Korku Okulu 2 • 9.Bölüm • Bebeğin Ölümü

4.1K 215 21
                                    

Sibel'in ölümü evdeki herkesi derinden etkilemişti. Şimdi bu koca evde yalnızca üç kişi kalmıştık. Efsun  Ali'yle gittikçe daha yakın arkadaş oluyordu. Artık her şey daha zor bir hâl almıştı.

Tülin'in kaybolmasından sonra Hakan, eve kapanıp bir haber gelmesi ümidiyle bekleyişe geçti...
-
Gece uykumun bölünmesine sebep olan, son ses çalan telefonun yanına gittim.

"Alo!"

"Arkadaşın şu an bir tekneyle Yunanistan'a kaçırılıyor!"

"Ne ? Ne diyorsunuz ?"

"Son fırsatını kaçırma." dedi ve telefonu kapattı.

Anlamsız ve şaşkın ifadeye büründüm. Hangi tekne ve hangi liman olduğunu bilmediğim için kararsız bir şekilde arayayacaktım. Hemen Efsun'u uyandırdım. Üstlerimizi giyip telaşla dışarı çıktık. En yakın olan iki limanın adresine bakıp Efsun'la ikiye ayrıldık.

Eve yakın olan tarafa ben gidiyordum. Efsun ise taksiyle daha uzak olana gidiyordu.

Koşar adımlarla limana doğru gidiyordum. O esnada o bilinmeyen numaradan mesaj geldi.

"Zamanın bitiyor, tik tak tik tak!"

Telefonu hemen cebime koyup hızımı arttırmaya başladım. Hafiften yağan yağmurun altında ıslanmayı umursamadan son süratla koşuyordum.

Limanın önüne geldiğimde önüme bir sürü tekne çıktı. En uçta duran bir tekne dikkatimi çekti. Işıkları yanıyordu. Ona doğru yaklaştığımdan ön kısmında bir Yunanistan bayrağı olduğunu gördüm. Aradığım tekne kesinlikle bu olmalıydı. Tam içine doğru girecekken "Tülin!" diye bağırmaya başladım. O anda tekne harekete geçti. Ne kadar tutunmaya çalışsamda başarısız olmuştum.

"Tülin, Tülin gitme!" diye bağırışlarım adeta boşluğa gidiyordu.

Yagan yağmurdan sırılsıklam olmuş, yere çömelir bir pozisyonda gittikçe uzaklaşan tekneye bakarken Efsun aradı.

"Alo Efsun, Tülin'i yakalayamadım. Tekne tam dibimdeydi ama yetişemedim."

"Tülin şu an yanımda. Sen yanlış tekneye bakmışsın. Çok ağır yaralı ve baygın. Acilen hastaneye gitmemiz gerek. Ben ambulans çağırdım."

"Hangi hastane ?"

"Gittiğim limana en yakın hastane."

Bir taksi çağırarak hemen Tülin'in kaldırıldığı hastaneye gittim. Danışmaya Tülin'in odasına sordum.

"Tülin Yılmaz, şu an ameliyatta. İkinci kat sağ taraf ameliyathane." diyince koşarak ikinci kata çıktım.

Ameliyathanenin önüne baktığımda Efsun diz çökmüş ağlıyordu. Tam Efsun'un yanına giderken ameliyathaneden bir doktor elinde minik bir şeyi sarmış bize doğru geliyordu. Hemen yanına koştum.

"Maalesef, bebeği kaybettik. Hastaneye getirildiğinde bebeğin nabzı atmıyordu. Bebeği almasak anneyi kaybedebilirdik. Üzgünüm!"

Efsun duvara yığılmış şiddetle ağlıyordu. Bende ameliyathaneye dolu gözlerle bakıyordum.

Az sonrada Tülin içeriden çıktı. Gözlerimizdeki yaşları silerek ona baktık. Bitkin ve solgun hâlde bize bakıyordu. Onu yoğun bakım odalarına götürürlerken peşinden gittik.

Doktora ısrar ederek birkaç dakikalığına izin aldık. Odaya girdiğimizde Tülin öylece yanındaki duvara bakıyordu.

"Tülin!" diyerek konuşmaya çalıştım. Sanki bizi hiç duymuyor hiç görmüyor gibiydi. Efsun tekrardan büyük bir sesle konuşunca kafasını yavaşça çevirip bize baktı.

Efsun'la birlikte Tülin'e sarıldık. Gözündeki yaşları saçıma geliyordu. Yüzüne bakıp gözyaşlarını sildim.

Efsun, Tülin'in elinden tutarak "Hepsi geçecek." dedi.

"Asla! Asla geçmeyecek!" diye cevap verdi Tülin.

Tülin'in konuştuğunu görünce ona "Sana bunu kim yaptı ?" diye sordum. "O yaptı. Ali!"

O ismi duyunca nefret dolu gözlerle duvara baktım ve yandaki masaya yumruk atarak dışarı çıktım.

Hastanenin önündeki taksiye atlayarak eve doğru gittim. Evin önüne geldiğimde Ali'nin odasının kapalı olduğunu gördüm.

Eve girip yedek anahtarların olduğu kısımdan o odanın anahtarını aldım. Hızlı adımlarla Ali'nin odasına gittim. Anahtarı soktuğumda kapı bir türlü açılmıyordu. İçimden kapının kilidinin değiştirildiğini düşündüm.

"Artık bu kilide ihtiyacın olmayacak Ali. Çünkü bu eve bir daha giremeyeceksin!" diye bağırarak kapıya tüm gücümle tekme attım. Büyük bir sesle yıkılan kapıyla birlikte havatya bir toz yığını kalktı. Hemen odanın ışığını açıp içeriye daldım. Elime ne geldiyse pencereden fırlatmaya başladım. Sıra elbiselere geldiğinde bir anda elime dinleme cihazı koyduğum gömlek geldi. İyice parçalara ayırana dek parçaladım ve dışarı attım.

Az sonra dış kapıdan seslerin geldiğini duydum. Oraya doğru gidip gelenin kim olduğuma baktım. Tabii ki tahmin ettiğim kişiydi, Ali!

"Ne olu-?" lafını bitirtmeden onu dışarıya doğru itmeye başladım.

"Defol! Defol buradan bebek katili! Sibel'i de kesin sen öldürmüşsündür. Defol git buradan!"

Odasından aldığım birkaç eşyayı yüzüne doğru fırlattım. Odasında tek bir eşyası kalmayana dek hepsini dışarı attım.

En sonunda dışarıya çıkıp Ali'nin karşısına geçtim.

"Polisler çoktan Tülin'in ifadesini almıştır. Şimdi de ben yerini ihbar ediyorum. Bu sefer kaçışın yok, oyun bitti!"

Bölüm Sonu

Korku Okulu 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin