Bölüm 11

37 8 0
                                    

Gelen bildirime baktığımda tanımadığım bir insandan istek geldiğini görünce umursamadan telefonu kapatıp yatağa fırlattım. Kapı çalınca Su'yun geldiğini anlamıştım sevinerek kapıya doğru koşarken ayağımın sakat olduğunu tamamiyle unutmuştum, koşarken ayağıma sancı girince istemesem de ayağımın sızladığını hissedince gözümden yaş gelmişti ayağım çok ağrıyordu ve her ağrıdığında aklıma Tolga'nın gelmesi ağrıyı ikiye katlıyordu.

Su odama girince ağladığımı görünce yanımda bitmesi geç olmadı. "Okyanus, kim ağlattı seni çabuk söylüyorsun ve ben de gidip ağzı ile gözünün yerini değiştirmeye gidiyorum hadi canım söyle hangi salak ağlattı seni?" ben bu kızı seviyordum hem de her şeyden çok."Gerçekten yapar mısın?" gözlerini devirerek cevap verdi "Bu da soru mu? Sen kimin ağlattığını söyleyecek misin artık?" tebessüm ederek "To.." Su sanki bu anı bekliyormuş gibi çok büyük bir tepki verdi "Ohaaaaaa Tolga demi? Ben nasıl tahmin edemedim abi ya seni terk etti demi sen de bu yüzden bu haldesin ağlama kardeşim at gibi giden it gibi döner sen canını sıkma" bu kız gerçekten çok garipti "Off, S.." Su her zamanki gibi çok bilmiş bir şekilde "Biliyorum çok üzülüyorsun biliyorum çok sevdin ama o şerefsiz senin kıymetini bilemediyse senin hatan değil ki boşverr" herşey alt üst olmuştu Su bir türlü susmuyordu " Atalarımız ne demişler Okyanuscuğum, dönerse senin, dönmezse benim" Gerçekten saçmalıyordu "Ay yok kız o öyle değildi dönerse senin dönmezseee? neydi ya?" Gerçekten saftı da "Su, atalarımız mezarında ters döndü biliyo musun o 'dönerse senin, dönmezse zaten hiç senin olmamıştır' ama sen ayrı bir boyut getirdin salak olduğunu hatırlatmış mıydım?" bana acır gibi bakıyordu "Vah vah olayın şokuna da girdiğine göre ileriki aşama depresyon sonra intihar, Okyanus kendine gel ben seni kaybedemem" bir taraftan da beni omuzlarımdan tutup silkeliyordu beynim bulanmıştı. Artık Su'yu boğmama az kalmıştı "Oky.." Sonunda sesimi çıkarmam gerekiyordu yüzüne doğru "SUUUS!" diye bağırınca bir anda irkildi, o da benim yüzüme doğru "GEBER SALAK GEBERR NE YAPSAK BOŞ BE ÖF İÇİMİ BAYDIN SABAHTAN BERİ TOLGA DA TOLGA DA TOLGA AY SIKILDIMM!" Ağzım açık bir şekilde şok olmuştum söyledikleri "Senin ben ağzına tüküreyim salak konuşmama imkan mı verdin de 'TOLGA DA TOLGA TOLGA DA TOLGA' dedim salak, sabahtan beri asıl sen sen susmadın hayvan at. Derdim yok gibi bi de açıklama yaptırma bana" mahçup bi şekilde bana bakıyordu "Amoooo benim canımın ciğerinin ayağı mı kopmuş da muşmuş da muşmuşş" ters ters ona bakıyordum gerçekten ona benden başka kimse katlanamazdı "Tamam kanka tamam sırnaşma Tolga yaptı" rahatlamış bir şekilde "oh bee sabahtan beri iki büklük oldum söyleyeceğin buydu ne kıvrandın be karrşiim" ona katlanmak zordu ama onun gibisini bulmak da zordu..

Onların hepsin baştan sona Su'ya anlatmıştım bu sefer hiç ağzını açmadan dinlemişti büyük gelişme vardı."Son halim gördüğün üzere böyle ayağımın sancısından geberiyorum" "Ama kanka ne ormantik beeh?" herkes 'romantik' derken o 'ormantik' diyordu çünkü Su'ya normal kelimeler tersti çünkü o Su'ydu. "Kanka ya off senin yemin ederim baban emzirmiş ya ne salaksın ya" "Unuttuğun bi şey var senin kankanım" elimdeki yastığı kafasına fırlatmıştım "Okyanus öyle olmaz yatağı fırlat hem daha makbule geçer kökten bütün sorunlarını çözersin" "Haklısın, neyse kalk açım ben yemek yiyeceğiz" "Ben yedim de geldim" demişti ama ben yemek yiyeceksem Su da yiyecekti yememe gibi bir lüksü yoktu. "He he ondan görürsem söylerim."

Mutfağa girmiş, önce dolabı açmıştım ama dolapta da yemek bulamayınca sinirle dolabı kapatıp yine makarna yapmaya hazırlanıyordum "Kanka Allah'ına kurban olayım yeter beynim hamur oldu hamur, yeter başka bişeyler yapalım nolurrr" zaten sinirliydim iyice sinirlerim geriliyordu "Daha güzel dahiyane, muhteşem,şahane muhteşem(!) fikrin varsa söyle zeki kardeşim yapalım" biraz düşündükten sonra "Immm... kek, kek yapalım hem sen de 'çırptım çırptım karıştırdım sana kek yaptımm' diye Tolga'ya kek götürürsün ama nasıl fikir ooooo nebicim" Artık Su'ya denecek bir şey yoktu "Su" dedim gergin bir şekilde o da ağzına bir şeyler atmış konuşma çabalıyordu "Hah şöyle, kahartma tozo vör mü?" istemsizce gülme gelmişti sonra da kahkaha atma isteği "Ya insan bi ağzındakini yutar öyle konuşur hiç mi görgü görenek görmedin pis" bana ter ters bakıyordu "şuşar mışın lüften" konuşurken ağzından yedikleri çıkıyordu ve benim midem bulanmıştı "ıyyyy Su geber ya kus böyle olmaz kus şuna bak iki lokma yediysen on lokma çıkardın iğrensin be" hiç beklemediğim anda kafama terlik fırlatmıştı "sen benden nasıl tiksinebiliyorsun pardon da o kafanı yararım senin asıl pis sensin" onu umursamayarak "he he ondan" deyip içeri odaya kaçmıştım ve arkamdan bir tane daha terlik fırlatılmıştı."Biz ne yiycez" diye bağırmıştım Su'ya "ZEHİR ZIKKIM YİYCEZ ÇOK GÜZELMİŞ" mutfağa doğru "çok yemişsin belli tadının güzel olduğunu bildiğine göre" demiştim ve Su beni bu sefer balkondan aşağı düşünmeden atacaktı ama onu sinir etmek çok güzeldi "Okyanus ohaa Tolga bana mesaj atmış" dediği an mutfağa atmosferi delerek koşmuştum "Ne hani?" "Okyanus Tolga'ya aşık Okyanus Tolga'ya AŞIIIIIK ANAM AŞIK DEDEM HAMİLE OLSUN Kİ AŞIK" beni kandırmıştı hayvan "ne alakası var ya seni nereden bulmuş onu merak ettiğim için sordum hem ben o Tolga zannetmemiştim ki!" "Tabi tabi tabi tabi zaten Tolga deyince bakkal Süleyman amca'nın karısı Tolga geldi aklına senin hemen haklısın sen de tabi tabi tabi tabi" "Su" "Ne var karşim" "Salaksın." "Tamam bakkaldan iki süt bir de Tolga" konuyu saptırmada üstüne yoktu "HAY TOLGA'NA DA SANA DA VAR YA YETER BE KAFAM ŞİŞTİ NE TOLGAY'MIŞ BİR DAHA AĞZINDAN TOLGA İSMİ ÇIKSIN AĞZINA KOLUMU SOKARIM!" yapardım. Su bir anda kafama boş süt kutusunu fırlatmıştı "ben zehir zıkkımı çok yemiştim demi en son orada kalmıştık unuttun sandım demi ama ben unutur muyum hıh unutur muyum?" saçımı çekiyordu biraz daha çekerse kafam elinde kalacaktı "Bıraksana Su kafamı yoldun şaka yapmıştım tamam hadi bırak" "Yoo öyle kolay değil" saç diplerim ağrıyordu "Sen 'OKYANUS TOLGA'YA AŞIIK' diye bağırdığında ben aynısını yaptığımı hatırlamıyorum ama" "sanki yalan söyledik" "Su saçmaladığının farkında mısın? Yeter artık bırak şu saçımı" "Özür istiyorum" "sana da özürüne de var ya özür dilerim" sonunda saçımı bıkarmıştı "kafamı kopardın Su!" "az bile" demişti ona sinirlenmek istemiyordum ve gözlerimi devirmekle yetindim.

SAKARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin