Merhaba sevgili okuyucularım.Bölümler geciktiği için üzgünüm ama yazmaya pek zamanım olmuyor.Bunun için sizden özür dilerim.Yeni bölüm gecikti yine ama bu durum bir süre daha devam edecek maalesef.Umarım bana kızmazsınız.Hepinizi çok seviyorum iyiki varsınız.Yorumlarınız ve oylarınız içinde ayrıca teşekkür ederim.
Keyifli okumalar :))
''...seni seviyorum.''
Bunları yüzüne karşı söyleyemeyeceğim için ona sarılıp anlatmak istedim.Konuşmam bittikten bir iki dakika sonra ne yaptığımın farkına vardım.Şimdi bunları tekrar etmemi istese hayatta yapamazdım.Bir saniyelik deli cesareti bazen insana istemediği şeyler yaptırabiliyordu.Ne cevap vereceğini deli gibi merak ederken sırtımı tutan kolları ve omzuma koyduğu kafası bir anda düştü.Onu düşerken yakaladım ve tekrar kucağıma aldım.Alkolün etkisiyle kendinden geçmiş olmalıydı.
Beni duymuş muydu? Yoksa bütün bu söylediklerim boşuna mıydı? Kalbim bir yandan duymuş olmasını isterken aklım ise duymamış olmasını diliyordu.Aklım ve kalbim arasında kalmıştım.En iyisi her şeyi zamana bırakmak diye düşünerek onu apartmana doğru taşıdım.
Çantasının içinden bulduğum anahtarla kapıyı açtım ve aynı zamanda zilden oturduğu kata baktım. Evin önüne geldiğimde kapıyı açıp içeri girdim.Işıkları yakıp onu odasına taşıdım.Yatağına yatırdıktan sonra çizmelerini çıkardım ve yorganı üzerine örttüm.
Evi gezip incelemeye başladım.Evi oldukça küçüktü ama tatlıydı.Aslında pek fazla eşya yoktu.Mutfak salonla birdi ve mini bir buzdolabı yanında ufak bir koltuk ve küçük bir kilim vardı.Ev kutu gibiydi.Odasında ise yatağı, komidini ve ufak bir gardrobu vardı.Yalnız yaşadığı ap açık ortadaydı.Ama neden bu kadar sefil haldeydi? Ailesi nerdeydi? Evin bu halini görünce ona acıdığımı farkettim.Kimbilir ne kadar zor bir hayat geçirmiştir.
Çalışmaya başladığından beri sürekli evin kirasını ödemesi gerektiğini söylüyor ve avans istiyordu. Bu halini görünce cezasından vazgeçmeyi düşündüm.Yarın çalışmaya başlayalı tam bir hafta olacaktı.Zamanın ne kadar çabuk geçtiğini bile anlayamamıştım.Ben bu kadar çabuk aşık olan bir adam değildim ve hiç böyle aşık olmamıştım.Hayatımda çok kız oldu ama hiçbirine aşık değildim.Eğlenmek için çıkıyor ve zamanı geldiğinde bırakıyordum.Ama Azra'da beni çeken farklı şeyler vardı.Kusursuz fiziği, teni, masmavi gözleri dışında daha farklı bir şeylerdi.Böyle bir vücuda sahip olmasada onu sevebilirdim gibi geliyordu.Ona sahip olmak istiyordum.
Evi incelemeyi bıraktıktan sonra kapıyı çekip çıktım.Burda daha fazla kalmak istemiyordum.Ona acımak istemiyordum.
AZRA
Gözlerimi araladığımda karşımda duran yeşil gözlerle irkildim.Gözlerimi tekrar açıp kapadım ve Atlas karşımdaydı.Bana sinirli bir o kadarda endişeli gözlerle bakıyordu.
"Ne yaptın kendine?" diye söylenmeye başladığında sarhoş olduğumu hatırladım. Yatağımın kenarına oturdu ve "Güzel dans ediyorsun ama içmesini bilmiyorsun." dedi.Bunları söylerken gayet ciddi olduğunu farkettim.
"Olanların hepsini gördün mü? diye sordum şaşkınlığımı gizleyemeyerek.
"Ben her yerdeyim." dedi ve o harika gülümseyişini gözler önüne serdi.Gözlerim yavaşça kapanırken tek hatırladığım parlayan gözleriydi.
...
Başıma giren ağrıyla gözlerimi hafifçe araladım ve etrafıma bakındım.Saate baktığımda kalkmam gerektiğine karar verdim ve başımı tutarak kalktım.Yüzümü yıkayıp aynada kendime baktığımda ne kadar kötü göründüğümü düşünüyordum.Akan rimelim, dağılan saçlarım ve şişmiş göz altlarımla tam bir cadı gibi görünüyordum.Beni bu halde kimse görmemeliydi.Hemen duşa girmeye karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSİN SEN?
Teen Fiction16 yaşında anne ve babasını kaybetmiş bir kız. Şimdi 19 yaşında ve yapayalnız. Çalışıp kendi ayakları üzerinde durmalı. Peki ya geçmiş? Onu geçmişe bağlayan tek şey anıları peki ya onlarda yalansa? Kime güvenebilir? Kim güvenilir?