y i r m i

841 132 26
                                    

"Bu aptal hastaneden de, aptal ilaçlardan da bıktım."

Genç kız söylenerek ilerlerken başındaki bonesini düzeltmiş, yanında kendisi ile birlikte ilerleyen sevgilisinin elini sıkıca tutmuştu. Peter Benjamin Parker. O ana dek genç kızın başına gelebilecek olan en güzel şey. Bir insan bu kadar kusursuz olabilir mi diye düşünmeden edemiyordu.

Muayene odasına geldiklerinde içeriye geçerek sedyeye oturmuş, kel kafası floresan ışığın altında ayna gibi parlayan sevgilisine bakmıştı. Evet. Peter da tıpkı kendisi gibi saçlarını kazıtmıştı. Fakat Valerie ilaçlardan dolayı döküldüğü için kazıtırken, Peter ise sevgilisine destek olmak için kazıtmıştı.

"Günaydın, Valerie. Bugün nasılsın?"

"İyi olmaya çalışıyorum, Bayan Manroe."

Genç kadın boynuna astığı steteskop ile genç kızın kalbini ve ciğerlerini dinlemiş, son çektirdiği filmlere bakarken soru yöneltmişti.

"Şikayetin var mı?"

Valerie sevgilisine kısa bir bakış attıktan sonra başı ile onaylamış, gözlerini kaçırmıştı. Bunu ne Peter'a ne de babasına anlatmıştı.

"Son günlerde çok çabuk yorulur oldum. Favori yemeğim de olsa bir şey yemek istemiyorum. Sürekli başım dönüyor. Son kontrolden bu yana dört beş kez bayıldım."

Peter öfkeyle sevgilisine bakarken doktor anladığını belirten sesler çıkarmıştı.

"Baban ile konuşsam daha iyi olacak, Valerie."

İki genç onaylayarak dışarı çıktığında bu sefer içeriye Tony Stark girmişti.

"Benden bir şey gizlemeyeceğine söz vermiştin Valerie! Nasıl olur da anlatmazsın?"

Genç kız işaret parmağını dudaklarına bastırarak susmasını işaret etmiş, kulağını odanın kapısına dayayarak dinlemeye koyulmuştu.

"Bay Stark, bunu size nasıl söylerim bilemiyorum ama Valerie'nin durumu  hiç de iyiye gitmiyor. Tümör büyümüş ve neredeyse beyninin çeyreği kadar bir büyüklüğe gelmiş. Valerie'nin ameliyat olmak istemediğini biliyorum. Fakat olmazsa her şey için çok geç olabilir."

Bir süre sessizlikten sonra bu sefer Tony Stark konuşmuştu.

"Peki bu ameliyat. Başarılı ve başarısız olma yüzdeleri neler?"

Doktor derince bir iç çekmişti.

"Ameliyatı olmazsa ve tümör bu hızla büyümeye devam ederse, üzgünüm ki onu bir kaç aya kalmadan kaybedeceğiz. Ameliyatı olmaya razı olursa da çok riskli bir ameliyat olduğunu beyan etmeliyim. Hastayı kaybetme ya da felç kalması gibi komplikasyonları var."

Valerie daha fazla dinleyebileceğini sanmıyordu. Dolan gözlerini sevgilisinden kaçırarak koşar adımlar ile uzaklaşırken tek istediği hastaneden bir an önce çıkmaktı. Eğer orada biraz daha duracak olsa bayılacak gibi hissediyordu.

Bahçeye çıktığında başını geriye atarak derin nefesler almış, dökülen yaşlara hıçkırıkları da eşlik etmişti.

"Valerie? İyi misin?"

Yanına gelen sevgilisine bakmış, göz yaşlarını bir çırpıda silmişti.

"Ben yaşayan bir ölüden farksızım! Ameliyatı olsam da olmasam da öleceğim! Bu o kadar boktan ki!"

"Astrid."

Genç kız kendisine seslenen babasına dönerek kollarını beline dolamış, orada ağlamaya devam etmişti.

"Ölmek istemiyorum, baba! Ben yaşamak istiyorum! Sen Tony Stark'sın, dahisin! Bir şeyler yap. Yalvarırım babacığım! Kurtar beni!"

Tony Stark daha fazla dayanamayarak tıpkı kolları arasındaki kızı gibi hıçkırarak ağlamaya başlamıştı. Hayatındaki en değerli kadını zaten kaybetmişti ve bunun için her gün kahroluyor, tek dayanağı kendisine miras bıraktığı kızı oluyordu. Fakat o da ellerinden kayıp gidiyordu ve yapabileceği hiçbir şeyi yoktu.

"Ameliyatı ol, meleğim. Az da olsa kurtulma ihtimalin var. Biliyorsun."

Valerie önce gözleri yaşlı kendisine bakan sevgilisine, ardından babasına bakmıştı.

"Pekala. Olacağım. Daha fazla ne kaybedebilirim ki?"

Accident✴Peter ParkerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin