı 'Hemen helikopter ayarlıyorum' yazmıştı sırf beni sinir etmek için ben de onu sinirli bir mesaj yazdım 'Salak olduğunu daha önceden de söylemiş miydim?' o beni sinir ederse ben de onu ederdim mesaj atmasını beklerken başka bir uygulamadan bildirim geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKAR
Chick-LitAsla,asla deme 🍂 Aşka inanmayan bir genç kız hikayesi, sakarlığı ile her zaman etrafını kırıp dökecek ama aşka olmayan inancını ve inadını bir türlü kıramayacak ve asla aşık olduğunun farkına varamayacak.., Bir okyanusa düşüp bir kaşık suda boğula...