Eve vardığımızda sağol Zeynep dedim. O da başını salladı . Babam cidden bu atı sana mı verdi. Evet hatta gitmeseydim öldürecekti. Tamam neyse abim bu işe bozulabilir?
Eminim bu kadar değerli bir atın sahipleri vardır. Yani pek bana kalacağını sanmam. Sipahi atına benziyor? Çeyiz alayının atıymış. Kimin çeyziymiş bu derece güzel bir at eşlik ediyormuş? Bilmem Mustafa mı Mehmet mi ne dedi abim.
Eee o zaman yakında gidersiniz buralardan. Herhalde galiba ay çok heyecanlıyım İstanbul'a ya da Hindistan'a gideriz? Neden olmasın ama ben sizi çok özlerim. Belki sende bizle gelirsin ben vatanımı bırakmak istemem. İyi bakalım bende gitmem ama şimdi annemlere birşeyler hazırlamam gerek. Kolay gelsin deyip içeri geçtim. Ocağa birkaç parça kurutulmuş et koydum.
Dışarı ahıra gittim. Oraya gittiğimde atın başında yabancıyı gördüm. Onu neden gönderdin? Yerini bulmasınlar diye. Ama onu bulmuşlar. Merak etme iyileşecek. Sana iki can borcumuz var. Öyle görünüyor. Atın biraz hırçınlık yapınca onu vurmak zoruna kalmışlar. Kendilerini vursalarmış. Ciddi değilsin herhalde az daha arkadaşı mı eziyormuş.
Atımdan daha değerli değil benim gözümde. O zaman atınla sen burda istenmiyorsunuz en kısa sürede burdan gidin. Mesela ne zaman ? Yarın akşam uygun olur. Kızma bu kadar sadece şakaydı.
Ama ben şaka yapmıyorum tüm uğursuzluğunuzu bulaştıracaksınız gibi hissediyorum. Yemeklerde ne var? Zıkkım kökü ve baldıran haşlaması yer misin?
Yok ben almayayım. Sadece et tercih ederim. Boşan da semerini ye. Yok ben senin yediklerinden yemiyorum. Şu yoklukta nereden bulacağız eti?Atın yanına gidip ateşine baktım iyi görünüyordu. Burada durma birazdan abim ve babam gelir. Bence sakıncası yok. Emin misin? Kafasını salladı. Baba abi diye seslendim. Babam "Geldim kızım diyip kapıyı açıyordu. Yaralı asker kaçacak delik aradı. O tam otların içine saklanmıştı ki babam içeri girdi.
Yine neyin hayatını kurtarıyorsun? Bu atın babacığım. Hıım bu geçen gördüğünü söylediğin at mı? Evet babacığım çok güzel değil mi? Evet çok güzel kızılım. Bize ne yemek yaptın. Annem nohut ısladıydı geceden onu yaparım. Birde pilav. Ooo benim kızım artıķ büyümüş.
Yok ya nerde ben hala senin küçük kızınım. Hadi çıkalımda hayvan biraz uyusun. Tamam deyip babamla beraber ahırdan çıktık. Bu atı kabul etmen doğru değil biliyorsun. Başımıza iş açabilir? Biliyorum. Ama Hamid amcanın atı öldürmesine izin veremezdim. Tamam tamam at iyileşsin bir çaresine bakarım. Baba biliyorsun senden birşey saklamak istemem. Biliyorum kızım sana güveniyorum.
Güvenme baba senden birşey gizliyorum. Nasıl birşey o atın sırtında bir yabancı vardı. Yaralıydı onu tedavi ettim. Bugün yarın gider. Karaca bizi nasıl bir tehlikeye attığının farkında mısın? Burası yabancılar bulamasın diye... Şimdi nerde bu yabancı ? Atına bakmaya geldi. Nerede tuttuyordun peki? Eski ambarda... Ne yaptın sen kızım.
Eve girip kılıcını aldı. Dışarı çıktı. Baba yapma buna gerek yok can borcu var. Bize bir şey yapamaz. Yabancı hemen çık dışarı diye bağırmaya başladı. Çık diyorum sana korkak herif! Yoksa fare gibi saklanacak mısın? Burdayım ne diyeceksen de? Diyeceklerimi sen ölünce söyleyeceğim. Gördüğün üzere yaralıyım ve kılıcım yok?
Karaca git abinin kılıcını getir? Baba lütfen yapma?Bize ve kendine bunu nasıl yaparsın? Ben sadece yaralı.... Sen bizim yerimizi herkese açık ettin şimdi gitmek zorundayız. Nereye ben taşınmaktan sıkıldım. Git sözümü ikiletme?
Yerinizi kimseye söylemem. Kalbinede mi? Onun için söz vermem. Ne demek vermem hayatını kurtardım. Gidip lanet hayatını yaşa? Atım hasta bir iki güne anca iyileşir. O zamana kadar gözleri bağlı şekilde ambarda beklesin. Ölmesi bizim için en uygun olanı. Baba insanları öldürmeyeceğine yemin ettin unutma! Tamam dediğin gibi olsun ama yarın gece gidiyor burdan.
![](https://img.wattpad.com/cover/149394831-288-k228106.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Yangın
Ficción históricaEşkıyanın kızından kadıya eş olur mu? Eşkıyanın mayası suyu bulandırır mı? İyilikten maraz doğar mı? Mavi kan köylü kanıyla tutar mı? Güneşin doğmadığı geceler olur mu?