İlle De Gıcık

6. bölüm

"bu ne gürültü lan bir pazarımız var onda da uyuyamıyoruz ki" dedim. sabah sabah evde kavga vardı ya da dışarda ne bilem ben  ama her neyse uykumum içine sıçmıştı buna emindim yani.
Hiç istemeyerek yerimden kalktım ve salona geçtim.

"Sevim benim ne suçum var. İş bu. zaten 1 hafta sonra geri dönücem niye bu kadar büyütüyorsun hayatım" dedi babam anneme. Yavru köpek bakışlarıyla.
Aaa babam mı gelmişti? Sus kumsal sus

"Anne ne oluyor ya bu gürültü de ne ?" Dedim ve gözümü ovuşturdum.
"Kızım baban guya iş seyaheti için taa Amerikalara gidecekmiş" dedi annem sinirle elini kolunu oynatarak.

Ohooo ben daha evden çıkamıyorum babam Amerikaya gidiyor. Olucak iş mi yani dimi?

"Amerikalara mı kaç tane amerika var ki ?" Dediğimde kafama terliği yemiştim.
"Geç kız içeri zaten sinirliyim" dedi. bende itiraz etmeden mutfağa geçtim ve kendime kahve alıp odama geri döndüm.

Aman bana ne yani babam seyahet için o kadar yerlere gidiyordu Amerika niye sorun oluyordu ki?

Ahh bu kadın milletini asla anlayamayacağım.
Evet haklısınız sonuç olarak ben de bir kadınım ama ben kendimi de anlamıyorum ki.

Kahve mi bitirdikten sonra üzerimi değiştirdim her zaman ki gibi kot şort ve her hangi bir tişört alarak çabucak giyindim ve dışarı çıktım.

Fark ettim de ben Ufuk'un nasıl göründüğü hakkında bir şey anlatmamışım neyse bakın şimdi.

Ufukun açık siyah ve düz saçları var saçlarını hep yukarı doğru kaldırır.yakışmıyor değil hani. Her neyse. Uzun boylu 20lilerle aynı boyda nerdeyse. Beni benden alan mavi gözleri var. sonra çok karizma biri yani.
Kızlarla pek konuşmaz. Böyle yani. ha hafifte kaslı. Geçen gün beni tutmuştu ya hani baya rahattım.
Öhöm her neyse.

Mert koyu siyah saçlı ve gözlerinin rengi de siyah.

Olcaysa kumral saçlı kahverengi gözlü ve gamzesi olan tatlış bir tip.

Ufuk'u düşünürken Başağın evine çoktan varmıştım. Bu gün Başaklarda olucaktım. Tabi Öykü de orda olucaktı her pazar böyle yapıyoruz geçen pazar kızlar bizdeydi.

Kapıyı Başak açtı. ve anında "sana bir süprizim var" dedi
"Bende iyim başak saol. Ne süprizi ?" Diye sordum içeri geçerek.
"Ne olucağını söylesem neden süpriz diyeyim gerizekalım benim" dedi göz devirerek. Şunun havalarına bak hele.

Öykü de gelmişti film ve mısırlar çoktan hazırlanmıştı.

hemen kendime bir fincan aldım kendime kahve almak için mutfağa girecekken arkadan bir ses duydum.

"Başak ben çıktım. sizde ayrılmayın bir yere."

bu ses popişim titredi birden noluyor lan kalbim olmalı deyilmiydi ya ayh yine oldu.
yok ya telefonum titreşimdeymiş.

Arkamı döndüğümde maviş gıcıkla karşılaştım.

"bu sakara da dikkat edin" dedi ve simsiyah tişörtünün altına simsyah kot pantalon onun da altına yine siyah spor ayakkabısını giyerek evden çıktı. Lan giyinme böyle simsiyah çocuk üzerine atlayasım geliyor.

bir dakika ne dedi o bana? sakar mı? elimdeki fincanı yere düşürdüğümü daha yeni anlıyordum. abartıyor ama yani alt tarafı bir kere yanlışlıkla ona çarptım, bir kere üzerine düştüm, ve bir kaç kerede kantinde kahvemi döktüm diye sakar mı oluyorum yani ben. hiç.

beni takmayan canım arkadaşlarımın yanına geçerek onlara döndüm.
"kızlar Ufuk neden burda kalıyor ki, hem ayrıca böyle süpriz mi olur insan bi haber verir." dediğimde Başak konuştu
"Öykü sen anlatsana lan filmin en heycanlı yerinde." dedi ve filme odaklanmış Öyküyü dürtdü.
"bir şey yok lan her zaman ki gibi kavga etmiş yine Babasıyla. sık sık geliyormuş zaten buraya gece gelip sabah gidiyormuş bazen. ama şimdi farklı" dedi ve tekrardan filme odaklandı.