o n d ö r t

1.2K 146 208
                                    

Peter Parker: Lery, iyi misin? Bay Stark çok kızdı mı?

(Görüldü)

(Valerie Stark çevrimdışı)

Peter Parker: Hey! Neden cevap vermiyorsun?

Valerie Stark: Bir de cevap vermemi mi bekliyorsun, Parker?

Peter Parker: Ben ne yaptım?

Valerie Stark: Ne mi yaptın?

Valerie Stark: Ben seni korudum! Babama karşı geldim! Onu kırdım! Ama sen hiçbir şey demeden çekip gittin!

Peter Parker: Ne yapabilirdim ki? Adam beni kovdu!

Valerie Stark: Desteğine ihtiyacım vardı. Ama sen yanımda değildin.

Peter Parker: Tanrı aşkına Valerie!

Peter Parker: Biz sevgili değiliz! Arkadaş bile sayılmayız!

Peter Parker: Seni korumak ya da yanında olmak zorunda değilim! Aklında her ne kuruyorsan unut gitsin!

Peter Parker: Çünkü hislerine karşılık alamayacaksın.

Valerie Stark: Siktir git, Benjamin.

Peter tekrardan telefona mesaj yazmak için sarılmıştı ki elinden çekilip alınmasıyla çaresizce karşısındaki adama bakmıştı.

"Bay Stark. Valerie'nin şuan üzgün olduğunu biliyorum. O sizin kızınız! B-Ben-"

Tony Stark çocuğun telefonundan kızına ait numarayı silerek tekrardan vermişti.

"Dediğin gibi o benim kızım. Onun için neyin en iyi olacağını ben bilirim. Şuan üzgün olabilir. Ama o bir Stark. Bunu atlatacak. Sana olan duyguları aşk değil, Peter. Kızımı tanıyorum. Kafana takma. Şimdi hayatına kaldığın yerden devam et."

***

Peter Parker o gün okula gitmemiş, onun yerine genç kızın okuduğu okulun kapısında adeta nöbet tutmuştu. Yaptığının doğru olmadığını biliyordu. Bay Stark görse kendisini öldürürdü. Fakat Valerie'ye anlatmak zorundaydı. O mesajları babasının yazdırdığını bilmek zorundaydı.

Kolundaki saate baktı. Çıkış zili çalalı dakikalar olmuş, okulda neredeyse hiç öğrenci kalmamıştı. Fakat genç kız görünürlerde yoktu.

Daha fazla beklemeye dayanamayarak okula girmiş, bahçede dolaşan güvenliğin yanında bitmişti.

"Afedersiniz. Valerie Stark bugün okula geldi mi?"

Güvenlik genç çocuğa kısa bir bakış attıktan sonra başı ile onaylamıştı.

"Geldi. Ama bir kaç saat önce fenalaştı. Hastaneye götürdüler."

Peter başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetmiş, öylece kalakalmıştı. Valerie'ye kendisi yüzünden bir şey olursa kendini asla affetmezdi.

Kendisini artık zor taşıyan ayaklarını çıkışa yönlendirmiş, başını gökyüzüne kaldırarak derin bir nefes almıştı.

"Ne halt edeceğim ben?"

Dolan gözlerinden yaşlar akmasına müsade etmeden yoldan geçen bir taksiyi çevirmiş, kendisini arka koltuğa atmıştı. Hangi hastanede olduğunu bilmiyordu. Mantıken en yakın hastaneye gittiğini tahmin edebiliyordu.

"En yakın hastaneye."

Araba hareket etmeye başladığında başını arkaya yaslayarak gözlerini yummuştu. Valerie'nin yazdıkları gözünün önünden gitmiyordu.

"Desteğine ihtiyacım vardı! Ama sen yanımda değildin."

"Siktir git, Benjamin."

Kim bilir onu nasıl kırmıştı? Onun kendisine hayranlıkla bakan çikolata rengi gözlerinin nefretle baktığını hayal etti...Ve kendinden nefret etti.

"Geldik. Borcun on iki dolar."

Peter cebinden buruşmuş kağıt paraları çıkarıp şoföre uzatarak kendini arabadan atmış, hastaneye koşar adımlarla girerek sekretere ilerlemişti.

"Afedersiniz. Valerie Stark buraya geldi mi?"

Genç kadın bilgisayarda bir şeylere baktıktan sonra yanıtlamıştı.

"Yedinci kat, onkoloji servisine alınmış."

Peter koşarak asansörleri es geçmiş, merdivenleri ikişer ikişer tırmanarak yedinci kata ulaşmıştı.

Hemşire olduğunu düşündüğü kadını durdurarak sormuştu.

"Buraya Liberty Koleji'nden Valerie Stark adında biri geldi mi?"

"Evet. On üç numaralı odaya aldılar."

Genç çocuk hemşirenin işaret ettiği koridora dönmüş, on üç numaralı odaya bakan pencereden içeriye göz atmıştı. İşte. Valerie oradaydı. Gözleri ağladığını belli edercesine şişti, dudakları morarmıştı. Yorgun gözleri pencereden kendisini izleyene takıldığında başını yanında oturan babasından kaldırarak kendisine öfkeyle bakmıştı.

Tony Stark geleni görmesi ile oturduğu yerden kalkmış, hemen ardından odadan çıkarak genç çocuğun yanında bitmişti. Peter, karşısındaki idolünün yıkılmış bir vaziyette olduğunu görebiliyordu. Saçları darmadağın idi, göz altları morarmıştı ve hüznü gözlerinden okunuyordu.

"Senin burada ne işin var, Parker?"

"Onun neyi var? N-Neden onkoloji servisinde? Neler oluyor, Bay Stark?"

Peter beynini kemiren tüm soruları dile getirirken panikten elleri titriyor, burun kemiği sızlıyordu. Valerie'nin burada olmasının tek bir sebebi olabilirdi ve buna ihtimal bile vermek istemiyordu.

Tony Stark gözünden gelen tek damla yaşı çabucak silerek burnunu çekmiş, kısa bir süreliğine uzaklara bakarak nasıl diyebileceğini düşündükten sonra dolan gözlere bakmıştı.

"Sana attırdığım mesajlardan sonra Valerie okulda nöbet geçirmiş. Onun...onun beyninde tümör varmış."

Peter hiçbir tepki vermedi. Veremedi. Artık göz yaşlarına direnmiyor, sadece pencerenin ardında gözlerinin içine bakan kıza bakarak sessizce ağlıyordu. Sesler, görüntüler, renkler. Hepsi birbirine karışmıştı adeta. Peter'ın görebildiği tek şey kızın yaşlı gözleri, beyninde yankılanan tek ses adamın söyledikleri idi.

"Onun beyninde tümör varmış."

Onun beyninde.

Valerie.

Kendisini olduğu gibi seven tek kız.

Hoşlandığı kız...

"Bay Stark. Kendimi pek iyi hissetmiyorum."

Genç çocuğun başı dönüyor, midesi bulanıyordu. Öyle ki adamın sesini bile zar zor işitiyordu.

"Sen iyi misin, evlat?"

Peter dizlerinin daha fazla kendisini taşıyamayacağını hissettiğinde bir çuval gibi adamın kolları arasına yığılmış, öylece sarılmış sessizce göz yaşı dökerken bilinci kapanmadan önce son kalan gücü ile mırıldanmıştı.

"Özür dilerim."

Accident✴Peter ParkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin