Not: Multimedyadaki videonun üzerine sağ tıklayıp Döngü seçeneğini seçerseniz, bölüm sonuna kadar müziği dinleyebilirsiniz. (Telefondan okuyanlar için maalesef geçerli değil, aşağı ilerlerken müzik duruyor ne yazık ki! :( )
Yorum ve düşüncelerinizi okumak isterim. Keyifli okumalar :)
Masal, yıkadığı elini ve yüzünü kurularken aynada kendine baktı. Sonrasında dün gece okuduğu o günlüğü hatırlayınca havluyu yerine asıp banyodan çıktığı gibi direkt annesinin odasına gitti. Kutu hala yerde duruyordu, kasanın kapağı hala açıktı ve komodinin üzerinde de dün gece okumuş olduğu annesinin günlüğü vardı. Yatağa doğru ilerlediğinde gözünü günlükten ayırmadı. Yatağın üzerine oturduğunda ise günlüğü eline aldı ve üzerini eliyle okşar gibi yaptı. Kim bilir annesi o satırları yazarken ne kadar gözyaşı dökmüştü? O kelimeler ne kadar canını yakmıştı.
Dün gece kaldığı sayfayı açtığında o satırlarda gözlerini tekrar gezdirdi. O son cümlede yazan, dün gece canını nasıl yaktıysa kim bilir annesini nasıl perişan etmişti? Düşündükçe deliriyordu Masal. Annesinin çektikleri yanına kalmamalıydı. Bir şeyler yapmalıydı.
Masal, düşünceler içindeyken kapı çalınca kendine geldi ve günlüğü kapatıp komodinin çekmecesine koyarak ayaklandı, ardından hemen kutuyu da toparladıktan sonra kasaya koyup kasanın kapağını kapatarak kapıya gitti. Kapıyı açtığında teyzesi ile karşılaştı.
"Teyze?"
"Canım? Odana baktım yoktun. Belki bir umut, buradasındır diye bakayım dedim."
"Evet. Dün gece burada uyumak istemiştim."
İzel, bu duyduğuna oldukça sevinmişti. Yeğeninin neredeyse 2 yıldır bu odaya girmediğini, kendi gözleriyle ve kulaklarıyla şahit olmuştu. Masal, o zamanlar ona buraya girerse, annesinin yokluğuyla ve bir daha hiç gelmeyeceği gerçeğiyle yüzleşmekten korktuğunu ve buna henüz hazır olmadığını söylemişti. O zamanlar ona anlayışla yaklaşmış ve ne zaman isterse bunu birlikte yapabileceklerini söylemişlerdi. Fakat 2 yıl aradan sonra Masal sonunda tek başına annesinin odasına girebilmişti. Demek ki bazı şeyleri kafasında aşmış görünüyordu.
İzel; "Anlıyorum canım." dediğinde elini yeğeninin koluna koydu. "İtiraf etmem gerekir ki, seni annenin odasında görünce şaşırdım."
"Sadece...annemi özledim." deyince Masal; İzel hemen yeğenine sarıldı. "Ah canım benim!" Bir süre böyle kaldıktan sonra İzel, geri çekilip; "Kahvaltının hazır olduğunu haber vereyim dedim. Sen de hazırlan, kahvaltımızı yapalım, bugün ben seni okula bırakacağım." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bana Bir 'MASAL' anlat, BABA!
General FictionBen her gece babam gelip başımı okşayarak bana masal anlatacak diye beklerken, dayım geliyordu. O okşuyordu, saçlarımı. O öpücük konduruyordu, o anlatıyordu, bana masal! Biliyor musunuz? Babanın yerini hiç kimse dolduramıyor. Ne dayım, ne de bir ba...