Bölüm 8 : Su üstüne çıkmış korkularım..

26 6 1
                                    

Şirketten çıkmış evime gidiyordum. Bugün her zaman ki gittiğim yoldan değil de ormanın içinden geçen yoldan gitmeyi tercih etmiştim. İçimde tarifsiz bir hisle sigaramın dumanını ciğerlerime çektim. Biten sigaramı camdan atmak için penceremi aralarken dikiz aynasına kayan gözümle arkamdan bir arabanın geldiğini gördüm. Normal bir insan olsaydım eğer evet bu araba rastgele bir araba olabilirdi fakat daha önceden şirketin önünde de gözüme çarptığına emin olmuştum. Öylesine bir günde beni takip etmeye cesaret eden bu cesur şahsı merak ettim doğrusu. Emir'i arayıp plakayı sorgulatacaktım. O sırada oyun oynamak istedi canım ve çoktan bitmesi gereken yolu sağa dönüp uzatarak biraz peşimden dolaştıracaktım kendisini. 

- Alo abi ?

- Mesaj atacağım plakayı araştır hemen. Bu lavuk her kimse Yağız ile alakası olabilir.

- Takip mi ediliyorsun yoksa ?

- Aynen.

- Hemen bakıyorum yolla plakayı.

Emir'e plakayı attıktan kısa bir süre sonra geri dönüş yapmıştı bana.

- Tam tahmin ettiğim gibi plaka sahte.

- Kimin üzerine kayıtlı onu da öğrenebildin mi ?

- Hasan Savcı diye birine ait. Kendisi mesleğinden men edilmiş eski bir avukat. Abi sen halledersin ama eve gelirsen burası kale gibi korumak daha kolay olur seni.

- Benim değil Yağız ve köpeklerinin korumaya ihtiyacı var kardeşim. 

- Allah onların yardımcısı olsun kardeşim. Bekliyorum seni burada.

Telefonu kapattıktan sonra her zaman yaptığım gibi arabamı son sürat sürmeye başladım. Çok geçmeden arkamdaki araba gözden kaybolmuştu. Bende evime doğru sürmeye başladım. Emir haklıydı kaleden farksızdı evim. Olmasaydı bile pek bir şey yapabileceklerini sanmıyordum o yüreği kimsede görememiştim henüz. Eve vardığımda korumalarımdan Selim hemen arabamın yanına gelmişti.

- Hoşgeldin abi. Emir Bey sizi bekliyor içerde.

Başımla onu onaylayıp arabamın anahtarını ona fırlattım. Emir beni görünce yaptığı telefon görüşmesine son vermiş benim yanıma gelmişti.

- Atlattın mı o şerefsizi ?

- Atlatmasaydım ayıp olurdu. Bana yakışanı yaptım.

- Ateş biliyorum kızacaksın yine ama koruma sayısını artıralım istersen hem Mesut Amca..

- Babam bilmeyecek Emir sakın.

- Nereye kadar susacaksın abi. O şerefsizi hala hapiste biliyor. Çıktığını duyunca hele ki söylemediğimizi duyunca bizim ağzımıza sıçar.

- Ne zamandan beri babamdan korkar oldun ?

- Korkmak değil sana bir şey olacak diye endişeleniyorum sadece.

- Bu orospu çocuğunun çıktığını biliyoruz sadece hangi deliğe saklandığını bulana kadar susacaksın. Sonrasına bakarız.

- Sen nasıl istersen.

Emir gittikten sonra kristal bardağıma doldurduğum viskimden bir yudum daha aldım geriye yaslandığım deri koltuğum da. Kafamın dünyanın stresine dayanamadığı o noktaydım. Beynim patlamak üzereydi ve ben hala olduğum yerde sekiyor bir türlü ilerleyemiyordum. Daha fazla dayanamayıp üstümdeki gömleğimi çıkarıp odanın bir köşesine fırlatıp yatağıma sırt üstü uzandım. Her ne kadar beynim uyumamı emretse de her gece olduğu gibi bu gece de beceremiyordum. Zoraki uyuduğum bir gün daha.

ŞİZOFREN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin