Bölüm 1|"Birbirinize göz kulak olun!"

309 30 27
                                    

"Kızıma..." Kelimeler ağzından zar zor çıkıyordu. İzel, ablasının daha fazla konuşmaması gerektiğini dile getirse de, Beyza kardeşini dinlemiyor, konuşmak için nefesini sonuna kadar kullanmaya çabalıyordu. "...O'nu anlat!" Ablasının o an ne demek istediğini çok iyi biliyordu, İzel ama Masal daha küçüktü. Ona bunu nasıl anlatır, açıklardı?

"O daha küçük, abla! Zamanı geldiğinde sen anlatırsın."

"Be-benim zamanım yok, İzel."

"Abla öyle deme!"

"Sus! Dinle. Masal, 18 yaşına geldiği zaman...O'na benim günlüklerimi, onunla olan mektuplarımızı, her şeyi ver! Hepsi...hepsi kasamdaki kutuda!"

"Tamam, abla! O kutuyu ona vereceğim. Sen lütfen, nefesini fazla harcama! Daha kızın ile konuşacaksın."

Başını salladı, Beyza. İzel'de fazla oyalanmadan ablasını öptü ve onunla vedalaşarak odadan çıktı. İzel çıkınca, içeri Masal girdi ve annesinin yanına koştu. Daha 16 yaşındaydı ve onun için bu durum çok zordu. Annesinden başka kimsesi yoktu ki. Onsuz ne yapardı, hiç bilmiyordu. Gece korktuğu zaman hep annesinin koynuna girerdi, annesi giderse kimin koynuna girecekti başka? Başını iki yana salladı, Masal. Kötü düşünmek yoktu. Kötü düşünüp kötüyü çağırmayacaktı. Hayır. Bu olmayacaktı. Annesi gitmeyecek, onu bırakmayacaktı.

"Ne zaman iyi olacaksın, annem?" dedi, üzgünce. Beyza, kızının yüzüne doğru elini kaldırdığında Masal eğilerek annesinin yüzüne dokunması için yardımcı oldu, annesine. Böylelikle kızının yanağını okşayabildi, Beyza.

"Üzgünüm, Masal'ım!" dedi. Masal, neden böyle dediğini anlamıştı fakat anlamak da istemiyordu. Annesinin elini sımsıkı tuttu ve; "Üzgün olma, annem! Ben sadece senin yanına yatmak için öyle söyledim. Yoksa sabrederim, sen iyi olacaksın, bunu biliyorum! O zamana kadar bekleyeceğim. Hep daha çok şey yapacağız. Sen daha yıllık iznini kullanacaksın, beraber kamp yapacağız. Dağa tırmanacağız-" diye annesine yapacaklarını sıralarken annesinin; "Seni çok seviyorum, kızım." demesiyle susmak zorunda kaldı. Gözleri nemlenmeye başlamış, onun; "Senin için...senin için her şeyi yaparım." demesine içtenlikle gülümsemişti.

"Ben de senin için her şeyi yaparım, anne! Keşke ömrümden sana ömür verebilmem mümkün olsaydı, o zaman belki sen hemen iyileşirdin. Hemen ayağa kalkar, evimize giderdik. Ama olacak. Sen iyi olacaksın. Bizden bile daha uzun ömürlü olacaksın."

"Ah, benim temiz kalpli kızım! Bu güzel kalbini kimsenin kırmasına izin verme!"

"Sen yanımda olduğun sürece, kimse benim kalbimi kıramaz."

"Masal..." dediğinde annesi, durumun ciddiyetini hemen algılayabilmişti, Masal. Biliyordu, bunu anlamayacak kadar çocuk yaşta da değildi, kendince. Ama yine de kabul etmek istemiyordu. Kabul edemezdi hiçbir şekilde. "Efendim, annem?"

"Birbirinize göz kulak olun!" Annesinin bunu diyerek kimi kastettiğini bir süre anlayamasa da, sonrasında teyzesi ve dayısından bahsettiğini sanarak; "Tabii ki, annem! Teyzem ve dayıma hiç sorun yaşatmayacağım! Sen de iyileştiğinde sana da hiç zorluk yaşatmayacağım, söz veriyorum!" dedi. Beyza, başını iki yana salladığında buna bir şey demedi. İzel ona zamanı geldiğinde her şeyi anlatacaktı zaten.

"Ben...ben artık yanında olamayacağım."

"O da ne demek şimdi?"

"Ben...gidiyorum, güzel kızım! Artık vaktim geldi. Bana biraz eğilir misin?"

Annesinin dediğini yaparak annesine doğru eğildi. Annesinin boynuna öpücük kondurup kokusunu içine çekmesiyle annesine sarıldı, Masal. Sonrasında onun nefesini boynunda hissetmeyince hemen geri çekildi ve annesinin yüzüne baktı. Gözlerini kapatmış, hareketsiz biçimde duruyordu. İçine bir korku saplandı. Hemen elini tutmasıyla, soğuk bir el ile karşılaşmayı beklemiyordu haliyle. Makinelerden gelen o rahatsız edici ses ise, ne olduğunu çok iyi belli ediyordu. Dudakları titremeye başladı. Gözleri, olduğundan daha çok dolarak göz pınarlarından yaşlar önce yavaş, sonra hızlı hızlı dökülmeye başladı.

Bana Bir 'MASAL' anlat, BABA!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin