12. Bölüm : Kül Kedisi

5.6K 245 106
                                    

Sinan'ın arabasından indiğim gibi gözlerim kocaman yalıyı buldu, o kadar güzel işlenmiş ki hayalimdeki yalılardan biri olabilirdi. Sadece yol üzerinde olması sıkıntılı idi. Sinan siyah çerçeveli gözlüklerini çıkarıp göz kırptı ve yanıma gelip elini omzuma attı, buna izin veremezdim. Omzumdaki eli itip bahçeye doğru yürüdüm. Sinan'da arkamdan geliyordu, kendisi koşarak koltuğuna yerleşti ve ayakkabılarını çıkarıp çoraplarını soydu, bana uzatarak salladı, elimi burnumun oraya götürüp iki yana salladım, yüzümü ekşittim, Sinan hemen ayağına bakıp bana geri baktı.

Sinan : Bir kere benim ayaklarım kokmaz! Hadi.. kül kedisi, göster marifetini..

Ayaklarımı yere vura vura yalının içerisine girdim, hizmetlilerden bir kova bir de bez istedim. Bana getirdiklerinde lavaboya girip kaynar suyu açtım, doldurdum, beklerden sağ ayağımın üzerinde zıplıyordum. En sonunda dolduğunda alıp Sinan'ın yanına geri döndüm. Dergi okuyormuş gibi yapıyordu, dergi de dergi olsa, kadınların vücutlarına hayran hayran bakıyordu, sinirlenmedim desem yalan olur. Kovayı sertçe yere bıraktığımda sıçradı, dergiyi kenara bırakıp gülmeye başladı.

Sinan : Hadi kül kedisi.. 

Ayaklarına doğru eğilip kovayı onun hizasına yerleştirdim ve ayaklarını hızla tutup kovaya soktum, kaynar suyun şiddetinden bağırmaya başladı, ayaklarını hızla çekip üflemeye çalıştı, kaşları çatık idi, ben ise kahkahaya boğulmuştum.

Ece : Üfle.. üfle.. belki geçer (!)

Sinan sinirden titriyor gibiydi, yerine geri oturup bacak bacak üstüne attı aynı bir kadın gibi.

Sinan : Git şimdi bana kahve yap!

Ece : Emrin olur, Sinan Hanım...

Sinan gözlerini sinirle bana dikmişti, ona el sallayıp içeri koştum. Mutfağa girip kahveyi istedim, verdiklerinde teşekkür edip yapmaya başladım.

Yanına gidip kahveyi uzattığımda güldü.

Sinan : Bu köpüksüz olmuş, git bir daha yap.!

Dalga mı geçiyordu bu? Sinirle mutfağa geri döndüm ve bir tane daha yaptım, yeniden yanına gittiğimde yine güldü.

Sinan : Sanırım taşmış, git bardağı değiştir, sevmem böyle şeyleri, kül kedisi..

Kül Kedisi.. öyle ha.. göstereceğim ben sana kül kedisini.. 

Gidip bir tane daha yaptım götürdüm, içti. 

Sinan : Ayh.. Bu sefer de acı olmuş, Ece sen marifetsiz bir kül kedisi imişsin, seni alana Allah kolaylık versin..!! 

-Açıklama, yalının havuzu olduğunu düşünün.. (keşke de olsaydı.)-

Daha fazla yapamazdım, artık sinirden ellerim titrer olmuştu, Sinan fazla ileri gitmişti, bir şey düşünmem, bir şey yapmam gerekirdi. 

Gözlerim havuzu bulunca istemsizce gülmeye başladım, Sinan'ın bana baktığını fark ettiğimde ciddileştim. 

Ece : Sinan.. başka bir şey iste.. hatta şu sandalyeden p*p*nu kaldır da, daha eğlenceli şeyler yapalım..

Sinan yanaklarını ovuşturdu, yerinden kalktı yanıma geldi, benden bir tık uzun olduğu için kafamı kaldırıp bakıyordum ona, bu nedenle hep gözlerimiz birbirinde oluyordu.

Sinan : Ne yapmak istiyorsun, kül kedisi ?

Ece : Gel.. gel.. göstereceğim..

Sinan'ın elinden tutup çekiştirmeye başladım, aptal aptal sırıtıyordu peşimden gelirken, en sonunda havuzun orada onu hızla havuzun kenarına atıp ittirdim, hiçbir şeyden habersiz ayaklar havada havuza düştü, düşüşü o kadar komikti ki gülmeden edemedim. Sinan suyun altından çıktıktan sonra saçlarını savurdu ve sinirle bana baktı.

Koleje Hoş GeldinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin