* TESADÜF MÜ, İŞARET Mİ ? *

21 4 2
                                    

        Okulu iyice gezdikten sonra artık sınıfa gitme vaktimiz gelmişti. Yeni sınıf, yeni öğretmenler, yeni arkadaşlar bu biraz benim heyecanlı olmamı sağlıyordu. Beril, bizi kendi sınıfımıza götürüyordu. Tabi ki Çağatay da hala onun peşinde , onunla konuşmaya çalışıyordu. Beril ;  sert, kolay kolay herkese yüz vermeyen bir kıza benziyordu. Çağatay'ın işi bu sefer gerçekten zordu ama ben arkadaşımı biliyorum ki ; o kolay kolay vazgeçmezdi. Sonunda sınıfın önünde durduğumuzda , heyecanım bin kat artmıştı. Beril elindeki kağıda bakıp ;

'' Çağatay ve Barlas siz bu sınıftasınız. Derin sen de benim sınıfımdansın , benimle gel. '' dedi ve Derin yüzümüze baktı. Biz de Çağatayla birlikte Derin'e sarılıp , onu sınıfına bıraktık. Çağatay gözlerini Berilden ayıramıyordu. Şuna eminim ki içten içe aynı sınıfta olmadıkları için üzülüyordu.  Beril ve Derin sınıfa girdiklerinde ; bizde kendi sınıfımızın önünde durup, kapıyı çaldık. Biraz bekleyip ses gelmeyince , öğretmenin sınıfta olmadığını anlayıp içeri girdik. Sınıfta birkaç kişi haricinde kimse yoktu . Sınıftaki kızlara Çağatay ;

'' Kızlar , acaba burada boş sıra var mı ? '' dediğinde kızların hepsi çığlık atıp , Çağatayla konuşma çabasına girdiler.  Çağatay beni de zorlayıp ne kadar kızların yanına itsede ben eyvallah çekip gösterdikleri boş yere oturdum ve başımı sıraya koyup , gözlerimi kapattım. Benim kızlara karşı bir ilgim yoktu. Onlar benim için sadece duvardı. Boş bir duvar..

Teneffüs olduğunda aklıma Derin geldi ve onun sınıfına doğru yürüdüm. Çağatay ise kızlarla uzun konuşmalara dalmıştı. Bu çocuk gerçekten çok çapkındı. Derin'in sınıfına girdiğimde , gözlerim onu aramaya başladı. En son sıralara baktığımda , Derin'in her zamanki gibi resim çizdiğini gördüm. Bu kız resim aşığıydı. Derin'in en büyük hayali büyük bir ressam olmaktı ve bu konuda yeteneği inanılmazdı. Kaç tane yarışmaya girdiyse hepsinde dereceye girmeyi başarmıştı. Ama Derin resimlerini ne bize ne ailesine göstermezdi. Bazen ne çizdiğini gerçekten merak ediyordum. Yanına geldiğimde çoktan beni farkedip, resim defterini kapatmıştı. Bana bakıp ;

'' Barlas neden sessizce geliyorsun ? Eğer farketmeseydim , tüm gizliliğimi kaybetmiştim. '' deyip bir kere omzuma vurdu.  ''Tamam '' deyip kafamı salladım. Sınıfı incelediğimde, bizim sınıf gibi rengarenk duvarları , süslü sanat işlemleri olduğunu farkettim. Bu okulu şimdiden gerçekten sevmiştim. Daha sonra Derin'e bakıp ;

'' Kızdın mı ? '' diye sordum. Sıraya koyduğu başını kaldırıp ;

'' Hayır , sana nasıl kızabilirim ? '' dedi. Bende gülümseyip , saçını okşadım. Derin gerçekten benim küçük kız kardeşimdi.   Gülümseyip '' Çağatay nerede ? '' dediğinde ona '' sence '' der gibi baktım. Zil çaldığında Derin'e veda edip sınıfıma gittim. Çağatay hala kızlarla konuşmasını bitirememişti. Bende Çağatay'ın omzuna dokunup sıraya oturdum. Çağatay da kızlara veda edip , yanıma oturdu. Sınıf yavaş yavaş dolmaya başlamıştı.  Sınıftan içeri giren kişiyle birlikte gözlerim onda takılı kalmıştı . Çağatay ne olduğunu  anlamayıp , omzuma dokunduğunda anca kendime gelebilmiştim . Çağatay çapkın gülümsemesini atıp , yüzüme baktı . Bende onu umursamayıp, arkamdan gelen sesin doğrultusunda arkama döndüm . Acaba bu kadarı sadece bir tesadüf müydü yoksa bir işaret mi ? .



Merhaba arkadaşlar , biliyorum biraz bölümü geciktirdim. Bu konuda sizden özür dilerim ama yaz tatiline girdiğimiz için inşallah daha rahat yazabilirim. İnşallah bu bölümü beğenirsiniz. Eğer hatalı bulduğunuz yerler, beğenmediğiniz bir kısım veya beğendiğiniz bir yer varsa yorumda belirtebilirsiniz. Eğer kitabımı güzel ve akıcı buluyorsanız arkadaşlarınıza önermenizi rica ediyorum. Okuduğunuz için teşekkür ederim. İyki varsınız .

* Medyada bugün Dylan yani Ozan var :))

ღ YETERKİ SARIL ღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin