-1 hafta sonra-
Ölüm daima gözünün önünde olsun, o zaman asla adi endişelere düşmezsin ve hiçbir şeyi fazla hırsla arzu etmezsin. Epictetos
1 hafta geçmişti aradan, Ece ve Sinan o gün birlikte olduktan sonra birbirlerinden kaçar oldular. Göz göze gelmemek için ellerinden geleni yapıyorlardı ta ki o gün gelene dek. Bugün Sinan ameliyat olacaktı. Ece çok heyecanlıydı, aynı şekilde Sinan'da. Sedyeyle getirilmiş Sinan, Ece onu böyle görünce gözünden yaşlar dökülmesin diye zor tutuyordu kendini. Ece Sinan'a gülümseyip el salladı, Sinan'da gözyaşlarını tutamayıp gülümsedi, ameliyathaneye alındı. Ece, Yağız, Hazan kapının önünde bekliyorlardı, onlardan başka kimse Sinan'ın hasta olduğunu bilmiyordu.
Hazan : Bir şey olmaz değil mi?
Hazan'ın sorusu, Ece'nin içine kuşku düşürse de Sinan'ın dedikleri gelir aklına.
Ece : Bana hep derdi Sinan '' Merak etme, bana bir şey olmaz'' diye. O yüzünden moralleri yüksek tutalım.
Yağız : Eğer Sinan göründüğü gibi sağlam biriyse, o ameliyattan çok rahat çıkar.
Biraz geçtikten sonra Hazım, Hilmi Cem ,Maraz ve Selin geldi yanlarına.
Hazım : Neler oluyor burada ?!
Ece : Ben açıklayayım hemen.. Oğlunuz ameliyat oluyor.
Selin : NE?!
Hazım : Nasıl?.. bundan benim niye haberim yok?! Niye hastaneden öğreniyorum ?
Ece : Çünkü bir kere bile oğlunuzla ilgilenseydiniz, neler olduğunu öğrenirdiniz..
Hilmi : Abime bir şey olmayacak değil mi?
Yağız : Olmayacak ufaklık.
Hazım Yağız'ı görünce daha da sinirlenmişti, onun yaşaması Hazım'ın başına patlamıştı.
Maraz : İyi misiniz peki siz ? Yağız senin neyin var?
Ece bir adım Maraza yaklaştı.
Ece : Hiçbir şeyden haberin yok değil mi? Ağabeyim az kalsın ölüyordu! Ve sen benim kardeşim olarak yanımda değildin.
Maraz şok olmuştu..
Maraz : Ben gerçekten bil-
Ece : Önemli değil senin için çünkü dimi? Sonuçta seninle kan bağı yok.
Maraz : Ece!
Yağız : Ece ileri gitme, boş ver.
Ece : Hazan sen buradan beni haberdar edeceksin her saniyesini, çünkü Maraz ile benim Karan Dolunay'ın yanına gitmem gerekecek.
Yağız : Ne?!
Hazan : Ta..tamam.
Yağız : Ece hayır!
Ece : Geleceğim, abi.
Ece Marazın koluna girdi ve hastaneden çıktı, birlikte Karanın yanına gittiler.
***
Maraz : Emin misin ?
Dedi, Ece başını salladı ve eve girdiler. Salona doğru yürüdüler, Ece'nin içinde bir his vardı ama ne olduğunu çözememişti, gerçek babasına adım adım yaklaşıyordu ve.. gelmişti. Karanın arkası dönüktü, viskisini dolduruyordu. Maraz öksürür gibi yaptı, Karan onlara doğru döndüğünde donakaldı, uzun zamandan sonra kızını görüyordu.
Karan : Ece..
***
Yağız Hazan'ın yardımıyla koltuğa oturdu.
Hazım : Sizin ne işiniz var burada?!!
Hazan : Hazım amca Sinan için buradayız..
Selin : Baba sakin..
Hazım : GİDİN!
Yağız : Hazım bey, biz sizin adamınız değiliz, emir vererek konuşamazsınız. Ben Sinan'ın hocası, Hazan'da dostu, o istedi bizi, sizin kovma yetkiniz yok.
Hazım sinirle duvarı yumrukladı. Hilmi Cem ürkerek Yağız'ın yanına oturdu. Yağız Hilmi'nin başını okşayıp gülümsedi.
***
Ece : ALLAH BELANI VERSİN!
Ece babasının göğüsüne vururken beddua etmeyi eksik etmiyordu, Marazın gözleri dolmuştu uzaktan seyrediyordu onları.
Karan : Ece.. kızım lütfen..dur..yapma..
Ece : SENİN YÜZÜNDEN ANNEM VE BABAM ÖLDÜ! BUNDAN EMİNİM VE ŞİMDİ DE ABİMİ, YAĞIZ'I ÖLDÜRMEK İSTEDİN ÇÜNKÜ O AİLE İLE BAĞLANTIM KALMASIN İSTEDİN, ÇÜNKÜ BENİM ZAYIF NOKTAM YAĞIZ İDİ, SEN BUNDAN YARARLANDIN! SEN BENİM BABAM DEĞİLSİN!!
Karan : Ben öldürtmeye çalışmadım, Ece.. yemin ederim..!
Ece : SANA İNANMIYORUM!
Karan Ece'nin kollarından tutup gözlerinin içine bakmasını sağladı.
Karan : Neden böyle düşünüyorsun kızım ? Ben seni üzecek bir şey yapar mıyım ?
Ece : Bana kızım deme çünkü değilim!
Ece kollarını kurtarıp bir adım geri gitti, Karan alnını ovuşturdu.
Karan : Tamam tamam, itiraf ediyorum.. Ben yaptırdım, çünkü dediğin gibi o aile ile senin bir bağlantın kalsın istemedim, benim ol istedim, evine gelmeni istedim, gerçek Dolunay ol istedim.
Ece : Senden nefret ediyorum! Seni hiçbir zaman sevmeyeceğim Karan Dolunay! HİÇ-BİR-ZAMAN!
Maraz aralarına dahil oldu.
Maraz : Ece.. lütfen sakin ol.
Ece : Yoksa sen de mi onunla iş birliği içersindeydin ?
Maraz kollarını iki yana salladı.
Maraz : Hayır asla! Ben senin yanındayım.. Sadece sonradan pişman olacağın sözler söyleme.
Karan Eceye dokunmaya çalıştı, geri çekti kendini Ece.
Karan : Kız..Ece. Lütfen beni affet, gel evine, sen Dolunay kızısın.
Ece : BEN ECE ÇAMKIRANIM, ANNEM FAZİLET.. BABA..BABAM EMİN ÇAMKIRAN AĞABEYİM İSE YAĞIZ, BEN ÇAMKIRANIM, ANNEM FAZİLET..
Ece sürekli aynı şeyleri tekrarlamaya başlayınca Karan şiddetli bir tokat attı yüzüne Ece'nin. Yere yıkılmıştı Ece, Karan kahrolarak yere çöktü ve onu kendine çekip sarıldı. Ece ne kadar vursa da ne kadar itse de sımsıkı sarıldı. Maraz ise gözyaşı akıtarak onları izliyordu.
***
Hazan : Yağız.. iyisin dimi aşkım ?
Yağız : İyiyim meleğim.. Sinan da çıksın daha iyi olacağım.
Hazan : Çıkacak..
Hilmi Cem : Benim abim güçlüdür, çıkacak eminim ki.
Yağız Hilmiyi kendine çekip sarıldı, Hazan Yağız'ın yanında bir çocuk görünce mutlu olmuştu. İleride böyle çekirdek bir aile istiyordu; o, Yağız ve bir de çocuk..
***
DIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII
Yaşam sözcüğü ne kadar sıcak ve güzeldir. Nefes aldığınız sürece umut vardır. Güneşin doğuşunu görme, günlük hayatın tatlı koşuşturması ve hayatın içinde olduğunu hissettiren her şey güzeldir. Zaman zaman sıkılsak da üzülsek de güzeldir yaşamak. Peki ya ölüm ? Ölüm de aslında yaşamak değil midir ? Ölümden sonra da yaşam yok mudur ? Sadece dünya da mı vardır yaşamak ? Öldüğümüz zaman mı mutlu olur yaşarız, yaşadığımız zaman mı? Hangisinde daha çok acı çekeriz ?
Peki Sinan hayata tutunacak mı yoksa onu bekleyen annesine mi gidecek ?
-Kankalar sizleri seviyorum, yorumları eksik tutmayın!-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koleje Hoş Geldin
FanficEce, ailesinin baskısı ile İstanbul'a gönderilir, yeni bir hayata başlamak Eceye göre değildir. Memleketinden kopması, ailesinden ayrılması onu üzüyordur ama mecburdur. Babasının düşmanlarından uzak bir şehirde yaşayacaktı artık Ece ve gittiği kolej...