21. Bölüm : Güven

4.3K 205 59
                                    

23.55

Boğuk boğuk sesler, etrafında telaşlı hemşireler, gözüne vuran loş ışık. Ciğerlerine kadar soldu havayı ve hızla doğruldu, hemşireler durup Sinan'a baktı.

Hemşire : Sinan.. Sinan bey, iyi misiniz ?!

Sinan dediklerini anlamıyordu kadının, elini kulağının götürüp anlamadığını işaret etti, içeri korkuyla Ece girdi.

Ece : Sinan!! Sinan!!

Sinan Ece'nin iyi olduğunu gördüğüne mi sevinsin yoksa öğrendiği bilgiyi ona söyleyemeyeceği için mi üzülsün ?

Sinan : E..Ece. 

Ece koşarak Sinan'a sarıldı, hemşireler hemen çektiler Eceyi.

Ece : Ne yapıyorsunuz ?!

Hemşire : Göğüsüne baskı yapıyorsunuz, lütfen bırakın da işimizi yapalım. 

Ece : Ta..tamam. 

                                                                                                           ***

Yağız Hazan'ın bacaklarını koymuştu başını, uzanıyordu sevdiceğinin kollarında. 

Hazan : Anlatmak ister misin ?

Yağız : 15 yaşındayım.. liseye geçmiştim. Çok heyecanlıydım, yok yani böyle heyecan. Sınıflara geçmemizi söylemişlerdi.. Geçtim, en arkaya oturdum, birkaç dakika sonra hoca geldi. İşte tanışıyorduk, sonra birden kapı açıldı ve bir kız girdi, gördüğümüz kız işte. O kadar güzeldi ki adeta cennetten düşmüş bir melekti. Herkesin yanı doluydu, hoca kızı benim yanıma geçirdi, yanıma oturduğunda kalbim o kadar hızlı atmıştı ki, o kıza ilk görüşte vurulmuştum. Bu arada sana yalan söylemek zorunda kaldım, hiç kimseye aşık olmadım demiştim, yalandı, çünkü onu unutmak istiyordum. Adı Mira, İzmirliymiş. Antalya'ya tanışmışlar, sonra aynı okuldayız işte. Biz bu Mira ile 11. sınıfta sevgili olduk, tüm okul bizi konuşuyordu, çok aşıktık birbirimize. Sonra..sonra. İşte sonra o gitmek zorunda kaldı, babalarımız bizim birlikte olmamızı istemiyorlardı, Miranın da aile içi sorunları vardı, intihar etmeye kalktı, durdurdum, o günden sonra onu kaybetme korkusu yaşadım, öldüm neredeyse, delirdim o gidince. Bir süre alışamadan onsuzluğa, sonra üniversiteyi kazandım okudum, öğretmen oldum, şimdi senin yanındayım ve onu hatırlamayacağım, yok sayacağım emin olabilirsin, meleğim.

Hazan gözyaşlarını sildi, derin bir nefes alıp verdi. Yağız'ın saçlarını okşamaya başladı.

                                                                                                      ***

Hilmi Cem, yatağında bir oraya bir buraya dönüyordu, uyuyamıyordu. Oflayıp doğruldu, yastığının altından cinsel içerikli dergisini çıkarıp sayfaları gezdi, canı sıkkındı. Dergiyi yeniden yastığının altına koyup eski okulunu düşündü.

/Flashback/

Hilmi sınıfa girer girmez tüm parmaklar onu gösterip yüzüne karşı ağızlarını açmışlar kahkaha atıyordu çocuklar.

Yakup : İbne!! 

Mert : Bana da yavşayacak mısın ?

Sezen : Uzak dur bizden diyeceğim ama sen bizden hoşlanmıyorsun ki, ezik!

Metehan : Senin şeyin var mı ki ?

Herkes gülüyordu, Hilmi Cem sırasına geçecekti, ağlıyordu, birkaç çocuk önünü kesip ona vurmaya başladılar. Hepsinin ağzında tek bir kelime vardı 'ibne'. 

Koleje Hoş GeldinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin