3. Bölüm

380 136 34
                                    

   Arkadan bir ses ne düşünüyorsun gamlı baykuş? Baba sen miydin ödüm koptu. Hadi anlat bakalım içindeki sıkıntıyı? Anlatacağım ama kızma lütfen hadi anlat ? Ben bugün..........şey .........

     Ben bir at gördüm. Ama korkup uzaklaştım ordan. Nasıl bir attı. Başı boş ve asil bir attı. Neden daha önceden söylemedin ? Bilmem şimdi hatırladım. Neden bu kadar dalgınsın? Baba kirpilerin annesi yok ya karanlıktan korkmazlar mı? Korkmazlar kızım onlar alışıktır. Ya tilki burnunu yerse?

    Tamam kızıl ben ne dersem ikna olmayacaksın. İyisi mi sen onları buraya getir. Vallaha mı ? Vallaha tamam o zaman sen beni bekle sakın gitme?

    (Ayaküstü yalan söyleme rekoru kırdım. ) İçeriden bir mum alıp gidip bakayım o zaman. E git bak dedi babam. Onu da kötü emellerime alet ettim. Karanlıkta elimle mumla ambara yol aldım. Hayır normalde başımı kesseler gitmem. Ne cesaretiyse artık. Baba orda mısın? Evet burdayım diye seslendi.

   Kapıyı açmamla ağzımın kapanması ve boğazıma hançer dayanması bir oldu? Şimdi çığlık atmaya kalkarsan boğazını keserim. Anladın mı? Kafa mı salladım. İyilik yap kötülük bul durumu? Elini yavaşça ağzımdan çekti. Kimsin burada ne arıyorsun?

    Ben şeye yani şeye bakmaya gelmiştim. "Neye bakmaya" derken bile alaycı bir tavrı vardı. Kirpilerime. İnanmıyorum. Şu dikenli şeyler mi ? "Evet çok tatlılar değil mi?" deyip yanlarına çömeldim . İn misin cin misin? Sana ne niçin sordun?  İlk defa senin gibi bir kız gördüm. Allahtan saçlarımı görmüyordu. Pek tasnif edilen bir saç rengim yoktu.

    Ateşin düşmüş iyi gibisin bir an önce git buradan. Atım nerde? Onu gönderdim umarım buradan uzağa gitmiştir. Usulca yatağa uzandı. Kimlerdensin? Bir önemi yok bir an önce burdan gitmen gerek? Burada bulunmam ailem açısında iyi olmaz. Yoksa beni tanıyor musun? Hayır deyip kapıya gittim. Ama sanki bana yalan söylüyormuşsun gibi geliyor? Seni inandırmak zorunda değilim deyip onu ittim. Sırıtarak benden uzaklaştı?

   Birden yüzünü acıyla buruşturunca ne oldu? Deyip ona doğru gittim. Tam dibine girecektim. Hafiften dudakların kıvrıldığını fark ettim. Seni hain şeytan dedim. Koşarak kapıya gittim . Yarına buradan gitmiş ol? Emredersiniz küçük hanım. Elime diğer erimiş mumu alıp döndüm. Adın ne peri kızı deyince kıkırdadım. Sana ne dedim.

    Tabi babam "Karaca nerede kaldın" deyince kıs kıs gülerek sen zahmet etme dedi. Geldim baba uyuyorlardı kıyamadım getirmeye? Tamam kızım bak sana dedim doğalarında var? Her neyse yarın biraz daha süt götürürüm. Hadi içeri geçelim. Annen bize bir ıhlamur kaynatsın.
 
    Ben hal ederim baba deyip mutfakta ıhlamuru alıp şöminedeki sıcak suya ıhlamuru attım. Ateşe bakan abime hayırdır der gibi kaşımı kaldırdım. Annem sekinin üstünde uyuya kalmıştı. Abim bana ters ters bakınca omzumu sirkip demlenen ıhlamuru ocaktan aldım.

    Mutfakta bir kase bal ve kaşık getirip yanına bıraktım. Hadi bakalım. "Ihlamurlar dalından kimse bilmez halımdan". Bu  manide nerden çıktı? Bilmem içimden geldi. Annem derin uykusunda uyandı. İçim geçmiş şu  Fatma'nın duvar kilimi epey yoruyor beni?

   Kızın ne güne duruyor dedi abim. Yok oğlum bu evin işlerini o görüyor o da giderse nice olur halimiz! Babam sesiz bir şekilde ateşe bakıyordu. Bende aynı sesizlikle pencerden dışarı izliyordum. Hadi herkes yataklara dedi annem bende ikiletmeden odama geçtim. Etraftan el ayak çekilince acaba babama söylese miydim. Bilemedim. Bu durum benim için zaman geçtikçe daha karmaşıklaşıyordu. Epey yorulduğum için erken uyudum.

   Sabah güneş doğarken uyandım. Gidip kahvaltıyı hazırlamaya koyuldum. Annem beni görünce gözlerini ovalayıp tekrar baktı. Bey uyan kızım bir kere ikiletmeden uyandı.  Anneme pis pis bakıp kahvaltı hazırlıklarına döndüm. Annem ineği sağmaya gitti. Bende tarhana çorbası için su ocağa koydum.

Kızıl YangınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin