Delirmiyorsam geçmişim yüzünden....
IYI OKUMALAR...
Asmira'nın anlatımından
Sofrada çatal bıçak sesinden başka ses yoktu. Her ortamda rahat olan ben ne dense bu ortamda çekinmiştim. Ya da garip gelmişti. Çünkü burada aile sıcaklığı vardı. Samimeyet vardı. Bu ortam bana hem yakın hem bir o kadar da uzaktı. Ailen varsa yanında mutluydun. Seni koruyacak kolluyacak derdine derman olacak. Ama işte aile varsa.
Baş köşede Çisem'in babası Ali amca oturuyordu. Ali amcanın sol tarafında Çisem'in annesi Sevim teyze yanında ise Aral. Ali amcanın sağ tarafında Çisem Derin ve ben de Çisem Derin'in yanında oturuyordum.
Başımı kaldırıp Çiğseme baktım. Üzerimde olan bakışlarını bana nispet yaparcasına çekti. Ah tabi ya bana trip atıyordu. Abisiyle tanıştığımı ona söylemedim diye değil. Avukata ihtiyacım olduğunu söylemediğim için.
Ben nereden bilebilirdim ki abisinin avukat olduğunu? Ve ben maddi durumlarının bu kadar iyi olduğunu da bilmiyordum. Ben de nasıl bir dostum yahu hiçbir şey bilmiyorum. Başımı eğmiş önümdeki yemekleri yavaş yavaş yiyiyordum.
Başımın ağrısı çok büyüktü. Yağmurla baş başa kaldıktan sonra bir de kendimi ısıtmadan buraya gelmiştim. Bu benim başımın ağrısını artırmıştı. Eğer hasta olup sürekli hapşurup öksüreceksem şu an asla sırası değil. Toplum içinde öksürmekten ve hapşurmaktan nefret ederim.
Çisem Derin ile beni almaya gelen kişi abisiymiş. Beraber alacaklarını biliyordum. Ama abisinin Aral Demir yani benim avukatım çıkmasına çok şaşırdım. Ve artık Aral'ı hayatımdan çıkarmam çok daha zor olacak. Çisem Derin'e benim avukatım olduğumu nasıl tanıştığımızı özet geçmişti. Çisderim de bana trip atıyordu. Bana "biz arkadaşız iyi günde değil, hem iyi günde hem kötü günde. Eğer ağlayacaksak beraber ağlamalı güleceksekte beraber gülmeyiz."demişti. Ve doğru da demişti. Ondan bir şey saklamak evet canımı sıkıyordu. Ama böyle şeyler pekte kolay anlatılmazdı. Bir gün mutlaka öğreneceksin.
'Özür dilerim arkadaşım. Lütfen beni anlayışla karşıla.'"Asmira."
İsmimi Çisem ve Aral'ın annesinden yani Sevim teyzeden duyunca ona döndüm. Başlıyorduk. Sevim teyze ve Ali amca ile ilk defa tanışıyordum ve isimleri seslenmek yerine ya da 'bey hanım' demek yerine 'teyze amca' demeye karar verdim.
"Efendim."dedim elimdeki çatal ve bıçağı bırakarak. Sevim teyzeye döndüm.
"Bize biraz kendinden bahsetsene kızım. Hayatın nasıl gidiyor?" diye soru sordu sıcak ve içten bir gülümseme ile.
Ben onun kadar içten olamasam da gülümsemesine karşılık verdim. Içimden gitmiyor demek istesem de demedim. Masadaki herkesin gözü bendeydi. Sadece Aral yemeğini yemeye devam ediyordu.
" Şu anlık bir pürüz yok hayatım da umarım da böyle devam eder."
"Inşallah Asmiracığım. Annen baban nasıllar?"
Işte geldik o soruya. Ahh annemi çok severdim. Babam olmadığı zamanlar çok eğlenirdik. Unutmak istemediğim tek anılardı. Beraber paramızın yettiği kadar alışveriş yapar, birbirimizin saçlarını örer, birbirimize masallar okurduk ve her zaman yaptığımız babamın alkol almadan kızgın bir şekilde eve gelmemesi için dua etmekti. Yine de gelirdi, bağırırdı, sonra da annemin dokunmaya kıyamadıgım yüzüne sertçe vururdu, vururdu...
Gözlerimin dolduğunu hissedince hemen başımı eydim. Kendimi toparlamaya çalıştım. Ve toparladımda.
Aral "babası.."dedi ama ben hemen yavaşça masanın altından ayağına vurdum. Bana döndü 'ne var'anlamında kafasını yavaşça salladı. Omuz silktim. Ve Sevim teyzeye döndüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRIK KALPLER #wattys2019
Roman pour Adolescents[eski adı kelepçe] Küçük bir kızım ben veya kızdım başıma en fazla ne gelebilir ki yere düşerim dizim kanar, okula geç kalırım, ödevimi unuturum. İşte bunlar size normal gelebilir ama en olmadık şey benim başıma geldi. Ve tam 2 sene boyunca acı çek...