Bölüm 4| ...eğer bir duygu barındırıyorsa içinde, canı yansın!

163 23 33
                                    

Not: Selam güzel okurlarım.. Şimdiden bilgilendirmek istiyorum. Bu bölüm Masal'ın ağzından kısa bir özet şeklinde yazılmıştır. Olayları daha çok uzatmayıp, asıl bölümlere gelmek adına ve sıkıcı olmaması şartıyla bu bölüm geçen günlerin özeti gibi olmuştur. Bu yüzden bunun ardından 5. bölümü de ekleyeceğim. Teşekkürler :) 

Yorum ve düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın. :)

Keyifli okumalar :)

Keyifli okumalar :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Masal

Zamanın ne çabuk geçtiğine dair bir fikrim olmasa da, bu geçen tüm yıl boyunca planladığım hedeflerime artık çok yakın olduğum için mutluydum. Teyzemin geçirdiği o kaza sonrası uzun bir süre bilinci kapalı kalmıştı ve sonunda bilinci yerine gelince hem rahatlamıştık hem de sonrasında gelen sorun bizi darmadağın etmişti. Sevinsek mi üzülsek mi bilememiştik. Teyzemin bilinci şükürler olsun ki açılmıştı ama şimdi de karşımıza hiç ummadığımız bir sorun çıkmıştı. Doktorlar kısmi olduğunu söylese de teyzem felç geçirmişti. Ne konuşabiliyor ne de hareket edebiliyordu.


Teyzem bir süre Tolga ağabeyimin çalıştığı hastanede gözlem altında tutulmuştu, sonra teyzemi eve götürüp orada tedavisinin yapılmasını uygun görmüştük. Benim de çok sevdiğim Elif hemşire teyzeme bakmak, tedavisinde yardımcı olmak gibi birtakım görevleriyle yatılı olarak bizde kalıyordu. Bu geçen yıllar içinde teyzem bir gelişme göstermeye yavaş yavaş başlıyordu, bu da bizim için bir umut demekti.


Başımıza gelen bu talihsiz kaza sebebiyle üniversite sınavlarına odaklanamamış, bir senemi kaybetmiştim ama hiç sorun değildi. Bu yaşanılanlar benim tamamen dönüm noktam olmuştu. O zaman planlarımı güçlendirmek adına ilk adımı atmıştım. Tüm araştırmalarımı yapmış, Tarık Ünsal'ın nerede yaşadığını, ne iş yaptığı, ne ile uğraştığını her şeyini öğrenmiştim. Bu beni çok zorlamıştı ve bunu da tek başıma yapamazdım. Bu yüzden de çocukluğumu birlikte geçirdiğim, liseyi de beraber okuduğum arkadaşım Mert'ten yardım istemiştim. Ona her şeyi apaçık anlatmamıştım elbette, üstü kapalı bir şekilde ona ne yapmak istediğimi söylemiştim. O da fazla soru sormadan bu dediğimi kabul etmişti.


Üniversite tercihlerini yaparken hep Ankara'yı yazmıştım. Tercihlerin açıklandığı zaman üniversiteyi kazanınca çok sevinmiştim. O ilk adımı böylelikle atmış olacaktım. Ona yakın olmanın onun tüm gününü geçirdiği yerde bulunmam gerektiğinin bilincindeydim. Üniversiteye yerleştikten sonra o şehre alışmam biraz zor olmuştu ama bunun altından da kalkardım elbet. Öyle de oldu. Bu okuduğum bölümde onun şirketinde işe başlasam bile ona yakın olamazdım. Anca bir iki defa onun yanında görünmeye nail olurdum ama bu bana yetmezdi. Ona daha çok yakın olmalıydım ki, yine yaptığım bir araştırmalar sonucunda açıktan bir bölüm daha okumaya karar verdim. Bu bölümü okumaya gerek yoktu belki, her şekilde ikna edip yine de girebilirdim bilemem ama her şeyi tam ve eksiksiz yapmak istiyordum. Açıktan Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlık bölümünü, şu an okuduğum Uluslararası Ticaret ve Lojistik bölümü ile birlikte bitirdim.

Bana Bir 'MASAL' anlat, BABA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin