Jin arabayı o kadar hızlı sürüyordu ki Jimin üç kere pantolunuma kusmuştu
"Jin Hyung biraz yavaş ol." diye bağırdım. Jimin midesini tutuyordu
"Dördüncü geliyor Jungkook!" diyerek tekrar bacağıma yediği bütün öğünleri kustuğunda diğer üyelerinden kusmamak için kendini zor tuttuğunu gördüm. Yoongi tiskinerek Jimin'e bakıyordu
"Jimin nasıl bir hayvansın acaba? Sevgilinin yanında bile kusmaya utanmıyorsun." Koltukların arka tarafındaki küçük bagajda oturan Young Mi, Yang Gi ve Hae Ta kafalarını kaldırıp gülümseyerek bize baktı daha sonra da Yang Gi, Yoongi'nin kafasına bir tane geçirdi
"Diyene de bak geçen kola içip yanımda gaz çıkaran babamdı sanki."
"Sonuçta sevdiğim kadınsın alışsana." gülümseyerek onlara baktım daha ne kadar gidecektik Ji Woo'yu ve içinde huzur bulduğum kokusunu özlemiştim
"Ne zaman Ji Woo'ya kavuşacağım." Jin Hyung saatine baktıktan sonra konuştu
"Az kaldı aşık dıvşancık." biraz daha hız yaptı yaklaşık beş dakika sonra vampirlerin savaştıkları yere gelmiştik
"Ji Woo burada mı?"
"Evet."
"Başına bir şey gelmemiştir değil mi?" Namjoon elini omzuma koydu
"Hayır o güvenli bir yerde." hepimiz arabadan inip Ji Woo'nun bulunduğu ve vampir çiçeğinin bulunduğu yere gittik. Taehyung ve Ji Woo çiçeğin başında duruyordu
"Neden buradayız? Vampirler delirmiş gibi bize zarar verebilirler." Jin bir adım bana yaklaştı
"Bu yüzden buradayız Jungkook bütün bu şeyleri bitirmek için." Jimin Young Mi'yi kendine çekmişti ve sıkıca sarılmıştı aynısı Yoongi ve Yang Gi içinde geçerliydi. Namjoon'un gözünden bir damla yaş akmıştı
"Daha fazla dayanamayacağım." diyerek Hae Ta'nın dudaklarına yapışmıştı burada ki duygusal sahnenin nedenini bilmiyordum ama bildiğim tek şey Ji Woo için yanıp tutuştuğumdu hızlıca onu kollarım arasına aldım ve kaldırarak boylarımızı eşitledim deli gibi öpüyordum onu nefeslerimizi düzene sokmak için ayrıldığımızda onu yere indirdim ve karnını okşadım
"Size hayatımın sonuna kadar sahip çıkacağım hayatımın anlamları." derken Jin ellerini çırpmıştı ve elindeki anahtatı bana fırlatmıştı
"Buna ihtiyacın olacak, ayrıca Busan'da bir ormanlık arazide sizin için lüks bir ev var."
"Neden böyle konuşuyorsun hepimiz birlikte yaşayacağız." Taehyung yanıma geldi ve sıkıca sarıldı
"Hadiyin çocuklar grup sarılmamızı tekrardan tapalım." Jin, Yoongi, Namjoon, Hoseok, Jimin, Taehyung ve ben birbirimize sıkıca sarılmıştık
"Bana ne olduğunu söyleyin artık." diyerek isyan etmiştim. Hepsi gözlerini kaçırmıştı sadece Jin Hyung konuşma cesareti gösterebilmişti
"Davşancık biz artık senin huzura ermeni istiyoruz. Bu yüzden çiçeği yok etmeye karar verdik." gözlerim sızlamaya başlamıştı
"Hayır olamaz böyle bir şeye izin veremem." Jin beni duymamış gibi konuşmaya devam etti
"Bu çiçek yok olduğunda sadece vampir olarak hayatta sen kalacaksın hepimiz öleceğiz sen ve Ji Woo mutlu bir şekilde yaşa tamam mı davşancık? Bebeğine sahip çık amcaları olarak yanında olamayacağımız için üzgünüm." ağlayarak diğerlerine baktım
"Yapmayın ben sizinle aştım bu kadar engeli şimdi yarı yolda bırakamazsınız beni." çaresizce 190 yıldır birlikte olduğum kardeşime baktım Jimin de bakışlarıma karşılık verdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
halfblooded (Jeon Jungkook)
FanficLise hayatımın ilk günü kendi grubumdaki insanlara bakıyorum. Herkes birbirleriyle konuşup anlaşırken O elindeki kitabı sessizce okuyordu yüzünde tatlı bir gülümseme vardı. Buradaki herkesten bağımsız gibiydi, farklıydı buna emindim... Belki de Yeşi...