Galiba ölüyorum...
"Gözyaşları ile temizlenen yüzden daha iyi temizlenen yüz olamaz.."IYİ OKUMALAR..
Saçlarımı kapşonlunun içine koyup, deri ceketimi giydim ve siyah atkimi taktım. Tamam olmuştum. Içeriye geçtim. Koltuğa oturdum.
"Nereye?"
"Hı?"
"Yine nereye gidiyorsun diyorum."
"Dışarı , dolaşmak falan yani öyle ."
"Anladım anlayacağımı. "
"Evde beş kuruş para yok çalışan da doğru düzgün yok 2 öğrenci var. Beni de biliyorsun." dedim Ahmet abiye dönüp.
"Anlıyorum ama.."
"Aması olmasın abi. Çok konuştuk artık aynı konuları konuşacak gücüm kalmadı."
"Iyi..Sen bilirsin "
"Ben gideyim."
"Kendine dikkat et bişey olursa hemen beni ara."dedi.
Olumlu anlamda başımı sallayıp yanına gittim ve ona sarıldım o da bana sarıldı. Kollarımızı birbirinden ayırdık. Ve ben odadan çıktım.
Dış kapıyı açıp evden çıktım rüzgar esintisiyle başımı yukarı kaldırıp rüzgarı bedenimde daha çok hissettim. Kapşonluyu kafama takıp ellerimi cebime koydum ve hızlı hızlı mahalleden çıkmak için ilerledim.
.............................................
Kalabalığın içinde bana arkasını dönük takım elbiseli adamı farkettiğimde zamanı beynimin içinde durdurdum. Hareketlerimi bir kaplumbağa gibi yavaşlatırken zihnim bir tilki gibi planlar kuruyordu.
Aramızda yaklaşık 30 santim mesafe kalınca hızlıca ona yaklaştım ve çarpar gibi yapıp cüzdanını aldım ve cebime koydum kafamı eyip hızlı hızlı yürüdüm "pardon çok özür dilerim. " dedim aynı zamanda.
Kendiside aynısını dedi.Biraz uzaklaştığımda birisi "dur"dedi
ya duracaktım ya kaçacaktım
ya duracaktım ya kaçacaktım
ya duracaktım ya kaçacaktım
Ya... koşmaya başladım.Adım sesleri duyduğumda adamın arkamdan geldiğini anladım. "Hey dur dedim sana "dedi.
Ama durmadım.
Koşmaya devam ettim.
Iki yol ayrımı önüme çıktı.
Ya sağ tarafa gidecektim.
Ya sol tarafa gidecektim.
Sol tarafa gitmeyi seçtim. Kısa yoldu tekrardan sola gittim ve durdum hızlıca kapşonumu ve atkimi çıkardım. Saçımı saldım, cüzdanı cebimden çıkartıp belime koydum. Deri ceketimi de çıkartıp elime aldım.
Birisi "bakar mısınız?" Dedi.
O an kalbim yerinden çıkacak gibi hissettim. Kaçmayı düşündüm ama sonra kılığımı degistirdigim aklıma geldi ve adamın sesine döndüm. Takım elbiseli biri değildi ya bu başka birisiydi ya da cüzdanını aldığım adamın koruması falandı.
"Buyrun"dedim soğukkanlı olmaya çalışarak.
"Az önce buradan koşarak geçen birisini gördünüz mü?"
"Nasıl biri"
"Kapşonlu deri ceketli ve şapkası olan biri ama tam olarak emin değilim ve galiba erkekti."
"Hımm bir düşüneyim"
Adam hızlı hızlı nefes alıp veriyordu.
"Aaa evet evet geçti. Böyle birisinden kaçıyor gibiydi. "
"Ne tarafa gitti."
"Erkek olduğuna emin misiniz?"
"Bilmem saçı yoktu."
Kahkahalarla gülesım geldi ama içime sakladım daha sonraya.
"Sağ tarafa gitti galiba ben de emin değilim saçı yoktu."dedim.
"Hımm tamam sağolun."dedi ve koşmaya devam etti.
Ya adam fazla maldı ya da ben fazla zekiydim.
Hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam ettim. Belki de hiçbir şey olmamıştı.
.............................................
"Hava uyuyacak mısın artık?"
"Bilmem sen?"
"EVET"
"Işığı kapatayım mı?"
"Bence kapatma uyurken parti vereceğim karanlık ortam olmasın."
"Iyy hemen kapatıyorum."
Işığı kapatıp odadan çıktı. Hemen yataktan kalkıp ışığı açtım. Eve geldiğimden beri bana iş yaptırıyordu Hava. Bende bir türlü cuzdana bakamadim. Hemen ceketimin cebinden cüzdanı çıkardım.
Yatağa oturup cüzdanın içine baktım. Güzel para vardı. Ama ilk defa bir cüzdanda gördüğüm flaşbelleği gördüm. Flaşbelleği alıp inceledim acaba içinde ne vardı ve neden cüzdanda duruyordu. Cebime koydum flaşbelleği . Parayı da aldım.
Ve küçük bir kız fotoğrafı buldum fotoğrafı inceledim bu fotoğraftaki kızı birisine benzetiyordum ama kim olduğunu tahmin edemiyorum. Fotoğrafı da yanıma aldım. Başka bişey olmadığına kanaat getirdiğimde cüzdanı kapattım.
Odanın içindeki balkona çıktım. Balkondaki terlikleri giyip balkondan aşağıya atlamak için mermerin üzerine oturdum ve atladım.
Merak etmeyin bişey olmadı tek katlı bir evde oturuyoruz ve balkon ve yerin arasında azıcık mesafe var. Ama atladığımda yine de ayağımda bir ağrı hissettim. Mesafe galiba boyumdan uzundu. Toprak olan bir yere geldim . Bir dakika galiba ayağımı burktum atlarken. Kalbim çıt.
Cebimdeki cüzdanı çıkardım ve çakmağıda çıkardım. Çakmağı yakıp cuzdanın ucuna deydirdim. Ve cüzdan yanmaya başladı. Yere atıp yanmasını seyrettim.Kül olduğunu anlayınca oradan uzaklaştım.
Şimdi asıl problem geldi. Ayağımı burktum ve acıyor bu benim için pek dert olmasa da balkondan geri yukarı çıkmam gerek. Pantolonumun ceplerine baktım. Yoktu. Arka cebime baktım. Yoktu. Hırkamın cebine baktım ve buldum. Anahtar.
Ön kapıdan sinsice içeri girmem gerekiyor. Elime taş alıp kendi camıma attım. Küçük bir taş olduğu için tabii kırılmadı. Bir kere daha attım. Ve hemen ön kapıya koştum. Bizimkiler odama geçerken ben ise anahtarla kapıyı açıp yavaşça içeriye girdim kapıyı da arkamdan kapattım ve içeriye geçip oturdum. Odada kimse yoktu.
Kapı açılınca içeriye Ahmet abi girdi. Beni görünce şaşırdı.
"Sen hangi ara içeriye girdin."dedi.
"Bir ara"dedim.
"Bana edebiyat yapma ne zaman girdin."
"Az önce "
"Neyse. Erdem aradı seni çağırıyormuş."
"Neden?"
"Sevgilisiyle buluşacakmış senin de gelmeni istedi."
"Ne alaka ya"
"Git işte Erdem saf çocuktur sen yanında olursan bir şeyler yaparsın. "
"Iyi madem."
Koltuktan kalktım. Hazirlandim. Evden çıktım.
BÖLÜM SONU...
Bir bölümün daha sonuna geldik.
Sevgilerle...
EMMA
![](https://img.wattpad.com/cover/148713123-288-k822853.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK KALPLER #wattys2019
Teen Fiction[eski adı kelepçe] Küçük bir kızım ben veya kızdım başıma en fazla ne gelebilir ki yere düşerim dizim kanar, okula geç kalırım, ödevimi unuturum. İşte bunlar size normal gelebilir ama en olmadık şey benim başıma geldi. Ve tam 2 sene boyunca acı çek...